Asliye Hukuk Mahkemesi 09/09/2021 tarih 2021/78 Esas 2021/466 Karar sayılı gerekçeli kararında özetle; "Dava; haksız ihtiyati hacizden dolayı manevi tazminat istemine ilişkindir. 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 259. maddesinin 1. fıkrasında; ihtiyati haczin haksız çıkması halinde, borçlunun ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğradıkları bütün zararlardan alacaklının sorumlu olduğu düzenlenmiştir. Haksız ihtiyati hacizden dolayı alacaklının maddi tazminat ile sorumlu tutulabilmesi için; borçlunun malları için ihtiyati haciz kararı alınmış ve bu karar yerine getirilmiş olmalı, ihtiyati haciz koydurmuş olan alacaklı haksız çıkmış olmalı, borçlu (veya üçüncü kişi) malları üzerine ihtiyati haciz konulmuş olmasından bir zarar görmüş olmalı ve zarar ile haksız ihtiyati haciz arasında uygun illiyet bağı bulunmalıdır. İhtiyati haciz haksız ve bundan maddi zarar doğmuşsa, alacaklı kusurlu olmasa dahi, zarar görene maddi tazminat ödemekle yükümlüdür. Davacı vekili, davalı tarafından Konya 13....
Dava; Haksız haciz sebebiyle maddi ve manevi tazminat davasıdır. 2004 sayılı İİK’nın 259/1. maddesinde, ihtiyati haczin haksız çıkması halinde, borçlunun ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğradıkları bütün zararlardan alacaklının sorumlu olduğu düzenlenmiştir. İhtiyati haciz haksız ve bundan maddi zarar doğmuşsa, alacaklı kusurlu olmasa dahi, zarar görene maddi tazminat ödemekle yükümlüdür. Buna karşılık, haksız ihtiyati haciz koyduran alacaklının kusursuz sorumluluğu sadece maddi tazminat bakımından olup, manevi tazminat yönünden 818 sayılı BK’nın 49. maddesindeki (6098 sayılı TBK'nın 58.maddesi) koşulların oluşması gerekir. Bu maddeye dayalı sorumluluk ise, kusura dayalıdır. Bu itibarla, alacaklının kötüniyetli veya iyiniyetli olup olmadığı da sonuca etkili olup, ağır olmasa da kusurlu olması da gerekmektedir (Bkz. Prof. B. Kuru, İcra ve İflas Hukuku, Ankara, 1993, Cilt 3, Sh.2583 v.d), (Emsal Yargıtay 4. HD nin 24.10.2018 gün ve 2016/9599 E - 2018/6494 K. Sayılı ilamı)....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2023/191 Esas KARAR NO : 2024/674 DAVA : Tazminat (Haksız İhtiyati Hacizden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 24/05/2022 KARAR TARİHİ : 18/10/2024 Mahkememizin ... Esas sayılı dava dosyasının ... tarihli duruşmasında verilen tefrik kararına istinaden mahkememizin yukarıda belirtilen esas sırasına kaydı yapılarak yargılamasına devam olunmuştur. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ... ile davalı şirket arasında ... adına kayıtlı ... isimli ... yıldızlı otelin genel mekanlar, elektrik, mekanik ve inşai tadilat işlerinin yapılması konusunda davacı şirketle arasında yapım işi sözleşmesi imzalandığını, ... şirketi ile ... şirketi arasındaki yapım işi sözleşmesinin .... Maddesine ilişkin taraflarca imzalanan ... tarihli avans protokolüne istinaden ... şirketi tarafından davacıya avans olarak çekler verildiğini, işbu avans olarak çeklerden toplamda ......
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) - K A R A R - Dava, yükleniciden haricen satın almaya dayalı şahsi hak temlikinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil, ikinci kademede tazminat istemine ilişkin olup davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair verilen hükmün kesinleşmesi sonrasında, dava dışı ihtiyati hacizden menfaati ihlal edilenler vekilince taşınmazlar üzerindeki ihtiyati haciz şerhlerinin kaldırılması istemi üzere, talebin reddine ilişkin mahkemece verilen 06.04.2021 tarihli ek karar temyiz edilmiştir. 6100 sayılı HMK 341/1. maddesinde ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi kararları, karşı tarafın yüzüne karşı verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları, karşı tarafın yokluğunda verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarına karşı yapılan itiraz üzere verilen kararlara karşı ilgili bölge adliye mahkemesinde istinaf kanun yoluna başvurulabileceği düzenlenmiştir....
Davacı üçüncü kişi vekili, istihkak davasının kabulüne karar verilmiş olmasına rağmen kötü niyet tazminatı talebine ilişkin bir hüküm tesis edilmediğini, bu hususa ilişkin sunmuş oldukları tavzih dilekçesine karşı mahkemece 10.09.2021 tarihli ek kararı ile tazminat talebinin reddine karar verildiğini, red kararının haksız ve mesnetsiz olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir. C....
Bankasının personelinin haksız fiili nedeniyle uğranılan zararın tazminine yönelik olarak takip edilen ihtiyati hacizden kaynaklanmasına, tarafların sıfatına ve işin niteliğine göre kararın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesiyle görevli Yüksek 4.Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 12.4.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı alacaklı vekili, haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Davalı borçlu, dava konusu aracı hacizden önce davacıya sattığını belirtmiştir. Mahkemece, davacının dava konusu aracı 27.01.2009 tarihli hacizden önce 2918 sayılı Yasanın 20/d maddesine uygun olarak noterde düzenlenmiş sözleşme ile satın alarak mülkiyetini kazandığından bahisle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı alacaklı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanunun uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 621,14 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı alacaklıdan alınmasına 5.10.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece, haksız hacizden dolayı davacının ticari itibarının zedelendiği ve kişilik haklarının zarar gördüğü gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Türk Borçlar Kanunu’nun 58. maddesi (818 sayılı BK 49. maddesi) hükmüne göre kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir. Haksız haciz nedeniyle manevi tazminata hükmedilebilmesi için davalının icra takibinde kötü niyetinin ve ağır kusurunun varlığı ile buna bağlı olarak zararının oluşması gereklidir. Olayların yukarıda açıklanan gelişimi dikkate alındığında salt davacıya zarar vermek amacıyla haciz işleminin yapıldığı başka bir ifade ile takibin haksız ve kötü niyetli olduğu söylenemez. Şu durumda, koşulları oluşmayan manevi tazminat isteminin tümden reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile kısmen kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir....
Asliye Ticaret Mahkemesi NUMARASI : 2023/713 esas 2024/20 karar KARAR TARİHİ : 15/04/2024 DAVA : Tazminat (Haksız İhtiyati Hacizden Kaynaklanan) KARAR TARİHİ : 22/04/2024 KARAR YAZIM TARİHİ : 22/04/2024 Dairemizin yukarıda esas numarasında kayıtlı bulunan davanın Türk Milleti adına yapılıp bitirilen istinaf ön incelemesi sonunda; G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı tarafından adli yardım talepli istinaf isteminde bulunulmuştur. Dairemizce 29/03/2024 tarihli ara karar ile adli yardım talebinin reddine karar verilmiştir. Bu kez davacı tarafından 03/04/2024 tarihinde Dairemizce verilen ara karara itiraz etmiş, itirazı değerlendirilmek üzere dosya İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi'ne gönderilmiş, ilgili Dairece verilen 15/04/2024 tarih 2024/1 D. İş - 2024/1 Karar sayılı kararı gereği adli yardım talebinin reddine karar verilerek kesinleşmiştir....
Oluklu Mukavva Kutu Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi ve diğerleri aleyhine 20/06/2012 gününde verilen dilekçe ile haksız hacizden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen 14/05/2015 günlü kararın Yargıtay’da duruşmalı olarak incelenmesi davalılar ... ve davalı şirket vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 13/03/2018 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine taraflardan kimsenin gelmediği görüldü, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosyanın görüşülmesine geçildi. Dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dosyanın incelenmesinde; davalı ...'a yapılan gerekçeli karar tebliğinin usulüne uygun olarak yapılmadığı anlaşılmıştır. Şöyle ki; tebligatın usulüne uygun olabilmesi için Tebligat Kanunu 10 ve 21/2. maddelerinin birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir....