Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Uyuşmazlık;eşler arasında boşanmadan bağımsız olarak açılmış maddi-manevi tazminat ve nafaka talebine ilişkindir. Davanın niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 2.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 2.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 11.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekilinin 08/03/2021 tarihli istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalının gerçekte var olmayan malı vereceği konusunda müvekkile taahhütte ve beyanda bulunduğunu, müvekkilinin bu beyan ve taahhütte güvenerek davalı ile anlaşmalı olarak boşandığını, müvekkilinin boşanmadan sonra iki çocuğu ile rahat bir şekilde yaşamak için anlaşmalı boşanmayı kabul ettiğini, davalı tarafça müvekkilinin kandırıldığını ve mağdur edildiğini, bu nedenle yerel mahkeme kararının müvekkili lehine kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava; anlaşmalı boşanma dosyasındaki protokol gereği banka hisse senetlerinin bedelinin tahsili talebine ilişkindir....

    Davalı vekili, davacı vekilinin istinaf başvuru dilekçesine cevap dilekçesinde özetle; ön inceleme duruşmasında her iki tarafın da anlaşmalı olarak boşanmak istediklerini ve bu beyanlarını imza altına aldıklarını, müvekkilin dava dilekçesinde 40.000,00.-TL tazminat, 700,00.-TL tedbir ve sonrasında yoksulluk nafakası, müşterek çocuğun velayeti ve müşterek çocuk yönünden 500,00....

    CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın kişisinin yerleşim yerindeki mahkemede açmadığından yetkisiz mahkemede açıldığını, evliliğin anlaşmalı boşanma yolu ile sona erdiğini, anlaşmada çocuk için iştirak nafakası istenmediğini, müvekkilinin pandemi döneminde çekilen kredileri ödediğini, evlilik birliği içerisinde ortak birikim olan 12.000,00- TL'nin yarısını müvekkilinin davacı tarafa bıraktığını, müvekkilinin hak ve alacaklarından feragat etmesi sonucu nafakasız olarak anlaşmalı boşanmaya karar verdiklerini, boşandıktan 1 yıl sonra açılan bu davanın kötü niyetli olduğunu bu sebeplerden açılan davanın reddine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ; "Davacının açtığı davanın kısmen kabulü ile tarafların müşterek çocukları Serdar Ündar için dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 2.000,00- TL iştirak nafakasının çocuğun ihtiyaçlarında harcanmak üzere davalıdan alınarak davacıya verilmesine,"karar verilmiştir....

    Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Taraflar 31.03.2011 tarihinde protokol düzenleyerek anlaşmalı olarak (TMK m.166/3) boşanmışlardır. Dava anlaşmalı boşanma hükmü ile karar altına alınan parasal hükümlerin kaldırılması ve indirilmesine yöneliktir. Davacı erkek boşanmadan sonra eldeki dava ile protokolde geçen ve mahkemece hükme bağlanan iştirak ve yoksuluk nafakalarının indirilmesi ortak çocukların bakıcı ücretleri ile özel okul, kurs ve diğer eğitim giderlerine yönelik hükmün kaldırılması ile ortak çocuklar ve davalı kadın lehine hükme bağlanan sağlık sigortalarına yönelik hükmün kaldırılması veya makul bir bedelle sınırlandırılmasına yönelik iş bu davayı açmış mahkemece davanın reddine karar verilmiştir....

      HUKUK DAİRESİ Dava; taraflar arasındaki anlaşmalı boşanma protokolünün mali sonuçlarından kaynaklı itirazın iptali istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 2. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 2. Hukuk Dairesine gönderilmesine 08/10/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

        TMK'nun 174.maddesinde; mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu tarafın kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceği, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan tarafın kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebileceği hükme bağlanmıştır....

        Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;tarafların 2019 yılında anlaşmalı olarak boşandıklarını, davacının 05/11/2019 'da davayı açtığını, boşanma tarihinin ise 11/06/2019 tarihinde gerçekleştiğini, bu durumun açıkça hakkın kötüye kullanılması olduğunu, davacının daha önce adliyede kadrolu personel olarak çalıştığını ancak dava tarihi itibari ile avukatlık stajı yaptığını, anlaşmalı boşanma konusunda davalıyı ikna ettiğini, arkasından kısa bir süre sonra da anlaşmalı protokol aleyhine nafaka azaltılmasını talep ettiğini müvekkilinin çalışmadığından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece; davanın reddine karar verilmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Anlaşmalı Boşanma Davasından Kaynaklanan Tapu İptali ve Tescil-Alacak Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dava, anlaşmalı boşanma davasından kaynaklı tapu iptal ve tescil davasıdır. Davalı tarafından yasal süresi içerisinde verilen cevap dilekçesi ile zamanaşımı itirazında bulunulmuştur. Mahkeme ön inceleme duruşmasında ilk itirazlar hakkında karar verir (HMK m.140/1). Açıklanan sebeple, davalının zamanaşımı itirazı hakkında olumlu ya da olumsuz karar verilmeden hüküm tesisi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. 2-Davacı, dava dilekçesinde ayrıca, anlaşmalı boşanma davasında adına tapuya tescil edileceğine dair karar verilen taşınmaza ait kira bedellerinin ödenmesi istemi ile ilgili talepte bulunmuştur....

          Tanıma ve tenfize konu olarak ibraz edilen belgenin bir ödeme emri niteliğinde olduğu görülmekle birlikte kararda anlaşmalı boşanma protokolüne atıf yapıldığına ilişkin bir hükme rastlanmamış olup anlaşmalı boşanma protokolünden kaynaklı yapılan yargılama sonucunda alınmış bir karar olduğu da anlaşılamamaktadır. Dolayısı ile tanıma ve tenfize konu edilen kararın aile hukukundan kaynaklı bir alacak olduğu ibraz edilen karardan anlaşılamamıştır. Davacı iddiasında; anlaşma protokolünün 5....

          UYAP Entegrasyonu