Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İİK.nun 89. maddesi uyarınca haciz ihbarnamesi çıkaran davacının, borçlusu ... Kırtasiye Ve Promosyon Sanayi Ve Dış Ticaret Ltd. Şirketinin, 3. şahıs şirketteki alacağının varlığını aynı yasanın 68. maddesindeki belgelerle ispat etmesi zorunluluğu ve icra mahkemesinin sadece yalan beyana dayalı olarak istenen tazminatın tayin, tespit ve takdiri yönünden genel hükümlere uymak zorunda bulunduğunun anlaşılması karşısında, sınırlı yetkili mahkemede genel mahkemeler gibi duruşma yapılıp her türlü delil toplanarak ihtilaflı olan bu alacağın varlığının tesbitine yasal olanak bulunmadığı gözetilmeden yazılı biçimde davalının 9.285,74 YTL. tazminat ödemeye hükmolunması, 3.) Kabule göre de, şikayetin dayalı olduğu icra dosyası Bakırköy 1....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık-kimliği hakkında yalan beyanda bulunmak HÜKÜM : Hırsızlık suçundan beraat Yalan beyanda bulunmaktan mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Sanığa atılı hırsızlık ve kimliği hakkında yalan beyanda bulunmak suçlarının gerektirdiği cezanın miktar ve nev'i itibariyle tabi olduğu 765 sayılı TCK'nın 102/4 ve 104/2 maddelerine göre hesaplanan 5 yıllık asli ve 7 yıl 6 aylık zamanaşımının sorgu tarihi 27.07.2005 ile suç tarihi 05.05.2003 ve inceleme tarihleri arasında gerçekleştiği anlaşılmakla, hükmün BOZULMASINA, 1412 sayılı CMUK'nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak sanık hakkındaki kamu davasının 5271 sayılı CMK'nun 223/8. maddesi uyarınca hakkında DÜŞMESİNE, 22.11.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Somut olayda İİK. nun 89/1.maddesi uyarınca düzenlenen 05.03.2008 tarihli 1.haciz ihbarnamesinin şikayetçi üçüncü kişiye 10.03.2008 tarihinde tebliğ edildiği, yasal sürede cevap vermiş ise de 3.kişinin 12.03.2008 tarihli cevabının itiraz niteliğinde bulunmadığı, bunun üzerine düzenlenen 26.03.2008 tarihli 2.haciz ihbarının adı geçene 31.03.2008 tarihinde tebliğ edildiği ve 3.kişinin 02.04.2008 tarihinde ve yasal süre içinde cevap verdiği görülmüştür. İkinci haciz ihbarına verilen 02.04.2008 tarihli cevabın incelenmesinde 3.kişinin açıkça haciz ihbarına itiraz ettiği anlaşılmıştır. Bu durumda 3.kişi yasal sürede ikinci haciz ihbarına itiraz ettiğine göre, borç zimmetinde sayılamayacağından, borcu ödemesi istenemez ve hakkında haciz kararı verilemeyeceğinden, icra müdürlüğünce alacaklının haciz talebinin reddi yönünde verdiği karar doğru olup, mahkemece şikayetin kabulü yerine reddi isabetsizdir....

        bağlanan suçu mu oluşturacağı hususu, itirazımızın özünü oluşturmaktadır. 5237 sayılı TCK'nun 206. maddesinde hükme bağlanan memura yalan beyanda bulunma suçu, 765 sayılı TCK'nun 343. maddesinin karşılığıdır. 765 sayılı TCK'nun 343/2. maddesindeki nitelikli hallere yeni yasada yer verilmemiş, yalnızca 'yalan beyanda bulunma' deyimine yer verilmiştir....

          Asliye Hukuk Mahkemesinin 18.06.2015 tarihli ve 2014/147 Esas, 2015/268 karar sayılı kararı ile icra takibinin devamına dair karar verildiği, Uyaptan yapılan incelemede söz konusu bu kararın kesinleşmediğinin anlaşıldığı, 89/1 haciz ihbarnamesinin ise henüz takip kesinleşmeden üçüncü kişiye tebliğ edildiğinin anlaşıldığı, bu haliyle yapılan icra takibinin birinci haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinde kesinleşmediği anlaşılmakla, gönderilen birinci haciz ihbarnamesine 18.03.2016 tarihinde verilen cevabın gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçunu oluşturmayacağı, gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçu ile birlikte İİK'nın 89/4 üncü maddesi uyarınca talep edilen tazminat isteminin haksız fiile dayalı bir tazminat olduğu, gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçunun oluşmaması durumunda, ortada bir haksız fiil bulunmadığından, tazminat isteminin de bu gerekçe ile reddi gerekirken, takip dosyasında üçüncü kişinin haciz ihbarnamesine vekili aracılığı ile itiraz ettiği gerekçesiyle...

