Ölünün hatırasına saldırı durumunda, onun yakınları yönünden ayrı bir kişilik hakkına saldırı durumu söz konusu olmaktadır. Diğer bir anlatımla ölü hakkındaki nitelendirmeler aynı zamanda yakınlarının kişisel varlığına da yönelmiş bir saldırı niteliğindedir. Somut olayda, ölünün çocuğu dava açarak kendi kişilik hakkına saldırı bulunduğunu ileri sürdüğüne göre dava açmakta hukuki yararı bulunmaktadır. Davacının mirası reddetmiş olması, ölünün kişilik hakkına değil kendi kişilik hakkına saldırı İddiasıyla dava açılması karşısında husumetten reddi gerektirmez. Şu durum karşısında işin esasının İncelenerek ölü hakkındaki yayının davacının kişilik hakkına saldırı oluşturup oluşturmadığının incelenip değerlendirilmesi ve varılacak uygun sonuç çevresinde bir karar verilmesi gerekirken, mahkemece husumet yönünden davanın reddedilmesi bozma nedenidir....
Yerel mahkeme, tanık beyanlarını değerlendirmiş, davalının eyleminin davacının kişilik hakkına haksız bir saldırı oluşturduğunu kabul etmişse de davacıda manevi zarar oluşmadığı, toplumsal değer yargılarına göre davacının küçük düşürülmediği ve davacıda acı ile eleme sebep olmadığını belirterek davayı reddetmiştir. Dosyadaki belgelerden ve tanık beyanlarından davalının davacıya köy içinde bağırarak ırz ve namusuna yönelik olarak küfürle hakaret ettiği anlaşılmaktadır. Bu durum yerel mahkemenin de kabulündedir. Davalının, davacının sosyal kişilik değerlerinden olan şeref ve haysiyetine saldırıda bulunduğu da açıktır. Davacı eldeki davayı, şeref ve haysiyetine yönelik kişilik hakkına saldırıldığı eylem nedeniyle mağdur olduğu için açmış ve manevi tazminat istemiştir....
Çoğunluk ile aramdaki uyuşmazlık, davalının anlatımında geçen ifadelerin davacının kişilik hakkını zedeleyip zedelemiyeceği, saldırı vardır dediğimiz takdirde, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 58. maddesinin 2. Fıkrasında öngörüldüğü gibi, tazminatın ödenmesi yerine diğer bir giderim biçimi kararlaştırılıp kararlaştırılamıyacağı, diğer bir ifadeyle, saldırıyı kınayan bir karar verilmesinin olaya daha uygun düşüp düşmeyeceği noktasında toplanmaktadır. Davacı, 02/06/2013 tarihinde twitter adlı sosyal paylaşım sitesindeki yazılarında dönemin Başbakanına karşı hakaretamiz ve kişilik hakkına saldırı mahiyetinde ifadeler kullanmıştır. Davalı da 04/06/2013 günü ... deki 1'e bir isimli programda, davacının twitlerine cevaben, davacının kişilik hakkına saldırı teşkil eden beyanlarda bulunmuştur. Bu durumda, hakim kişilik hakkı zedelenen davacının, manevi kişilik değerlerinde sebep olduğu eksilmeyi gözönünde tutarak en uygun düşecek gidirim biçimine karar vermelidir....
DAVA TÜRÜ :Manevi Tazminat Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık ve hüküm *basın yolu ile kişilik hakkına saldırı nedenine dayalı manevi tazminat itemine ilişkin olup inceleme görevi Yargıtay *4. Hukuk Dairesine aittir. S O N U Ç : Dosyanın görevli Yargıtay *4. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 24.09.2007...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tazminat Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık ve hüküm haksız eyleme dayalı maddi tazminat ve Medeni Kanunun 24, Borçlar Kanununun 49 maddesine dayalı kişilik hakkına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkin olup inceleme görevi Yargıtay * 4. Hukuk Dairesine aittir. S O N U Ç : Dosyanın görevli Yargıtay *4.Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 25.05.2009 (Pzt.)...
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 29/04/2021 NUMARASI : 2019/489 ESAS - 2021/139 KARAR DAVA KONUSU : Manevi Tazminat (Kişilik Hakkına Saldırı Sebebine Dayalı) KARAR : Taraflar arasında görülen dava sonucu verilen yerel mahkemenin yukarıda tarih ve numarası yazılı kararına karşı davalı tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulmakla, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Samsun 1....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Tazminat Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık ve hüküm Borçlar Kanununun 49. maddesine dayalı kişilik hakkına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkin olup inceleme görevi Yargıtay 4. Hukuk Dairesine aittir. S O N U Ç : Dosyanın görevli Yargıtay 4. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 08.11.2010 (Pzt.)...
DAVA TÜRÜ :Tazminat Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık ve hüküm * Borçlar Kanununun 49. maddesine dayalı kişilik hakkına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkin olup inceleme görevi Yargıtay 4. Hukuk Dairesine aittir. S O N U Ç : Dosyanın görevli Yargıtay 4. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 02.04.2007...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Manevi tazminat Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı manevi tazminat talebinde bulunmuş, mahkemece davanın BK. nun 49. maddesine dayalı kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkin olduğu, bu nedenle davaya bakmakla görevli olmadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Görevsizlik kararında görevli mahkemenin bildirilmesi ve dava dosyasının yasal sürede talep edilmesi halinde görevli mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekirken mahkemenin kısa ve gerekçeli kararda görevli mahkeme, görevsizlik kararı üzerine yapılacak işlemler gösterilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
Öncelikle konuya ilişkin yasal düzenleme ve ilkelerin ortaya konulmasında yarar vardır: Manevi zarar, kişilik değerlerinde oluşan objektif eksilmedir. Duyulan acı, çekilen ızdırap manevi zarar değil, onun görüntüsü olarak ortaya çıkabilir. Acı ve elemin manevi zarar olarak nitelendirilmesi sonucu, tüzel kişileri ve bilinçsizleri; öte yandan acılarını içlerinde gizleyenleri tazminat isteme haklarından yoksun bırakmamak için yasalar, manevi tazminat verilebilecek bazı olguları özel olarak düzenlemiştir. Bunlar, kişilik değerlerinin zedelenmesi (TMK 24), isme saldırı (TMK 26), nişan bozulması (TMK 121), evlenmenin butlanı (TMK 158/2), boşanma (TMK 174/2) bedensel zarar ve ölüme neden olma (818 sayılı BK 47) durumlarından biri ile kişilik haklarının zedelenmesi (818 sayılı BK 49) olarak sıralanabilir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 24. maddesi ile 818 sayılı BK’nın 49. maddesi diğer yasal düzenlemelere nazaran daha kapsamlıdır....