Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

e ait kimlik belgesinin ele geçirilmesinden ibaret olayda, sanığın ağabeyine ait kimlik belgesini ibraz etmediği gibi ağabeyi ya da bir başkasına ait kimlik bilgilerini de kullanarak bir tutanak düzenlenmesine sebebiyet vermediği, tüm tutanakların sanığın gerçek ismiyle düzenlendiği, dolayısıyla yüklenen resmi belgenin düzenlenmesi sırasında memura yalan beyanda bulunmak suçunun unsurları itibariyle oluşmadığının gözetilmemesi, Kabule göre de; Sanık hakkında “resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunmak” suçundan kamu davası açıldığı ve gerekçe kısmında da bu suça ilişkin değerlendirme yapıldığı halde, hükmün esasını oluşturan kısa kararda ve gerekçeli kararın hüküm fıkrasında sanığın TCK.nun 289/1. maddesine göre cezalandırılmasına karar verilmek suretiyle hükmün karıştırılması, Yasaya aykırı, Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken...

    İİK'nın 89 uncu maddesinin 4 üncü fıkrasında dayalı olarak açılan tazminat davasında, tazminata hükmedilebilmesi için, borçlunun, haciz ihbarnamesinin üçüncü kişiye tebliği tarihi itibariyle, üçüncü kişi nezdinde kesinleşmiş, İİK'nın 89/1.maddesi kapsamında haczedilebilecek muaccel bir alacağının bulunması zorunludur. 2004 sayılı İİK’nın 89. maddesinin 4. fıkrasında yer alan tazminatın konusu, haciz ihbarnamesine karşı üçüncü kişinin gerçeğe aykırı beyanda bulunması sebebiyle takip alacaklısının uğradığı zarardır ve haciz ihbarnamesinin üçüncü kişiye tebliği tarihindeki gerçeğe aykırı beyana konu alacak miktarı tazminatın konusudur. Yargıtay 12....

    "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Suç : Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma Hüküm : TCK'nın 206, 35, 53, 58. maddeleri uyarınca mahkumiyet Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanığın resmi belgenin düzenlenmesi sırasında yalan beyanda bulunduğu ve suçun tamamlandığı gözetilmeden, teşebbüs aşamasında kaldığının kabulü ile eksik ceza tayini aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunmak HÜKÜM : Sanık ... hakkında: Beraat Sanık ... hakkında: Mahkumiyet 1) Sanık ... hakkında resmi belgede sahtecilik ve resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunmak suçlarından kurulan beraat hükmüne ilişkin Cumhuriyet savcısının temyiz itirazlarının incelenmesinde; Yapılan yargılamaya, elde edilen delillerin mahkumiyete yeterli olmamasına, mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, hükmün gerekçesine göre Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 2) Sanık ... hakkında resmi belgede sahtecilik ve resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunmak suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine ilişkin sanık ...'...

        İİK'nun 89/4. maddesi uyarınca üçüncü kişi hakkında tazminat davası açılabilmesi için üçüncü kişiye İİK'nun 89/1. maddesi uyarınca birinci haciz ihbarnamesi gönderilmesi, buna itiraz edilmemesi halinde ikinci haciz ihbarnamesi gönderilmesi ve yasal süre içerisinde üçüncü kişi tarafından haciz ihbarnamelerinden birine itiraz edilmiş olması zorunludur. Somut olayda, 3. kişiye ikinci kez gönderilen 21.12.2012 tarihli 1. haciz ihbarnamesinin 02.01.2013 tarihinde tebliğ edildiği, 3. kişi tarafından yasal süre geçtikten sonra 21.01.2013 tarihinde söz konusu haciz ihbarnamesine itiraz edildiği görülmektedir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Dolandırıcılık, adli soruşturmada memura yalan beyanda bulunmak HÜKÜM : İlamda ceza süresi yönünden herhangi bir değişiklik yapılmasına yer olmadığına Hükümlü hakkında daha önce dolandırıcılık ve adli soruşturmada memura yalan beyanda bulunma suçlarından verilen mahkumiyet hükmünün, 765 sayılı TCK'nın sanığın lehine olduğu gerekçesiyle ilamda ceza süresi yönünden herhangi bir değişiklik yapılmasına yer olmadığına ilişkin karar, hükümlü tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü, Hakkında verilen hükümler kesinleşen hükümlü hakkında, uyarlama yargılaması sonucunda verilen kararlara karşı 5275 sayılı Kanun'un 101/3. maddesi uyarınca itiraz kanun yoluna başvurulabileceği ve bu tür kararların temyizinin mümkün olmadığı dikkate alınarak, CMK'nın 264. maddesine göre de kanun yolunun ve merciinin belirlenmesinde yanılma, başvuranın hakkını ortadan kaldırmayacağından, hükümlünün dilekçesinin itiraz niteliğinde...

