Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı-karşı davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel mahkemece her ne kadar davalı-karşı davacının zinaya dayalı boşanma davasını ispat ettiğinden bahisle bu nedene dayalı olarak tarafların boşanmalarına ve davacı-karşı davalının tam kusurlu olduğuna karar vermiş ise de; kararın hatalı ve hukuka aykırı olduğunu, davacı-karşı davalının bir başka kadınla birlikte yaşamadığı ve bir başka kadınla devam eden bir ilişkisinin bulunadığı, sadakat yükümlülüğünü ihlal etmediği dinlenen tanıklar Rahime, Sevgi ve İbrahim'inin birbirleriyle tutarlı ve görgüye dayalı beyanları ile sabit olduğunu, davalı-karşı davacı yanın tanıklarının gerçeğe aykırı beyanda bulunduklarını, yerel mahkemece davalı-karşı davacı Hayriye lehine 20.000,00- TL. maddi, 20.000,00- TL. manevi tazminat ödenmesine hükmedilmiş ise de sübut bulmayan zina isnadı nedeniyle şartları oluşmadığı halde maddi ve manevi tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğunu ve tazminat miktarlarının fahiş olduğunu...

Davalı istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacının haksız tahrikleri ile olayın yaşanmasına sebebiyet verdiğini, cep telefonu ile kayıt yaparken sosyal medyada paylaşacağını söylemesi üzerine davacının istediğiniz yere verebilirsiniz şeklinde rıza gösterdiğini, manevi tazminata hükmedilmesinin yerinde olmadığını ve tazminatı ödeme gücünün bulunmadığını, hükmedilen tazminatın karşı tarafın sebepsiz zenginleşmesine yol açacağını, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davacı tarafça istinaf başvuru dilekçesine karşı cevap dilekçesi sunulmamıştır. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda; Dava, haksız eylem sebebine dayalı manevi tazminat talebine ilişkindir....

Aile Mahkemesinin 2017/666 esasıyla evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı (TMK m. 166/1) boşanma davası açılmış ve bu husus davalı kadın vekili tarafından beyan edildiğine ve davalar arasında bağlantı bulunduğuna göre, erkek tarafından açılan evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı (TMK m. 166/1) ve kadın tarafından evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı (TMK m. 166/1) açılmış olan davaların birleştirilerek, davaların esası hakkında hüküm kurulması gerektiğinden hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda gösterilen sebeple Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 15/01/2019 tarih, 2017/2280 esas ve 2019/32 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, Ankara 10....

    Mahkemece, davacı sigortalının maddi tazminat talebinin kabulüne, manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne, protez bedeli talebinin kısmen kabulüne, eş, anne ve babanın manevi tazminat istemlerinin reddine karar verilmiştir. Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden; kazalı sigortalının sürekli iş göremezlik oranının % 48,20 olduğu, sağ önkol 1/3 üst uç amputasyon, sol önkol walkman iskemik kontraktür sekeli mevcut olduğu anlaşılmaktadır. Zararlandırıcı olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 Sayılı Borçlar Kanununun 47. maddesine göre manevi tazminat isteme hakkı doğrudan doğruya cismani zarara maruz kalan kişiye aittir. Yansıma yoluyla aynı eylem nedeniyle üzüntü duyanlar manevi tazminat isteyemezler. Hal böyle olunca doğrudan doğruya cismani zarara maruz kalan yalnızca maddi sağlık bütünlüğü ihlal edilen kişi midir?...

      Nitekim, kaza sonucu ağır yaralanan ve 2 kez ameliyata rağmen iyileşmeyen çocuklarının durumu sebebiyle ruhsal bütünlüğü bozulan anne ve babanın (H.G.K. 26.4.1995 gün ve 1995/11-122, 1995/430) ve haksız eylem sonucu ağır yaralanan ve iktidarsız kalan kocanın karısının manevi tazminat isteyebileceklerine (H.G.K. 23.9.1987 gün ve 1987/9-183 1987/655) ilişkin Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararları aynı esaslara dayanmaktadır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 56.maddesi ile bu konu yeniden düzenlenmiş olunup özetle "ağır bedensel zarar yada ölüm halinde zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar para ödenmesine karar verilebilineceği"hükmü getirilmiştir....

        İhtisas Kurulu ve bilirkişi raporu hükme esas alınarak, geçici ve sürekli işgöremezlik giderine ilişkin maddi tazminat talebinin kabulü ve manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Olay tarihinde yürürlükte olan Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 74. maddesine (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 26. maddesi) göre; hâkim tarafların talepleri ile bağlı olup, bu taleplerden fazlasına karar veremez. Dosya kapsamından; davacının dava dilekçesinde, kasten yaralama eylemi nedeniyle fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmadan toplam 20.000 TL maddi ve manevi tazminat isteminde bulunduğu, 20/01/2011 tarihli oturumda bu talebinin 15.000 TL'sinin maddi, 5000 TL'sinin manevi istemine ilişkin olduğunu açıkladığı, akabinde 15/11/2012 tarihli duruşmada tazminat isteminin 10.000 TL'lik kısmının maddi, 10.000 TL'sinin ise manevi tazminata ilişkin olduğunu belirttiği ve dolayısıyla maddi tazminat talebini 10.000 TL olarak sınırladığı anlaşılmaktadır....

          Delillerin Değerlendirilmesi ve Netice-i Kanaat; Davacı ile davalı arasında hizmet ilişkisinden kaynaklı işveren-işçi ilişkisi bulunmaktayken davalının geri dönüşü yüksek riskli olduğu halde bazı 3. kişilere usulsüz olarak kredi kullandırdığı ve bu kredilerin geri dönüşünün sağlanamaması nedeniyle bankanın zarara uğradığı iddiasıyla hem maddi hem de manevi tazminat talep edilmektedir. Öncelikle ifade etmek gerekir ki, bir kimseden maddi tazminat talep edilebilmesi için ortada haksız bir eylem olmalı, bu haksız eylem hukuka aykırı olmalı, hukuka aykırı haksız eylem nedeniyle bir kimse zarara uğramalı ve zarar ile eylem arasında uygun hukuki illiyet bağının bulunması gerekmektedir. Maddi zarar doğrudan oluşabileceği gibi dolaylı yoldan da oluşabilir. Bu takdirde illiyet bağının irdelenmesi gerekir. Somut durum itibariyle, davalı davacı işveren banka bünyesindeyken bir takım krediler kullandırmıştır....

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar ... ve ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 23/03/2013 gününde verilen dilekçe ile haksız eylem nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davacı ...'ın maddi tazminat talebinin feragat nedeniyle reddine, davacı ...'ün maddi ve manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne dair verilen 29/03/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü....

            tespitini, haksız rekabetin önlenmesini, 5.000 TL maddi, 5.000 TL manevi tazminatın tahsilini talep ve dava etmiştir....

              Şu durumda; mahkemece davacının dava dilekçesinde yer alan taleplerini, davalının hangi eylemine dayandırdığını ve hangi eylem nedeniyle, ne miktarda manevi tazminat talep ettiği hususunun açıklattırılması ve ardından Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 06/07/2018 tarihli, 2017/5 esas, 2018/7 sayılı kararı gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken eksik tahkikata dayalı hüküm kurulması doğru değildir. Kararın açıklanan nedenle bozulması gerekir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarı açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve taraflardan peşin alınan harçların istek halinde geri verilmesine 27/12/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi....

                UYAP Entegrasyonu