Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/659 esas ve 2002/696 karar sayılı ilamı ile Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi gereğince anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verildiği, bu kararın 10.1. 2003 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Boşanma kararı, tarafların anlaşmalarına dayandığına göre, davacının boşanmadan sonra, boşanma sebebiyle maddi ve manevi tazminat (TMK md. 174/1,2) talep etmesi mümkün değildir. Çünkü böyle bir durumda tarafların boşanmanın mali sonuçlarına ilişkin aralarındaki ihtilafı nihai olarak çözdükleri ve ilişkilerini tasfiye ettikleri kabul edilir. Bu itibarla anlaşmalı boşanmadan sonra artık boşanma sebebiyle (TMK md. 174/1,2) maddi ve manevi tazminat istenemez. Bu husus nazara alınmadan yazılı şekilde davanın kabulü ile maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi doğru görülmemiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; davanın dayanağı tazminatın TMK 174 maddesindeki tazminat olmayıp, Borçlar Kanunu 49.maddesi uyarınca haksız fiilden kaynaklı talep edilen tazminat olduğunu, bu nedenle zaman aşımına uğramadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararını istinaf etmiştir....
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle boşanma davasının konusuz hale gelmiş bulunduğunun anlaşılmasına göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2-Taraflar Almanya'da anlaşmalı olarak Türk Kanunu Medenisinin 134/3. maddesi uyarınca boşanmışlar ve boşanmaya ilişkin karar 20.12.2006 tarihinde kesinleşmiştir. Yabancı mahkeme kararı Türkiye’de 12.11.2009 tarihinde kesinleşen kararla tanınmıştır. Davacı kadın tarafından 21.05.2007 tarihinde açılan boşanma davasında manevi tazminat ve yoksulluk nafakası talep edilmiştir. Manevi tazminat (TMK m. 174/2) talebinin evlilik birliği devam ederken gerçekleşen olaylara dayalı olduğu anlaşılmaktadır. Boşanma kararı tarafların anlaşmalarına dayandığına göre, davacının boşanmadan sonra, boşanma sebebiyle artık manevi tazminat ve yoksulluk nafakası talep etmesi mümkün değildir....
Davalı duruşmada alınan beyanında; Açılan davayı kabul ettiğini, evlilik birliğini sürdürmelerinin mümkün olmadığını, müşterek 2 çocuklarının bulunduğunu, müşterek çocukların velayetinin tarafına verilmesini istediğini, velayetleri tarafına verilecek olan müşterek çocukları için davacıdan iştirak nafakası talep etmediğini, davacıdan herhangi bir nafaka, maddi-manevi tazminat ile mal rejiminden kaynaklı alacak, ziynet eşyaları, çeyiz eşyaları ve kişisel eşyalar yönünden alacak talep etmediğini 29/12/2020 tarihli anlaşmalı boşanma protokolünün onaylanmasını ve gerekçeli kararın eki sayılmasını talep etmiştir....
Davalı duruşmada alınan beyanında; Açılan davayı kabul ettiğini, evlilik birliğini sürdürmelerinin mümkün olmadığını, müşterek 2 çocuklarının bulunduğunu, müşterek çocukların velayetinin tarafına verilmesini istediğini, velayetleri tarafına verilecek olan müşterek çocukları için davacıdan iştirak nafakası talep etmediğini, davacıdan herhangi bir nafaka, maddi-manevi tazminat ile mal rejiminden kaynaklı alacak, ziynet eşyaları, çeyiz eşyaları ve kişisel eşyalar yönünden alacak talep etmediğini 29/12/2020 tarihli anlaşmalı boşanma protokolünün onaylanmasını ve gerekçeli kararın eki sayılmasını talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanmadan Sonra Açılan Maddi ve Manevi Tazminat Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, boşanmadan sonra açılan boşanmaya bağlı maddi ve manevi tazminat (TMK m.174/1-2) talebine ilişkindir. Tarafların Zürih Yerel Mahkemesinin 31.08.2013 tarihinde kesinleşen yabancı mahkeme kararıyla boşandıkları, bu kararın tanındığı ve tanıma kararının 29.09.2014 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Tanıma işlemi, bir yabancı mahkeme ilamının "kesin delil veya kesin hüküm olarak kabul edilebilmesi" sonucunu doğurur (5718 Sayılı MÖHUK m.58). Boşanmaya ilişkin yabancı mahkeme ilamında, tarafların anlaşmalı olarak boşanmaları nedeniyle taraflara ilişkin bir kusur belirlemesi yapılmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda davalı eşe kusur yüklenemez....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; Davanın kabulüne; tarafların anlaşmalı olarak boşanmalarına, tarafların müşterek çocukları Musa Talha Toprak'ın velayetinin davalı anneye verilmesine, babası ile arasında kişisel ilişki tesisine, tarafların karşılıklı olarak tedbir nafakası, iştirak nafakası, yoksulluk nafakası, maddi tazminat, manevi tazminat, eşya bedelinden alacak, altın, mal rejiminden kaynaklı tasfiye, yargılama gideri talepleri olmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; Anlaşmalı boşanmadan vazgeçtiğini belirterek kararı istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar, eşlerin bu yöndeki irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır....
G E R E K Ç E Uyuşmazlık, boşanmadan önce aldatma nedeniyle aldatmanın boşanmadan sonra öğrenildiği iddiasıyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat isteminden kaynaklanmaktadır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; davanın kabulü ile tarafların TMK'nın 166/3 maddesi uyarınca boşanmalarına, Dosyaya dava dilekçesi ekinde sunulan taraflarca imzalı protokolün kişisel ilişkiye dair kısım hariç olmak üzere aynen onaylanmasına, protokolün mahkememiz kararına ek sayılmasına, çocuklar Orkan ve Oktay'ın velayetlerinin babaya verilmesine, anne ile çocuklar arasında şahsi ilişki tesisine, tarafların karşılıklı olarak tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakası, maddi tazminat, manevi tazminat, eşya ve altın bedelinden alacak, mal rejimi tasfiyesinden kaynaklı alacak talepleri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı erkek vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesi ile; anlaşmalı boşanma protokolünde geçen sözleşmeyi kabul etmediğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir....
. 2.Davacı kadın vekili ön inceleme duruşmasında; davanın anlaşmalı boşanmadan kaynaklı alacak davası olmadığını, davalının anlaşmalı boşanmanın gereğini yerine getirmediğini, müvekkilinin anlaşmalı boşanma davasında fazlaya ilişkin haklarından vazgeçmediğini, dava konusu taşınmazın tasfiyesi yapılarak davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini beyan etmiştir....