Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Birleşen davada ise: davalıya (asıl davacı) satılıp teslim edilen mal bedelinden kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takibine yönelik itirazın iptali, takibin devamı ve %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, benimsenen bilirkişi kurulu raporu doğrultusunda; davacı-birleşen davalı ....Ltd. Şti. ile davalı –birleşen davacı ...Tekstil AŞ. arasında sözlü anlaşma yapıldığı, bu anlaşma gereğince davalının ürünleri teslim ettiği, ürünlerin ayıplı olduğunun tespit edilemediği, ayıplı olsa bile davacının ayıp ihbarında bulunmadığı gerekçesiyle asıl davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne, itirazın iptaline, takibin 39.748,26 TL üzerinden devamına, işlemiş faiz talebinin reddine, %40 tazminata karar verilmiş, hüküm davacı birleşen davalı vekilince temyiz edilmiştir....

    Davalı iade faturası içeriğince, ayıplı mallar nedeniyle uğradığı sair zarar için (---- iade faturası düzenlediği, bilirkişilerce bu fatura içeriğindeki zararlar hakkında yapılan incelemede, zararın ayıplı mallardan kaynaklandığı, zararın bedelinin 46.626,55 TL olduğunu belirtmişlerdir. Buna göre; davacının 8 adet fatura bedelinden kaynaklı, ---- davacının ayıplı maldan kaynaklı 46.626,55 TL zararı bulunduğu, ayıplı mal sattığı için davacının ayıplı mal satışından doğan zararlardan mesul olması nedeniyle, davalının bu zararının dava değerinden mahsup edebileceği, bundan dolayı 78.587,16 TL'den ayıptan kaynaklı 46.626,55 TL'lik zararın mahsubuyla, 3.999,17 TL daha davalının borçlu olduğu saptanmakla, icra takibine itirazın bu miktar yönünden iptaline karar verilmiştir....

      Mahkemece, ayıplı malları almasının müflis şirketten beklenemeyeceği, pamukların daha sonra daha düşük bedel ile üçüncü şahsa satılmasının malların ayıplı olmasından kaynaklandığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de varılan sonuç dosya kapsamıyla örtüşmektedir. 6102 Sayılı TTK'nın 23/1-c maddesi tacirler arasındaki satışa konu ayıplı olması halinde yapılması gereken işlemleri düzenlemektedir. Anılan maddeye göre malı satın alan tacir, malın ayıplı olduğu açıkça belli değilse, malı teslim aldıktan sonra malı incelemek veya incelettirmek, malın ayıplı olması halinde 8 gün içinde bu durumu satıcıya iletmek durumundadır. Somut olayda davalı tacir olup, satılan malın ayıplı olduğuna hususunda süresinde davacıya ayıp ihbarında bulunduğuna ilişkin delil sunmamıştır....

        Dava; satıcı olan davalının ayıplı mal satışından sorumluluğu esaslarına dayanılarak açılmıştır. Satıma konu aracın garanti süresi içinde aynı arızalar nedeniyle 3 kez tamir için servise başvurulduğu dosya arasındaki servis kayıtlarından anlaşılmış olmakla ayrıca davacının ayıp ihbarında bulunmasına gerek bulunmamaktadır. O halde mahkemece TTK 25/3 maddesi uyarınca ayıp ihbarının süresinde olduğu kabul edilerek araç üzerinde uzman bilirkişi heyetine inceleme yaptırılmak suretiyle araçtaki arızanın giderilip giderilmediği ve ayıp durumu hakkında ayrıntılı ve yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olmuştur. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 8.12. 2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla) Taraflar arasındaki ayıplı mal davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalıdan dava konusu 2011 model otomobili kullanılmamış olarak satın almış olduğunu, satın alınan otomobilin garanti süresi sonlandıktan sonra arızalanan şanzımanının değişimi için kendisinden indirim de uygulanmak suretiyle 9.500,00.-TL ücret alındığını oysa şanzımanın ayıplı üretim olması nedeniyle arızalanmış olduğunu ileri sürerek kendisinden haksız yere tahsil edilen 9.600,00.-TL'nın davalıdan tahsiline karar verilmesini dilemiştir....

