DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen hususlarla sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen dikkate alınarak yapılan inceleme neticesinde; Dava ayıplı maldan kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Davacı tarafça satın alınan ve davalının üretmiş olduğu krank milinin ayıplı olduğu gerekçesiyle tazminat isteminde bulunulmuş söz konusu faturanın ise davacı ticaret ünvanı adına fatura edildiği görülmektedir. Öncelikle davacının gerçek kişi tacir olduğu iddia edilmekle birlikte öncelikle gerçek kişi tacirin bütün işlerinin ticari olduğuna dair bir karine veya kanun hükmü mevcut değildir. Bu kategorideki sayılan tacirin ticari işletmesini ilgilendiren işlerin diğer koşulları mevcutsa işin ticari iş olduğu kabul edilebilir....
nin temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı satın almış olduğu aracın ayıplı olduğu iddiası ile eldeki davayı açmıştır. 4822 sayılı Yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 4. maddesinin 3. fıkrasında, “İmalatçı-üretici, satıcı, bayi, acente, ithalatçı ve 10 uncu maddenin beşinci fıkrasına göre kredi veren ayıplı maldan ve tüketicinin bu maddede yer alan seçimlik haklarından dolayı müteselsilen sorumludur.” düzenlemesi yer almaktadır. Davalılardan ...'nin dava konusu aracın imalatçı-üretici, satıcı, bayi, acente ve ithalatçısı olmadığı ve kendisine husumet yöneltilemeyeceği için davalı .... hakkındaki davanın husumet yönünden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan (1) nolu bent gereğince davalı....'...
/İstanbul" olması nedeniyle yetkili mahkemenin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, yetki yönünden itiraz ettiklerini, davalı şirketin diğer davalı şirketin satış bayisi olduğunu, dava konusu aracın davacıya tam ve eksiksiz teslim edildiğini, davalı şirketin aracın yalnızca satıcısı olduğunu, bu nedenle gerek üretimden kaynaklı ayıplardan gerekse aracın tesliminden sonra davacı tarafından yaptırılan işlemlerden sorumlu olmadığını, husumet yönünden itiraz ettiklerini, dava konusu aracın davacı tarafından 19.07.2023 tarihinde satın alındığını, aracın davacıya tam ve eksiksiz şekilde 22.07.2023 tarihinde teslim edildiğini, malın ayıplı olarak kabul edilebilmesi için malda var olduğu iddia edilen ayıbın kullanıcının maldan makul olarak beklediği faydayı azaltması, ortadan kaldırması veya ekonomik eksiklik içermesi ya da maldan yararlanmayı önemli ölçüde azaltması veya kaldırması gerektiğini, dava konusu aracın garanti kapsamında olduğunu, aracın servise götürülmesinin aracın ayıplı...
Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) TARİHİ : 11/10/2013 NUMARASI : 2013/389-2013/386 Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R Davacı,7.3.2009 tarihinde davalıdan bir dizüstü bilgisayar satın aldığını, bilgisayarın ekran donması şikâyetiyle 26.8.2010, 13.5.2011 ve 16.6.2011 tarihlerinde 3 kez aynı arızadan dolayı servise teslim edildiğini, azami tamir sürelerinin aşılarak ve bilgisayarın tamir edilemeyerek maldan faydalanmasının engellendiğini, bu süreçte defalarca servisle uğraşmak zorunda kaldığını, bu nedenlerle maddi ve manevi olarak zarar gördüğünü ileri sürerek ayıplı malın yenisi ile değişimini, 250 TL manevi, 1.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan tahsilini istemiştir. Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir....
Otomobil Pazarlama ve Ticaret A.Ş. yönünden temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; 4822 Sayılı Kanunla Değişik 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun ayıplı mal ile ilgili 4. maddesinin 3. fıkrasında, "İmalatçı-üretici, satıcı, bayi, acente, ithalatçı ve 10. maddenin beşinci fıkrasına göre kredi veren ayıplı maldan ve tüketicinin bu maddede yer alan seçimlik haklarından dolayı müteselsilen sorumludur. Ayıplı malın neden olduğu zarardan dolayı birden fazla kimse sorumlu olduğu takdirde bunlar müteselsilen sorumludurlar. Satılan malın ayıplı olduğunun bilinmemesi bu sorumluluğu ortadan kaldırmaz." Hükmü bulunmaktadır. Davacı, maliki olduğu,......
