WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Maddedeki (muhik tazminat) sözcüğünden salt inşaat bedeli değil olayın özelliğine göre TMK'nun 4. maddesinden aldığı yetkiye dayanarak hakimin takdir edeceği en uygun bedel (asgari levazım bedeli) ise taşınmaz maliki yönünden yapının subjektif (öznel) olarak taşıdığı değer anlaşılmalıdır. (Yargıtay 8. HD., 2019/347 E., 2021/2627 K.) Türk Medeni Kanunu'nun 724. maddesinde öngörülen haksız inşaat sebebiyle savunma yoluyla temliken tescil isteğinde bulunulmasına yasal olanak yoktur. Haksız yapıda temliken tescil isteminin taşkın yapının tersine ayrı bir dava ile ileri sürülmesi gerekir. (Yargıtay 1. HD., 2013/13474 E., 2013/14711 K.) Somut olayda yapının 130 ve 88 parseller yönünden haksız yapı olduğunun kabulü halinde davalının iyiniyetli mi kötüniyetli mi olduğu, haklı tazminat veya en az levazım bedelini ödenmesi gerekip gerekmediği tartışılıp sonucuna göre yıkım istemi hakkında karar verilmelidir....

İli, ... ilçesi, 108 ada 61 ve 60 parsel sayılı taşınmazların maliki olduğunu, bu taşınmazların eski 42 parsel sayılı taşınmazın ifrazından oluştuğunu, 42 parsel sayılı taşınmaza bina yapmak için inşaat ruhsatı alındığını, hafriyat çalışmalarına başlandığında davalıların paylı mülkiyetinde bulunan 108 ada 55 parsel sayılı taşınmazda bulunan binanın müvekkilinin parseline 2,02 m2 taşkın inşa edildiğinin anlaşıldığını, davacı tarafından tecavüzlü kısmın ifrazı için masraf yapılarak 2,02 mertekare yüzölçümünde 108 ada 60 parsel ile 72,98 metrekare yüzölçümünde 61 parsel sayılı taşınmazın oluşturulduğunu, bu defa 61 parsel sayılı taşınmaza bina inşa etmek için 2. kez inşaat ruhsatı alındığını, davalıların taşkın inşaatı nedeniyle davacının binasının olması gerekenden daha küçük inşa edilebildiğini, eksik inşaat nedeniyle değer kaybının oluştuğunu, davalıların gerekli dikkat ve özeni göstermeksizin bina inşa ettiklerini belirterek elatmanın önlenmesi, kal, maddi ve manevi tazminat talep etmiştir...

    Tapulu taşınmaza el atmanın önlenmesi ile birlikte taşınmaz üzerindeki taşkın inşaatın yıktırılması davasında mahkemenin görevi, taşkın kısmın zemin değeri ile birlikte binanın taşan kısmının değerlerinin toplamı üzerinden belirlenir. Bu duruma göre somut olayda, dava tarihi itibariyle tecavüz edilen arazi değeri, taşkın inşaatın zemin değeri ve taşkın inşaat olan ahırın taşkın kısmının değerleri toplamına göre uyuşmazlığın , Sulh Hukuk Mahkemesinde görülerek çözümlenmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince Aralık Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 03.04.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Bu kural, taşkın inşaatı yapan kimsenin, elattığı taşınmazın başkasının mülkü olduğunu bilmemesini veya beklenen tüm dikkat ve özeni göstermesine karşılık bilebilecek durumda olmamasını ya da taşkın inşaat yapmakta haklı bir sebebinin bulunmasını ifade eder. İyiniyetin varlığı iddia ve savunmaya bakılmaksızın mahkemece re’sen araştırılmalıdır. Ne var ki, 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği gibi olay ve karinelerden, durumun özelliklerine göre kendisinden beklenen dikkat ve özeni göstermemiş olduğu açık bulunan taşkın inşaat sahibinin temliken tescil talebinde bulunması mümkün değildir. Çünkü bu gibi durumlarda kötüniyet karşı tarafın ispatı gerekmeden belirlenmiş olur. Ayrıca iyiniyet inşaatın başladığı andan tamamlandığı ana kadar devam etmelidir. (Sübjektif koşul) b) İkinci koşul, yapı kıymetinin taşılan arazi parçasının değerinden açıkça fazla olmasıdır....

        Böyle bir irtifak hakkı yoksa zarar gören malik taşmayı öğrendiği tarihten başlayarak onbeş gün içinde itiraz etmediği, aynı zamanda durum ve koşullar da haklı gösterdiği takdirde, taşkın yapıyı iyi niyetle yapan kimse, uygun bir bedel karşılığında taşan kısım için bir irtifak hakkı kurulmasını veya bu kısmın bulunduğu arazi parçasının mülkiyetinin kendisine devrini isteyebilir" şeklindedir. Böylece, muhdesatla arasındaki bağlantı kesilmiş bina sahibine aşağıdaki koşulların oluşması halinde ayrılmaz parça niteliğindeki taşkın yapı için üzerinde bulunduğu taşınmaza malik olabilme olanağı tanınmıştır. Bunun için: 1-Tapuya kayıtlı özel mülkiyete konu bir taşınmaz üzerinde, temelli kalması amacıyla yapılan binanın ayrılmaz parçası yine tapuda kayıtlı üçüncü kişiye ait taşınmaza taşkın yapılmış olmalıdır. 2- Taşkın inşaat, taşkın yapı ile iki komşu taşınmazı fiilen birleştirmekte, ekonomik bir bütünlük oluşturmaktadır....

          ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 21/03/2013 NUMARASI : 2011/647-2013/78 Taraflararasında görülen elatmanın önlenmesi davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı ve davalı S.. S.. vekilleri tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir. Davacı, kayden maliki olduğu 160 ada 22 parsel sayılı taşınmaza, komşu 29 parsel sayılı taşınmazın maliki olan davalılarca taşkın inşaat yapıldığını, davalılara ait binanın ön ve arka duvar çıkıntılarının ve bahçe duvar perdelerinin taşkın nitelikte olduğunu, ayrıca kendisine ait taşınmazdaki binanın doğalgaz kutusundan binalarına doğalgaz hattı çekmek suretiyle müdahalede bulunduklarını ileri sürerek elatmanın önlenmesine karar verilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır....

            Bu kural, taşkın inşaatı yapan kimsenin, elattığı taşınmazın başkasının mülkü olduğunu bilmemesini veya beklenen tüm dikkat ve özeni göstermesine karşılık bilebilecek durumda olmamasını ya da taşkın inşaat yapmakta haklı bir sebebinin bulunmasını ifade eder. İyiniyetin varlığı iddia ve savunmaya bakılmaksızın mahkemece re'sen araştırılmalıdır. Ne var ki, 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği gibi olay ve karinelerden, durumun özelliklerine göre kendisinden beklenen dikkat ve özeni göstermemiş olduğu açık bulunan taşkın inşaat sahibinin temliken tescil talebinde bulunması mümkün değildir. Çünkü bu gibi durumlarda kötüniyet karşı tarafın ispatı gerekmeden belirlenmiş olur. Ayrıca iyiniyet inşaatın ba...

              Dosya içeriği, toplanan deliller ve kadastral yöntemlere uygun biçimde yapılan ölçüm sonucu, davalılara ait 2279 ada 63 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan binanın 30.05.2012 tarihli fen raporuna göre davacıya ait 2279 ada 170 parsel sayılı taşınmaza taşkın olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle, bu bölüme vaki elatmanın önlenmesi istemlerinin kabulüne, taşkın kısmın yıkımına ve davacının tazminat talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Bir kısım davalılar vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine. Davacının temyizine gelince; Bilindiği üzere; Taşkın yapılarda, sosyal ve ekonomik bir değeri yok etmemek ve yapının bütünlüğünü korumak amacıyla yasa koyucu Medeni Kanunun 722, 723, 724 ncü maddelerinde öngörülenlerden daha değişik ilkelere ihtiyaç duymuş bu nedenle 725. madde hükmünü getirmek zorunda kalmıştır....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ-YIKIM Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, 309 ada 27 parsel sayılı taşınmazın maliki ... ve...nin diğer davacı yüklenici Kadir’le kat karşılığı inşaat sözleşmesi yaparak tapuda pay devrini sağladıklarını, komşu 309 ada 4 parsel sayılı taşınmazın maliki olan davalının taşkın yapısı nedeniyle inşaata başlanamadığını ileri sürerek elatmanın önlenmesi ile taşkın kısımların yıkılmasına karar verilmesini istemişlerdir. Davalı, taşınmazını 1973 yılında satın alarak 1976 yılında o günün imar durumuna uygun iki katlı inşaat yaptığını, davacıların müdahale edildiğine ilişkin beyanları üzerine ölçüm yaptırdığını, yapılan ölçüm sonunda herhangi bir müdahale olmadığının bildirildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddianın sabit olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'...

                  Hukuk Dairesi'nin 2018/4912 Esas - 2020/3923 Karar) Taşkın inşaat, taşkın yapı ile iki komşu taşınmazı fiilen birleştirmekte, ekonomik bir bütünlük oluşturmaktadır. Bu özelliğinden dolayı taşkın yapıya dayanan temliken tescil isteği taşınmaza bağlı kişisel hak niteliğindedir. Taşılan arazi malikinin devir borcu, eşyaya bağlı bir borç olduğundan, inşaat maliki hakkını taşılan arazinin her malikine karşı kullanabilir. Yeni malikler de 4721 s. TMK'nun 725. maddesinde belirtilen haklardan yararlanabilecekleri gibi borçlardan da sorumlu olur. (Yargıtay 7....

                  UYAP Entegrasyonu