            den 24/02/2009 tarihinde 2009 model... plakalı... marka aracı satın aldığını, ... süresi içerisinde yaptığı kazada aracın takla attığını ve aracın hava yastıklarının açılmadığını, kaza sırasında hava yastıklarının açılmamasının aracın ayıplı olduğunu gösterdiğini belirterek aracın yenisi ile değiştirilmesine veya bedelin tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, dava şartı yokluğu( sıfat yokluğu) sebebi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, ayıplı mal nedeni ile aracın yenisi ile değiştirilmesini veya bedel iadesini talep etmiştir. Mahkemece dava konusu aracın 02/01/2012 tarihinde ... 'a devrinin yapıldığı, davacının davacı sıfatını yitirdiği gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğu nedeni ile reddine karar vermiştir. Dava, araç satışından kaynaklanmakta olup davacı alıcı, akidi olan davalı satıcıya karşı hava yastıklarının açılmaması sebebi ile iş bu davayı açmıştır....

              Davacı tarafça, taraflar arasında davalıya ait ticari minibüsün alım satımı hususunda sözleşme düzenlendiği, ancak satın alınan aracın ayıplı çıktığı belirtilerek ayıplı mal satışı iddiasına dayalı eldeki tazminat davası açılmış, davalı taraf davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur....

              Söz konusu aracın tramer kaydının bulunmadığı ile araçta ayıbın mevcut olduğu yönündeki bilirkişi raporu kapsamında, davacı, davasının maddi tazminat ve manevi tazminat talebine ilişkin olarak ıslah etmiş olmakla, araçtaki ayıp dolayısıyla söz konusu ayıbın giderilmesine ilişkin maddi tazminat talebinin kısmen kabulüne, manevi tazminat talebinin ise söz konusu davanın ayıplı araç satışına ilişkin olması, manevi tazminatın, kişinin bedensel bütünlüğünün veya kişilik haklarının zedelenmesi hallerinde hükmedilebilecek bir tazminat niteliğinde olması nedeniyle manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. Satış sözleşmesinin tarafı olmayan davalı ... Şirketinin araçtaki ayıptan sorumlu tutulması mümkün olmamakla, ilgili satış işleminin tarafı olduğuna dair dosyada delil de bulunmadığından, bu davalı yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir....

                . - K A R A R - Dava; ticari mal satışından kaynaklanan faturalara dayalı bakiye alacağın tahsili için girişilen icra takibine yönelik itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir. Davalı vekili, davacıdan mal alınmadığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuş. %40 kötüniyet tazminatının davacıdan tahsilini istemiştir. Mahkemece, yapılan yargılama toplanan deliler neticesinde; faturaların tamamının davalı defterinde nakten ödenmiş olarak kayıtlı olduğu ancak ödemelere ilişkin belgelerin bulunmadığı, davacı taraf defterlerinde ise bakiye 4693,89 TL alacağın gözüktüğü, bakiye alacağın ödendiğinin davalı tarafından ispatlanamadığı gerekçeleri ile davanın kısmen kabulüne,, itirazın 4.693,89 TL asıl alacak üzerinden iptali ile takibin devamına işlemiş faize ilişkin talebin reddine %40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline davalı tarafın tazminat isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat hukukuna ilişkin davada ... 4. Tüketici ve 3. Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığı konutun geç tesliminden dolayı mahrum kaldığı kira bedelini ve kusurlu, eksik yapımdan kaynaklanan tazminatını talep etmektedir. Dava, mahrum kalınan kira bedeli ve ayıplı yapım nedeniyle tazminat istemine ilişkindir. Tüketici mahkemesi özel bir mahkemedir. Görevleri 4077 Sayılı Yasada belirtilmiştir. Dosya kapsamından, harici senetle taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesi düzenlendiği, davacının talebinin tapu iptaline yönelik olmayıp yalnızca tazminat ve kira bedeline yönelik olduğu anlaşılmakla, 4077 Sayılı Yasa kapsamında değerlendilmeyecek uyuşmazlığın genel hükümlere göre görülüp sonuçlandırılması gerekir....

                    UYAP Entegrasyonu