Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk (Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk) Mahkemesi ise davaya konu uyuşmazlığın, TTK'nın 56 vd. maddeleri öngörülen haksız rekabete dayalı tazminat istemine ilişkin olması nedeniyle asliye ticaret mahkemesinin görev alanında kaldığı gerekçesiyle, görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. TTK’nın 56'ncı maddesine göre, iktisadi rekabetin objektif iyiniyet kurallarına aykırı her türlü suistimali haksız rekabettir. Bu madde ile hâkime, çevreye, zamana ve günün ekonomik koşullarına uyan, uyarlanabilen geniş ve değişik bir kıstas verilmiştir....

    Dava, davacının tescilsiz markasına yönelik iltibas iddiasına dayalı haksız rekabetin tespiti ve men'i ile bu nedenle manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacılar tarafından özetle, müvekkiline ait tescilciz "...." markasının davalı tarafından kendi işletmesinde izinsiz kullanıldığı ve bu kullanımın TTK'nın 55. maddesi gereğince iltibas nedeniyle haksız rekabete neden olduğu iddia edilmiş, davalı tarafından ise cevap dilekçesi sunulmayarak bu iddialar inkar edilmiştir. Tescil edilmemiş marka, tasarım, patent, faydalı model gibi sınai hakka iltibas söz konusu olabileceği gibi, her türlü tanıtma vasıtaları, ticaret unvanı vb. ile de iltibas yaratılması mümkün olup bu bağlamda tescil edilmemiş sınai haklara ilişkin iltibas durumunda TTK md. 55/1.a.4 bendinin uygulama alanı bulunması olanaklıdır....

      Bu kez asıl davada davacı ...Ş. vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur. 1-Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, asıl davada davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair karar düzeltme istemlerinin reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Asıl dava, haksız rekabetin önlenmesi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, davacı vekili dava dilekçesinde haksız rekabete ilişkin iddialarına yer verdikten sonra maddi tazminat taleplerini saklı tuttuğunu belirtmiş ve dilekçenin “sonuç ve istem” başlıklı bölümünde manevi tazminat talep ettiklerini ifade etmiştir. Sonrasında davacı vekili, 11.04.2011 tarihli dilekçesi ile dava dilekçesindeki “maddi tazminat” ifadesinin yazım hatasından kaynaklandığını, taleplerinin yalnızca manevi tazminata ilişkin olduğunu belirtmiştir....

        Mahkememizce yapılan yargılama, tarafların beyanları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre ; davacının haksız rekabete dayalı tazminat ve haksız rekabetin tespiti istemiyle dava açtığı, ancak davalıların iş akitlerini haklı nedenle feshettikleri, davacı işverenin yeterli iş koşullarını sağlayamadığı, işçi haklarının zamanında ödenmesini temin edemediği, 6103 sayılı Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun m. 2 hükmü uyarınca dava konusu ihtilafa 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu''nun uygulanacağını, dava konusu ihtilafta davalıların 6762 sayılı TTK m. 57/7, 57/8 ve m. 56 hükümleri bağlamında bir haksız rekabet eylemlerinin bulunmadığını, dava dilekçesinde sadece haksız rekabete dayalı istemde bulunulduğu, rekabet yasağına aykırılık dolayısıyla bir isteme rastlanılmadığı, davacının zarara sebep olma ihtimalinin olmadığı, TBK 444,445/2 kapsamında haksız rekabet için aranın haksız fesih şartının gerçekleşmediği, davacının bir zararının varlığını da ispatlayamadığı...

          Mahkememizce yapılan yargılama, tarafların beyanları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre ; davacının haksız rekabete dayalı tazminat ve haksız rekabetin tespiti istemiyle dava açtığı, ancak davalıların iş akitlerini haklı nedenle feshettikleri, davacı işverenin yeterli iş koşullarını sağlayamadığı, işçi haklarının zamanında ödenmesini temin edemediği, 6103 sayılı Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun m. 2 hükmü uyarınca dava konusu ihtilafa 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu''nun uygulanacağını, dava konusu ihtilafta davalıların 6762 sayılı TTK m. 57/7, 57/8 ve m. 56 hükümleri bağlamında bir haksız rekabet eylemlerinin bulunmadığını, dava dilekçesinde sadece haksız rekabete dayalı istemde bulunulduğu, rekabet yasağına aykırılık dolayısıyla bir isteme rastlanılmadığı, davacının zarara sebep olma ihtimalinin olmadığı, TBK 444,445/2 kapsamında haksız rekabet için aranın haksız fesih şartının gerçekleşmediği, davacının bir zararının varlığını da ispatlayamadığı...