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık, memura kimliği hakkında yalan beyanda bulunmak HÜKÜM : Mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Sanıkların suç tarihinde kimliği belirlenemeyen üç kişi ile birlikte yakınana ait inşaat halindeki binada kullanılan iskele demirlerini alarak araçlarına yüklemek suretiyle gerçekleştirdikleri eylemin, 765 sayılı TCK.nın 491/2-son maddesine uyan hırsızlık suçunu oluşturması karşısında, yazılı şekilde uygulama yapılması, karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamış, sanıklar hakkında memura yalan beyanda bulunma suçundan kurulan hükümde, 5237 sayılı TCK.nın 53. maddesi uygulanmamışsa da, hükümlülüğün yasal sonucu olarak infaz aşamasında ve re’sen gözetilmesi olanaklı görülmüştür. Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre sanık ... müdafii ile ...'...

              Tetkik mercii, tazminat hakkındaki davayı genel hükümlere göre halleder.” hükmü karşısında, sanıkların yetkilisi olduğu şirket vekilinin 8.05.2008 tarihinde tebliğ edilen birinci haciz ihbarnamesine karşı itirazda bulundukları 12.05.2008 tarihinden önce 17.03.2008 tarihinde Torbalı İcra Müdürlüğünün 2008/1405 esas sayılı takip dosyasında “...Dosya borçlusu ... Entegre Tavukçuluk Anonim Şirketi’nin haciz ihbarnamesine yanıt verildiği tarih itibarıyla müvekkil şirketten vadesi gelmiş olan toplam 109.789.61 YTL tutarında alacağı bulunmakta olup, söz konusu alacağın 15.459.15 YTL’lik kısmı üzerine haciz ihbarnamesinin tebliğ alındığı 13.03.2008 tarihi itibarıyla haciz şerhiniz işlenmiştir” şeklinde beyanda bulunduğu ve bu dosyadaki toplam alacak miktarı ve haczedilen meblağ göz önüne alındığında, üçüncü şahıs davalı şirketin birinci haciz ihbarnamesine itiraz ettiği tarih itibariyle asıl borçlu ... Entegre Tav. San....

                Bu haciz ihbarnamesinde, ayrıca 2, 3 ve 4. fıkra hükümleri de üçüncü şahsa bildirilir. Üçüncü şahıs; borcu olmadığı veya malın yedinde bulunmadığı veya haciz ihbarnamesinin tebliğinden önce borç ödenmiş veya mal istihlak edilmiş veya kusuru olmaksızın telef olmuş veya malın borçluya ait olmadığı veya malın kendisine rehnedilmiş olduğu veya alacak borçluya veya emrettiği yere verilmiş olduğu gibi bir iddiada ise, keyfiyeti, haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra dairesine yazılı veya sözlü olarak bildirmeye mecburdur" hükmünü amirdir. Kanun hükmünde yer alan tazminatın konusu, haciz ihbarnamesine karşı üçüncü kişinin gerçeğe aykırı beyanda bulunması sebebiyle takip alacaklısının uğradığı zarardır. Bu davada, üçüncü kişinin gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunu davacı takip alacaklısı ispat etmelidir. Üçüncü kişinin beyanının aksi, İİK'nun 68. maddesinde sayılan belgelere bağlı olmaksızın her türlü delille ispat edilebilir....

                İİK'nın 89/4. maddesinde; "Üçüncü şahıs, haciz ihbarnamesine müddeti içinde itiraz ederse, alacaklı, üçüncü şahsın verdiği cevabın aksini icra mahkemesinde ispat ederek üçüncü şahsın 338. maddesinin 1. fıkrası hükmüne göre cezalandırılmasını ve ayrıca tazminata mahkûm edilmesini isteyebilir. İcra mahkemesi tazminat hakkındaki davayı genel hükümlere göre halleder" hükmü düzenlenmiştir. Kanun hükmünde yer alan tazminatın konusu, haciz ihbarnamesine karşı üçüncü kişinin gerçeğe aykırı beyanda bulunması sebebiyle takip alacaklısının uğradığı zarardır. Bu davada, üçüncü kişinin gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunu davacı takip alacaklısı ispat etmelidir. Üçüncü kişinin beyanının aksi, İİK'nun 68. maddesinde sayılan belgelere bağlı olmaksızın her türlü delille ispat edilebilir. Anılan maddenin açık hükmü gereğince; icra mahkemesince, genel hükümlere göre yargılama yapılarak sonuca gidilmelidir....

                UYAP Entegrasyonu