(ünvan değişikliği ile ...) hakkındaki davanın, davalının yetkili servis olup üründeki ayıptan sorumluluğunun bulunmadığı, alacağın likit olmadığı gerekçeleriyle, davalı ... hakkındaki davanın sıfat yokluğu nedeniyle reddine, davalı ... hakkında açılan davanın kısmen kabulü ile toplam 11.181,88 TL üzerinden takibin devamına, tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin ve davalı ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerektirmiştir. 2- Dava, ayıplı maldan dolayı bedelin iadesine ilişkin yapılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir. Söz konusu malın satış bedeli 17.000 TL' dir....
Mahkemece, yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporları uyarınca, davacı tarafından ayıplı olduğu ileri sürülen tutkalların yapılan laboratuvar incelemesinde yapıştırma özelliğinin bulunmadığının tespit edildiği, buna göre davacının hatalı mantolama nedeniyle dava dışı ...'e ödediği 11.500 TL'yi ayıplı maldan sorumluluk kapsamında davalıdan talep edebileceği, yine mahkemece yerinde yapılan tespit ve iade alınan tutkallar nedeniyle iade faturasına bağlanan ve ilk defa keşif mahallinde açtırılan 9 fıçı tutkal bedeli 9.000 TL'nin talep edilmesinin haklı olduğu ancak zararına satış yapılan mal nedeniyle istenilen 1.000 TL'nin somut ve kesin bir delille ispat edilememesi nedeniyle bu kısım yönünden talebin kabul edilemeyeceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekilleri tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Dava, satın alınan malın ayıplı çıktığı iddiasına dayalı olarak alıcı tarafından satıcıya yöneltilmiş tazminat ve alacak davasıdır....
Bu yasal düzenlemeyle tüketiciye ayıplı mal nedeniyle tanınan seçimlik haklarından birisi de ayıplı malın iadesi ve ödenen bedelin tahsilidir. Tüketici, yasayla kendisine tanınan dört seçimlik hakkından birini tercih etmekte özgürdür. Öte yandan, 14/6/2003 tarihli ve 25138 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan ......
Ayıplı malın neden olduğu zarardan dolayı birden fazla kimse sorumlu olduğu takdirde bunlar müteselsilen sorumludurlar. Satılan malın ayıplı olduğunun bilinmemesi bu sorumluluğu ortadan kaldırmaz. Değişik fıkra: 21.2.2007 t. 5582 s. K. M.22 Bu madde ile ayıba karşı sorumlu tutulanlar, ayıba karşı daha uzun bir süre ile sorumluluk üstlenmemişlerse, ayıplı maldan sorumluluk, ayıp daha sonra ortaya çıkmış olsa bile malın tüketiciye teslimi tarihinden itibaren iki yıllık zamanaşımına tabidir. Bu süre konut ve tatil amaçlı taşınmaz mallarda beş yıldır. Ayıplı malın neden olduğu her türlü zararlardan dolayı yapılacak talepler ise üç yıllık zamanaşımına tabidir. Bu talepler zarara sebep olan malın piyasaya sürüldüğü günden başlayarak on yıl sonra ortadan kalkar. Ancak, satılan malın ayıbı, tüketiciden satıcının ağır kusuru veya hile ile gizlenmişse zamanaşımı süresinden yararlanılamaz....
Zamanaşımı Madde 16- "(1) Kanunlarda veya taraflar arasındaki sözleşmede daha uzun bir süre belirlenmediği takdirde, ayıplı hizmetten sorumluluk, ayıp daha sonra ortaya çıkmış olsa bile, hizmetin ifası tarihinden itibaren iki yıllık zamanaşımına tabidir. (2) Ayıp, ağır kusur ya da hile ile gizlenmişse zamanaşımı hükümleri uygulanmaz." hükümleri düzenlenmiştir. Somut olayda: davacı tarafın davalı ile mutfak, kapı ve banyo dolabı yaptırmak üzere anlaştıkları, ürünlerde kabarma olduğunu ve bu nedenle ayıplı maldan dolayı maddi tazminat talebinde bulunduğu görüldü. Bu nedenle tüketici konumundaki davacının TKHK madde 15 de belirtilen seçimlik haklardan TBK gereği tazminat talebinde bulunduğu anlaşılmış olup, TBK madde 219- 223 de ayıptan sorumluluk hükümleri düzenlenmiştir....