            Mahkememizce yapılan yargılama, tarafların beyanları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre ; davacının haksız rekabete dayalı tazminat ve haksız rekabetin tespiti istemiyle dava açtığı, ancak davalıların iş akitlerini haklı nedenle feshettikleri, davacı işverenin yeterli iş koşullarını sağlayamadığı, işçi haklarının zamanında ödenmesini temin edemediği, 6103 sayılı Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun m. 2 hükmü uyarınca dava konusu ihtilafa 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu''nun uygulanacağını, dava konusu ihtilafta davalıların 6762 sayılı TTK m. 57/7, 57/8 ve m. 56 hükümleri bağlamında bir haksız rekabet eylemlerinin bulunmadığını, dava dilekçesinde sadece haksız rekabete dayalı istemde bulunulduğu, rekabet yasağına aykırılık dolayısıyla bir isteme rastlanılmadığı, davacının zarara sebep olma ihtimalinin olmadığı, TBK 444,445/2 kapsamında haksız rekabet için aranın haksız fesih şartının gerçekleşmediği, davacının bir zararının varlığını da ispatlayamadığı...

              Şirketi'ne ait olduğu, bu şirket ile davacı arasında münhasır olmayan distribütörlük sözleşmesi bulunduğu, sözleşmenin marka ihlali durumunda davacıya, marka tesciline dayalı olarak dava açma yetkisi vermediği, bu durumda davacı tarafın distribütörlük sözleşmesine dayalı olarak ve 556 sayılı KHK kapsamında talepte bulunamayacağı, buna karşılık distribütörlük sözleşmesine dayalı olarak haksız rekabete ilişkin genel hükümlere göre talep hakkının söz konusu olduğu, genel hükümlere göre açılacak davada ise 556 sayılı KHK'nın 63. maddesinde yazılı özel yetkili mahkemelerin değil, 6100 sayılı HMK hükümlerine göre genel yetkili mahkemenin bu davaya bakabileceği, davalı tarafın şirket merkezinin Konya ilinde bulunduğu, bu durumda yetkili mahkemenin Konya Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....

                nin şahıs şirketi olduğunu, 06.12.2010 tarihinde tür değiştirerek ... unvanını alarak faaliyetine devam ettiğini, aynı davalı hakkında mükerrer dava açıldığını, .... firmasının deniz taşıması içinde alt taşıyıcı olarak görev yaptıklarını, gerçeğe aykırı beyanda bulunmadıklarını, tazminat talebinin hukuki dayanağı olmadığını, mail ve yazışmaların haksız rekabete konu edilemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir....

                  Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre, davacının dava dışı Crocs firması ile arasındaki distrübütörlük sözleşmesine dayalı olarak tek yetkili satıcısı sıfatıyla dava açtığı, tek yetkili satıcılık sözleşmesinin hak sahibi ile satıcı arasında hak ve yükümlülükleri düzenleyen bir sözleşme niteliğinde bulunduğu dikkate alındığında piyasaya sunulan ürünler nedeniyle haksız rekabete dayalı olarak talepte bulunma ve dava açma hakkının da sözleşmenin diğer tarafı olan gerçek hak sahibine ait olduğu, tek yetkili satıcının bu sıfatından kaynaklanan bir nedene dayalı olarak satılan ürünler bakımından haksız rekabet davasında da aktif dava ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir....

                    Maddesi hükmü karşısında sonraki tarihli marka tescilinden yararlanamayacağı , davalı yanın tescil dışı kullanımları ile davacı yanın tescilli markalardan doğan haklarına tecavüz ettiği ve aynı zamanda davacı yan ile haksız rekabete sebebiyet verdiği anlaşılmakla davanın kabulü ile ,davalının davacı adına tescilli ...... tescil nolu " ......." ibareli markadan doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabetinin tespitine, durdurulmasına neticesi olan maddi durumun ortadan kaldırılmasına, bu kapsamda " ......." ibaresini ön plana çıkaran tabela ve her türlü tanıtım malzemelerine el konularak imhasına, karar vermek gerekmiştir. Davacının tazminat talebine gelince; davacının tazminat seçeneği yönüne göre dava tarihinden geriye doğru olan dönemle sınırlı olmak kaydıyla, isteyebileceği tazminat tutarının 5.566,00 TL olduğu anlaşılmakla, fazlaya dair talepleri saklı tutularak ve taleple bağlı kalınarak 5.000,00 TL maddi tazminatın tahsiline karar vermek gerekmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu