İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararını hükmedilen maddi ve manevi tazminatlar ve yoksulluk nafakası miktarlarının az oluşuna yönelik istinaf talebinde bulunmuştur. Davalı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kararda erkeğe yüklenen kusurların dava dosyası içeriği ile bağdaşmadığını, kararın öncelikle bu nedenle kaldırılması gerektiğini, taraflar yalnızca 5 ay evli kaldığı halde davalının bir ömür boyu yoksulluk nafakası ödemesine hükmedilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, görgüye dayalı olmayan tanık beyanların hükme esas alındığını, boşanma dosyasının kesin delil olarak kabul edilemeyeceğini, davacının tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, boşanmadan sonra açılan maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakası istemine ilişkindir....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/659 esas ve 2002/696 karar sayılı ilamı ile Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi gereğince anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verildiği, bu kararın 10.1. 2003 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Boşanma kararı, tarafların anlaşmalarına dayandığına göre, davacının boşanmadan sonra, boşanma sebebiyle maddi ve manevi tazminat (TMK md. 174/1,2) talep etmesi mümkün değildir. Çünkü böyle bir durumda tarafların boşanmanın mali sonuçlarına ilişkin aralarındaki ihtilafı nihai olarak çözdükleri ve ilişkilerini tasfiye ettikleri kabul edilir. Bu itibarla anlaşmalı boşanmadan sonra artık boşanma sebebiyle (TMK md. 174/1,2) maddi ve manevi tazminat istenemez. Bu husus nazara alınmadan yazılı şekilde davanın kabulü ile maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi doğru görülmemiştir...." gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Tarafların Konya 4.Aile Mahkemesinin 10/11/2017 tarih 2017/854 Esas 2017/846 Karar sayılı ilamı ile anlaşmalı olarak boşandıkları, işbu kararın kesinleştiği, Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 2015/2075 Esas 2015/8767 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, boşanma kararının tarafların anlaşmalarına dayandığı, davacının boşanmadan sonra boşanma sebebi ile artık TMK 174 maddesine göre tazminat talep etmesinin mümkün olmadığı çünkü böyle bir durumda tarafların boşanmalanın mali sonuçlarına ilişkin aralarındaki ihtilafı nihai olarak çözdükleri ve ilişkilerini tasfiye ettikleri, bu sebeple anlaşmalı boşanmadan sonra boşanma sebebi ile tazminat istenemeyeceği, işbu tazminatın da TMK 174 maddesi kapsamında kalması sebebi ile talebin 1 yıllık hak düşürücü süre geçildikten sonra açıldığı gözetilerek davanın bu nedenle reddine karar verilmesinde isabetsizlik olmadığı anlaşılmakla, davacının istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir...
O halde maddi ve manevi tazminat talebinin incelenmesinde, genel görevli mahkeme olarak Asliye Hukuk mahkemesi görevlidir. Görev kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilir. Bu bakımdan, davacının bu talebi ile ilgili olarak görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. c-Davacının kendisi için maddi ve manevi tazminat isteği, boşanmadan sonra açılan boşanmaya bağlı maddi ve manevi tazminat (TMK. m. 174/1-2) talebine ilişkindir....
Davacı kadın vekili tarafından yerel mahkeme kararına karşı hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının düşük olduğu ve dava tarihinden işleyecek yasal faize ilişkin taleplerine karar verilmediği yönünde istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmakla, dosya üzerinde yapılan incelemede; her ne kadar yerel mahkemece davacı yararına 5.000'er TL maddi ve manevi tazminata hükmedilmiş ise de, yerel mahkemece tarafların tespit olunan ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı erkeğin tam kusurlu oluşu, evlilikte geçen süre, paranın satın alma gücü ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında, boşanmakla en azından davalı eşinin maddi desteğinden yoksun kalacağı anlaşılan ve davalı erkeğin kusurlu davranışları neticesinde kişilik haklarının saldırıya uğradığı anlaşılan kadın için TMK 174/1- 2 maddeleri gereğince hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının az olduğu ve davacı tarafından dava dilekçesinde yasal faiz talebinde bulunulmasına rağmen yerel mahkemece...
Evlilik süresi ve tazminat talep eden eşin boşanmadan sonra yeniden evlenme olasılığı,tarafların ekonomik durumu,eşlerin boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dağılım ve derecesinin müterafik (birlikte)kusur oluşturması,eşin diğer eşin sosyal güvenlik haklarından yararlanma durumunun ortadan kalkacak olması,boşanmayla mevcut yaşam standardının düşecek olması,boşanmadan sonra eşten ayrıca yoksulluk nafakası,bir başka tazminat ve edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiyesi nedeniyle alınabilecek tasfiye alacağı ve varsa eşin malvarlığından alınabilecek değer artış payı alacağı gibi unsurlar bir ölçüt olarak kullanılıp,Türk Borçlar Kanunu’nun 50,51,52. maddeleri de kıyasen uygulanmak suretiyle maddi tazminat takdir edilecektir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: "Davacı tarafından açılan boşanma davasının KABULÜ ile tarafların TMK’nın 166/1 maddesi uyarınca BOŞANMALARINA, Mahkememizin 27/06/2019 tarihli celsede kurulan 7 numaralı ara karar ile davacı kadın lehine aylık olarak takdir edilen 350,00- TL tedbir nafakasının kararın kesinleşmesine kadar devamına, kararın kesinleşmesinden sonra hükmedilen nafakanın 150,00- TL arttırılarak aylık 500,00- TL yoksulluk nafakası olarak devamı ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, Davacı kadının maddi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile 20.000 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacı kadına ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, Davacı kadının manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile 20.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacı kadına ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, Her biri 22 gr olan 8 adet 22 ayar bileziğin, 80 gr 1 adet 22 ayar bileziğin ve bir adet yarım altının davalıdan alınarak davacıya aynen iadesine, mümkün olmadığı takdirde...
Bu ölçüler gözetildiğinde, davacı yararına takdir ve tayin olunan maddi ve manevi tazminatın, kaybedilen mevcut çıkarlar ve zedelenen kişilik haklarıyla orantılı olmadığı, fahiş olduğu görülmektedir. Daha uygun miktarlarda maddi ve manevi tazminat takdiri gerekir. Hükmün bu sebeple bozulması gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğa katılmıyorum ....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanmadan Sonra Maddi ve Manevi Tazminat Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 123.60 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 17.12.2015 (Prş.)...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki manevi tazminat davasında ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesi ve ... 5. Aile Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R – Dava, manevi tazminat istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın evlilik birliği içerisinde açıldığı, davaya bakma görevinin aile mahkemesinde olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Aile Mahkemesi ise, dava konusu uyuşmazlığın boşanma davasının feri niteliğinde olmadığı, Borçlar Kanunundan kaynaklanan tazminat davası olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı vermiştir. Somut olayda davacı, davalı eşinin kendisine hakaret ettiği ve bu nedenle manevi zarara uğradığı iddiasıyla manevi zararının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir....