WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Tarih ve numarası yukarıda yazılı hükmün incelenmesi sırasında Özel Daireler arasında meydana gelen görev uyuşmazlığının giderilmesi istenilmekle, 2797 sayılı Yasa uyarınca toplanan Başkanlar Kurulu'nca dairelerin görevsizlik kararlarıyla dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü: Dava, davalı şirketten alınan hazır betonun ayıplı olduğu iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın bu niteliği itibariyle hükmün temyiz inceleme görevi 13.Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : 13. Hukuk Dairesinin görevsizlik kararının KALDIRILMASINA, dosyanın bu Daireye gönderilmesine, 31.5.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    HUKUK DAİRESİ Dava; finansal kiralama yöntemiyle edinilen lazer cihazının ayıplı olduğu iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkindir. Yargıtay 19.Hukuk Dairesi'nin geri çevirme ilamı üzerine dosyanın sehven Dairemize gönderildiği anlaşılmaktadır. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi (Yargıtay 19.Hukuk Dairesi'nin kapatılarak Yargıtay 11.Hukuk Dairesi'ne devredilmiş olması nedeniyle) Yargıtay 11. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 11. Hukuk Dairesine gönderilmesine 30/09/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

      Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davanın satım sözleşmesine dayalı ayıplı ifa nedeniyle genel hükümlere göre açılan rücuen tazminat davası olduğu, alacağın bu sebeple ---- yıllık genel zamanaşımına tabi olduğu, rücu hakkının doğduğu tarihin ------dosyasının hüküm tarihi olduğu, bu tarihten itibaren on yılın geçmemiş olması nedeniyle alacağın zamanaşımına uğramadığı, yukarıda da ortaya konulduğu üzere, öncelikle anılan ilamda eldeki davanın tarafları arasında satım sözleşmesi bulunduğunun tespit edildiği, bu tespitin ---- geçerek kesinleştiği, yine satıma konu-----kazanın durumu itibariyle gizli ayıplı mal olarak davacıya (dava dışı -----satıldığı hususunda da kesinleşmiş mahkeme ilamı bulunduğu, bu sebeple malın eldeki davanın tarafları arasındaki satım sözleşmesinde de davalı tarafından niteliği itibariyle gizli ayıplı olarak davacıya satılmış olduğunun kabul edilmesi gerektiği, gizli ayıbın kötü ifa kapsamında borcun gereği gibi yerine getirilmemesi kavramı altında değerlendirilmesi...

        Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davanın satım sözleşmesine dayalı ayıplı ifa nedeniyle genel hükümlere göre açılan rücuen tazminat davası olduğu, alacağın bu sebeple ---- yıllık genel zamanaşımına tabi olduğu, rücu hakkının doğduğu tarihin ------dosyasının hüküm tarihi olduğu, bu tarihten itibaren on yılın geçmemiş olması nedeniyle alacağın zamanaşımına uğramadığı, yukarıda da ortaya konulduğu üzere, öncelikle anılan ilamda eldeki davanın tarafları arasında satım sözleşmesi bulunduğunun tespit edildiği, bu tespitin ---- geçerek kesinleştiği, yine satıma konu-----kazanın durumu itibariyle gizli ayıplı mal olarak davacıya (dava dışı -----satıldığı hususunda da kesinleşmiş mahkeme ilamı bulunduğu, bu sebeple malın eldeki davanın tarafları arasındaki satım sözleşmesinde de davalı tarafından niteliği itibariyle gizli ayıplı olarak davacıya satılmış olduğunun kabul edilmesi gerektiği, gizli ayıbın kötü ifa kapsamında borcun gereği gibi yerine getirilmemesi kavramı altında değerlendirilmesi...

          Uyuşmazlık Konusu: Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davalı---- değişmiş olup olmadığı, sol ön kapı dışındaki diğer yerlerde ---- düzey boya bulunup bulunmadığı, sıfır km olarak alınan aracın ayıplı olup olmadığı, aracın ayıplı olması halinde aracın misli ile değiştirilip değiştirilemeyeceği veya bedel iadesinin olup olmadığı ayrıca manevi tazminat şartlarının oluşup oluşmadığı, süresinde ayıp ihbarının yapılıp yapılmadığı, talebin zamanaşımına uğrayıp uğramadığı, davacının karıştığı trafik kazası bulunup bulunmadığı ve aracın bu sebeple boya işlemi görüp görmediği noktasındadır. Davanın Hukuki Niteliği: Dava, ticari nitelikteki satım sözleşmesinde ayıp iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat davasıdır. Davanın Hukuki Sebebi: 6098 sayılı TBK.nun 227. Maddesindeki; "Satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hâllerde alıcı, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir: 1. Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme. 2....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat hukukuna ilişkin davada İstanbul 2. Tüketici ile Şişli 5. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 540 Volvo marka araç ile kaza yapılması anında ... yastıklarından çıkan kimyasal gaz nedeniyle yaralanma iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, taraflar arasında satım ilişkisi bulunmadığı gibi, uyuşmazlığın tüketici istemine dayalı olmadığı, kaza yapılan aracın şirket adına kayıtlı olduğu ve aracı kullanan kişinin davacı olmadığı, davanın yalnızca haksız fiile dayalı maddi-manevi tazminat istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Tüketici mahkemesi özel bir mahkemedir ve görevleri 4077 Sayılı Yasadan kaynaklanır....

              in perakende satış yapmıyor olması dolayısıyla satın alınan malları, ... bayisi olan müvekkilinin fatura etmiş olması olduğunu, dolayısıyla satış sürecinin tamamının dava dışı... tarafından gerçekleştirildiğini, davanın bu nedenle husumetten reddi gerektiğini, davanın süresinde ayıp ihbarında bulunmadığını, dava konusu ürünlerin ayıplı olmadığını, ürünlerin ayıplı olduğu hususunda ispat yükünün davacı üzerinde olduğunu, müvekkili şirketin ürünlerin üreticisi olmadığından ...ve ... gibi üretim standartlarına ilişkin iddiaların müvekkiline karşı ileri sürülmesinin hukuka aykırı olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Dava, taraflar arasındaki satım sözleşmesine konu ürünlerin ayıplı olduğu iddiasına dayalı olarak ürün bedelinin iadesi ile uğranılan zararların tazmini istemine ilişkindir. 08/03/2018 tarihli ... örneğinin incelemesinde davalının tacir ve tarafların sıfatına göre mahkememizin görevli olduğu anlaşılmıştır....

                Hukuk Dairesi'nin 2019/2043-2020/279 E.K. sayılı kararı ile "...Dava, hukuki niteliği itibariyle, HMK'nın 111. maddesi uyarınca açılmış bir terditli dava olup; öncelikle satıma konu şirket hisselerinin ayıplı olduğu iddiasına dayalı olarak sözleşmeden dönme, satım bedelinin iadesi ve menfi zararın tazmini; olmadığı takdirde hile (aldatma) hukuki nedenine dayalı olarak sözleşmenin iptali, satım bedelinin iadesi ve menfi zararının tazmini isteklerine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, hile hukuki nedenine dayalı olarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı tüm davalılar vekillerince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Terditli davayı düzenleyen HMK'nın 111. maddesi uyarınca, davacı aynı davalıya karşı birden fazla talebini, aralarında aslilik - ferîlik ilişkisi kurmak suretiyle aynı dava dilekçesinde ileri sürebilir. Bunun için talepler arasında hukuki veya ekonomik bir bağlantının bulunması şarttır....

                  Taraflar tacir olup, uyuşmazlık mesafeli ticari satım sözleşmesi uyarınca ifa edilen edimin ayıplı olduğu iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkindir. Bilirkişi kök raporunda numuneler üzerinde yapılan teknik inceleme sonucunda ürünlerde; bozuk fermuar, kumaşlarda delikler, lekelenme, kılıf boyut farklılıkları, nevresim boyu parça eklemeleri, ağır dikiş hataları gibi kalite kontrol sırasında gözle görülebilir açık ayıp niteliğinde kusurlar bulunduğu belirtilmiştir. Davacı vekili, sözleşmede Alman Kanunlarının uygulanacağının öngörüldüğünü iddia etmiş olup, davalı vekilinin sunduğu sözleşme tercümesinde de Alman Kanunlarının uygulanacağı yazılıdır. Bu durumda uyuşmazlığın Alman Kanunları uyarınca hâlli gerekli olup, mahkemenin de kabulü bu yöndedir....

                    Davalı vekili, davacının ayıplı ifa sebebiyle sözleşmeden dönme hakkını kullanmasının hukuken mümkün olmadığını, süresi içinde TTK hükümlerine göre yapılmış bir ayıp ihbarının bulunmadığını, ayıplı oldukları belirtilen silindirlerin müvekkiline ait olup olmadığının belli olmadığını çünkü davacının başka tedarikçilerden de mal aldığını savunarak, davanın reddini istemiştir....

                      UYAP Entegrasyonu