WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

tarihinde verilen cevabının gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçunu oluşturmayacağı, gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçu ile birlikte İİK'nın 89/4. maddesi uyarınca talep edilen tazminat isteminin haksız fiile dayalı bir tazminat olduğu, gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçunun oluşmaması durumunda, ortada bir haksız fiil bulunmadığından tazminat isteminin de reddi gerekirken, sonuç itibariyle muaccel hale gelmiş bir alacak bulunmadığı gerekçesiyle tazminat talebinin reddi kararı verilmesi doğru olduğundan, şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden tebliğnameye aykırı olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA, 02/05/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

    ın temyiz itirazları yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle eleştiri dışında usul ve kanuna uygun bulunan hükmün tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA, II- Sanık hakkında yalan beyanda bulunma suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesine gelince; Sanığa atılı yalan beyanda bulunma suçu için öngörülen cezanın türü ve üst sınırına göre; 765 sayılı TCK’nın 102/4 ve 104/2 maddelerinde öngörülen 7 yıl 6 aylık zamanaşımının suç tarihi olan 28.07.2003 gününden inceleme tarihine kadar geçmiş bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanık ...'ın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnmaye uygun olarak BOZULMASINA, bozma sebebi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi uyarınca sanık hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 09.07.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

      Bir adli soruşturma ya da kovuşturma işlemi olmaksızın kimlik bilgilerinin gizlenmesi amacıyla başkalarına ait kimlik bilgilerinin kullanılması ve verilen kimlik bilgilerine göre resmi belge düzenlenmesi halinde TCK.nın 206. maddesinde düzenlenen resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçu oluşur....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Kişi hüviyet veya sıfatına ilişkin yalan beyanda bulunma HÜKÜM : Mahkumiyet 5271 sayılı CMK’nin 231. maddesinin 8. fıkrasının son cümlesi hükmü uyarınca, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği 09.09.2009 tarihinden itibaren deneme süresi içinde işlenen ikinci suç tarihi olan 20.06.2010 tarihine kadar dava zamanaşımının durduğu gözetilerek yapılan incelemede; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri karşısında; sanığa yüklenen "kişi hüviyet ve sıfatına ilişkin yalan beyanda bulunma" suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve sanık lehine olan 765 sayılı TCK.nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen 7 yıl 6 aylık olağanüstü dava zamanaşımının, suçun işlendiği 04.05.2005 tarihinden hüküm tarihine kadar gerçekleşmesi nedeniyle kamu davasının...

          suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimliği veya kimlik bilgilerini kullanması gerektiği somut olayda; sanığa isnat olunan, idari yaptırım gerektiren trafik ceza tutanağı düzenlenmesi sırasında katılana ait kimlik bilgilerinin kullanılmasından ibaret eylemin sadece TCK.nın 206. maddesinde düzenlenen resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçunu oluşturacağı gözetilmeden ayrıca başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanmak suçundan da hüküm kurulması, Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 24.11.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Kişi hüviyet ve sıfatına ilişkin yalan beyanda bulunma kullanılması HÜKÜM : Mahkumiyet Sanığa, yokluğunda verilen hükmün, 18/07/2008 tarihinde tebliğ edildiği adresin, tebligat tarihinde yürürlükte olan, Tebligat Kanunu'nun 35. maddesinin son fıkrası kapsamında bir adres olmaması karşısında; yapılan tebligat işlemi usulüne uygun olmadığından, 21/06/2012 tarihli temyiz dilekçesinin, öğrenme üzerine süresinde verildiği kabul edilerek yapılan incelemede; 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5349 sayılı Kanunla değişik 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü karşısında; sanığa yüklenen "kişi hüviyet ve sıfatına ilişkin yalan beyanda bulunma" suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve sanık lehine olan 765 sayılı TCK'nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının, suçun işlendiği 06.04.2004...

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması ile yalan beyanda bulunma HÜKÜM : Mahkumiyet Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 29.05.2007 gün 7/114-113 sayılı kararında açıklandığı üzere gerek yüze karşı, gerekse gıyapta verilen hüküm ve kararlarda, başvurulacak yasa yolunun, süresinin, başvuru yapılacak merci ile başvuru şeklinin belirtilmesi gerekmekte olup, 10.02.2010 gün ve 20109/804 Esas, 2010/116 sayılı kararda başvurulacak yasa yolu, merci ve başvuru şeklinin gösterilmediği anlaşıldığından, sanığın temyiz isteminin süresinde olduğunun kabulü ile yapılan incelemede; I-Sanığın, resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin tahkikat neticelerine uygun olarak tecelli eden kanaat ve takdirine, tetkik olunan dosya içeriğine göre sanığın yerinde görülmeyen...

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan, nitelikli dolandırıcılık HÜKÜM : Beraat Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçundan sanık ...’in, nitelikli dolandırıcılık suçundan sanık ...’ın beraatine ilişkin hükümler, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşüldü; Katılan vekilinin temyiz isteminin süresinde olduğu anlaşılmakla, tebliğnamedeki red istemli düşünceye iştirak edilmeksizin yapılan incelemede; Sanıkların, gerçek bir işyerinde fiilen çalışmadıkları halde kendilerini, bu işyerinde çalışmış gibi göstermek suretiyle nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçlarını işlediklerinin iddia edildiği olayda, 1-Sanık ... hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen beraat hükmüne yönelik temyiz isteminin incelemesinde; Sanık savunması ile tüm dosya kapsamından, sanığın fiilen çalışmadığını belirttiği işyerinin paravan olmayıp aktif olarak...

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma HÜKÜM : Mahkumiyet Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 27.02.2018 tarihli 2015/11-256 sayılı kararında açıklandığı üzere, 5237 sayılı TCK'nin 206. maddesinin başlığı “resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan” olup, 'bir resmi belgeyi düzenlemek yetkisine sahip olan kamu görevlisine yalan beyanda bulunan kişi..." şeklinde düzenlenmiştir. Aynı maddede yaptırıma bağlanan suçun oluşabilmesi için sanığın resmi belge düzenlemeye yetkili kamu görevlisine yalan beyanda bulunması ve bu beyanın yetkili kamu görevlisinin görevi sırasında resmi belge düzenlediği sırada yapılması şarttır. Kişinin beyanı üzerine düzenlenen resmi belge, bildirimin doğruluğunu kanıtlama gücüne sahip olmalıdır. Başka bir anlatımla, beyanın doğruluğu bu belge ile ispat edilmelidir....

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Memura Yalan Beyanda Bulunmak ve Dolandırıcılık HÜKÜM : Mahkumiyet, Beraat Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Katılan Maliye Hazinesi vekilinin 09.03.2007 tarihli temyiz dilekçesi içeriğinden sanık hakkında memura yalan beyanda bulunma suçundan verilen beraat hükmünü temyize konu ettiği dolandırıcılık suçundan kurulan mahkûmiyet hükmüne yönelik temyizi bulunmadığı görülmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü. 1-5237 sayılı TCK.nın 206. maddesinde yazılı resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunmak suçunun oluşması için kişinin açıklamaları üzerine yetkili kamu görevlisi tarafından resmi bir belgenin düzenlenmesi ve düzenlenen belgenin beyanın doğruluğunu ispat edici bir güce sahip olması diğer bir anlatımla beyanın doğruluğunun düzenlenen resmi belge ile ispat edilmesi gerektiğinden sanığın ibraz ettiği fotokopiden ibaret hüviyet cüzdanı fotokopisi üzerine ödeme yapılırken herhangi bir belge düzenlenip düzenlenmediği...

                      UYAP Entegrasyonu