            Kabahatler Kanunu 40/1. maddesinde; 'Görevle bağlantılı olarak sorulması halinde kamu görevlisine kimliği veya adresiyle ilgili bilgi vermekten kaçınan veya gerçeğe aykırı beyanda bulunan kişiye, bu görevli tarafından elli Türk Lirası idari para cezası verilir.' denilmektedir. TCK'nun 206. maddesindeki suçun oluşabilmesi için belge düzenleme yetkisine sahip bir kamu görevlisinin huzurunda ve belgenin düzenlenmesi sırasında, kamu görevlisine yalan beyanda bulunulması gerekmektedir. Kabahatler Kanununun 40/1. maddesindeki suçta ise yine kamu görevlisine kimliği veya adresiyle ilgili bilgi vermekten kaçınan veya gerçeğe aykırı beyanda bulunan kişi cezalandırılmaktadır. Görüldüğü üzere hem Kabahatler Kanununda, hem de TCK'nun 206. maddesindeki suçta bir kamu görevlisine yalan beyanda bulunulmaktadır. Peki bu durumda kamu görevlisine yalan beyanda bulunan kişi hangi yasaya göre cezalandırılacaktır? Bunun ayrımı nasıl yapılacaktır....

              Bununla birlikte suçun oluşması için sanığın beyanda bulunması yeterli olmayıp sanığın beyanı üzerine kamu görevlisi tarafından bir belgenin de düzenlenmesi gerekmektedir. TCK'nın 206. maddesi aynı Kanun'un 268. maddesine göre daha genel bir madde olarak düzenlenmiştir. TCK'nın 268. maddesinde sanığın kimliği hakkında yalan beyanda bulunması düzenlenmişken 206. madde ise kimlik bilgileri dışında başka hususlarda da yalan beyanda bulunmayı da kapsamaktadır. 268. maddede sanık, hakkında yapılan soruşturma ve kovuşturmadan kurtulmak için yalan beyanda bulunurken 206. maddede ise sanık, her türlü amaç için yalan beyanda bulunabilmektedir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma HÜKÜM : TCK’nın 206/1, 62/1, 51/1-3-7-8. maddeleri gereğince mahkumiyet Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık ve o yer Cumhuriyet Savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü; Sanığın doğrudan gelir desteği ödemesinden faydalanmak amacıyla, taşınmazlarında buğday ve arpa ekimi yapmadığı, tarımsal faaliyette bulunmadığı halde, ekim yapmış gibi, .... İlçe Müdürlüğüne arazi bilgileri ile yazılı beyanda bulunduğu olayda, eyleminin resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçunu oluşturduğunu takdir eden mahkemenin kabul ve uygulamasında bir isabetsizlik görülmemiştir....

                  Maddede düzenlenen suçta, fail, sadece kimliği hakkında yalan beyanda bulunmamakta, aynı zamanda başkasının kimliğini ya da kimlik bilgilerini kullanarak kendisini suçsuz, kimliğini ya da kimlik bilgilerini kullandığı gerçek kişiyi ise işlemediği bir suçun faili olarak göstermek suretiyle iftira suçunu işlemektedir. Resmi bir belgeyi düzenlemek yetkisine sahip kamu görevlisine yalan beyanda bulunmak suretiyle gerçek bir kişiye ait olmayıp, tamamen uydurma bilgiler veren fail hakkında başkasına ait kimlik bilgilerinin kullanılması değil, TCK'nın 206. maddesinde düzenlenen resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçu oluşacaktır....

                    "İçtihat Metni"Irza geçme ve resmi mercilere yalan beyanda bulunmak suçlarından sanık ...'ın, resmi mercilere yalan beyanda bulunmak suçundan sanık ...'ın bozma üzerine yapılan yargılamaları sonunda; sanıkların atılı suçlardan beraatlerine dair Bakırköy 14. Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 30.03.2010 gün ve 2008/64 Esas, 2010/58 Karar sayılı hükümlerin süresi içinde Yargıtayca incelenmesi O Yer Cumhuriyet Savcısı tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü: Sanık ...'in üvey kızı ... ile yaşadığı ilişki sonrası doğan ...'...

                      UYAP Entegrasyonu