"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAZMİNAT Taraflar arasında birleştirilerek görülen tazminat davası sonunda, yerel mahkemece asıl ve birleştirilen davanın reddine ilişkin olarak verilen karar taraf vekillerince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Asıl ve birleştirilerek görülen dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tazminat isteğine ilişkindir....
Mahkemece, dava konusu taşınmazın kadastro tespitinden önce davalılara hibe yoluyla devredildiği ve kadastro tespitinin kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıllık hak düşürücü süre içinde tespite itiraz edilmediği, öte yandan muvazaa olgusunun da ispatlanamadığı gerekçeleriyle davanın reddine ilişkin verilen karar Dairece; “...özellikle muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayalı davalarda mirasçıların dava hakkının miras bırakanın ölmesi ile doğduğuna, miras bırakanın tespit tarihinden sonra öldüğüne, bu nedenle 3402 sayılı Yasının 12/3. maddesinin uygulama yeri olmadığına, ne var ki çekişmeli taşınmazın kadastroca senetsizden davalılar adına tespit ve tescil edildiği ve olayda 01.04.1974 tarihli İçtihadı Birleştirme Kararının uygulama yerinin bulunmadığı...” gerekçesi ile onanmış, davacı vekilinin karar düzeltme isteği üzerine Dairece bu kez; "...muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı açılan tapu iptal ve tescil davasının reddi, onama kararında gösterilen gerekçe ile doğrudur....
Mahkemece; "...Dava, Muris Muvazaası Nedeniyle Tazminat davasına ilişkindir. Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada mirasbırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir....
Somut olaya yukarıdaki ilkeler ışığında bakıldığında,miras bırakanın adına kayıtlı 3 parsel sayılı taşınmazda 6 bağımsız bölümden oluşan apartmanda 1, 2, ve 3 nolu bağımsız bölümlerin halen muris adına kayıtlı olduğu, murisin başka eşten olma çocuğu davacı ..., aynı eşten olma çocukları davacı ..., davalı ..., dava dışı ...'i mirasçı olarak bıraktığı, murisin dava dışı çocuğu ... ve ... 'ye de dava konusu 3 parselde bağımsız bölümler temlik ettiği onlar ve kayıt malikleri aleyhine eldeki davanın davacıları tarafından muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak dava açıldığı, davacı ... ile murisin diğer çocukları arasında ...'in murisin çocuğu olup olmadığına dair davanın görüldüğü ve davacı ...'in murisin çocuğu olduğunun ... Kurumu raporu ile saptandığı ve yine aralarında tazminat davasının olduğu görülmektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar asıl ve birleştirilen davada davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'ün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Asıl dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı pay oranında tapu iptal ve tescil; birleştirilen dava ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tenkis isteğine ilişkindir....
Davacılar, miras bırakanlarının davalılara yaptığı temlikin, mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmışlardır. Dava dilekçesinin içeriği ve iddianın ileri sürülüş biçimine göre, muris muvazaası hukuksal nedeninden kaynaklandığı ve tazminat isteğine ilişkin olduğu tartışmasızdır. Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu Muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir....
Hal böyle olunca davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir." gerekçesiyle bozulmuş, hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda yapılan yargılama neticesinde mahkemece, muvazaa iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, taraf vekilleri tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...’nin raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. -KARAR- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün olmazsa tazminat isteğine ilişkin olup,hükmüne uyulan bozma kararında, gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine....
İlk Derece Mahkemesince taraf delilleri toplanmış, mahallinde keşif yapılmış, bilirkişi raporu alınmış, tanıklar dinlenmiş yapılan yargılama sonucunda; davanın muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil davası olduğu belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiştir. Muvazaa kısaca irade ve beyan arasında bilerek yaratılan uyumsuzluk şeklinde tanımlanabilir. Muvazaada taraflar üçüncü kişileri aldatmak amacıyla gerçek iradelerine uymayan, aralarında hüküm ve sonuç doğurmayan bir görünüş yaratmak için anlaşarak bazen aslında bir sözleşme yapma iradesi taşımadıkları halde görünüşte bir sözleşme yapmaktadırlar (mutlak muvazaa)....
T..’ın muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı temyiz itirazlarına gelince; Bilindiği üzere; uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nispi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu Muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir....
Davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, Dairece; “davanın, ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali tescili olmadığı takdirde tenkis isteklerine ilişkin olduğu, miras bırakanın vekil aracılığıyla yapmış olduğu temlikin satış yoluyla gerçekleştirildiği gözetilmek suretiyle tenkis isteği yönünden davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, ancak, mahkemece ehliyetsizlik iddası yönünden her hangi bir araştırma ve incelemenin yapılmadığı, hukuki ehliyetsizliğin kamu düzeni ile ilgili olduğu gözetilerek öncelikle incelenmesi, vekaletname ve akit tarihlerinde miras bırakanın ehliyetli olup olmadığı yönünde Adli Tıp Kurumundan rapor alınması, ehliyetli olduğunun anlaşılması halinde muvazaa iddiasının irdelenmesi, murisin ehliyetli olmadığının anlaşılması veya ilk el ... yönünden muris muvazaasının varlığının kanıtlanması halinde ise sicilden edinen ve ikinci el durumundaki ...’ın ediniminin iyi niyete dayalı olup olmadığının saptanması...