Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

vekili, boşanmadan kaynaklı maddi ve manevi tazminat ile evlilik birliği içinde birleşen davalı kadın adına edinilen bir adet araç yönünden mal rejiminin tasfiyesi isteğinde bulunmuş, asıl dava yönünden taşınmazın edinilmesinde davacı kadının katkısının bulunmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, davacı -davalı ...'nin mal rejiminden kaynaklı davasının kısmen kabulüne; 573.068.929 TL değer artış payı alacağı ve 87.046,063 TL artık değer katılma alacağı olmak üzere toplam 660.115,55 TL' nin karar kesinleştiği tarihten itibaren yasal faiziyle birlikte davalı-davacı ... 'den alınarak ...'ye verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine; davalı-davacı ... 'in maddi ve manevi tazminat talebinin kabulüne, 10.000,00 TL. maddi, 30.0000,00 TL manevi tazminatın karar kesinleştiği tarihten itibaren yasal faiziyle birlikte davacı-davalı ...'den alınarak davalı-davacı ...'...

    Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir. Bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMK.nun 166/1- 2. mad.) olarak görülmesi gerekir....

    Dava, TMK'nın 166/3. maddesi uyarınca anlaşmalı boşanmaya ilişkindir. Taraflar Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi uyarınca boşanmışlar, hükme karşı davalı tarafından istinaf yoluna başvuruda bulunulmuştur. Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir. Bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMK m. 166/1- 2) olarak görülmesi gerekir....

    'ün beyanlarından da tarafların boşanmadan sonra da görüşmeye devam ettikleri, UYAP'tan yapılan sorgulamada ... ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 08.06.2010 tarihinde kesinleşen boşanma kararına göre tarafların anlaşmalı olarak boşandıkları ve yaşı küçük müşterek çocuğun velayetinin sanık ... ...'a verildiği, ayrıca müşterek çocuk nedeniyle sanık lehine 1000 TL nafakaya hükmedildiği anlaşılmakla, sanık savunması, tanık beyanları ve tüm dosya kapsamına göre ...'ın kartından bir kez 807,00 TL para çeken sanığın başkalarına ait banka veya kredi kartını kötüye kullanma suç kastının bulunmadığı ve atılı suçun yasal unsurları oluşmadığından beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi, Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken CMUK.nun 321. maddesi uyarınca (BOZULMASINA), 03.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kamu düzeninden olup mahkemece re'sen incelenmesi gereken velayet hususunda geçerli bir neden sunulmadan hüküm kurulmadığını, ortak çocuk Arif Emre’nin tanık olarak dinlenmediğini, annenin çocukları düşünmediğini, davacının dava dilekçesi incelendiğinde daha önce kesinleşmiş boşanma kararından sonra ayrı bir dava ile 25 bin TL maddi, 25 bin TL manevi tazminat, sayısı belirtilip değeri tam olarak belirtilmemiş ziynet alacağı, mal rejimi tasfiyesi ve artık değere katılma ile velayet ve nafaka talep ettiğini, davacının tüm taleplerinin reddedildiğini, ret edilen her talebi için ayrı ayrı vekalet ücreti takdir edildiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE: Dava, anlaşmalı boşanma protokolünün aldatma sebebiyle iptali, ziynet ve katılma alacağı ile boşanmadan sonra istenilen maddi ve manevi tazminat ve nafaka artırımı istemlerine yöneliktir....

      Aile Mahkemesi'nin 2017/367- 397 E.K. sayılı ilamı ile boşandıkları, kararın 26/04/2017 tarihinde kesinleştiği, anlaşmalı boşanma protokolünün 3 numaralı maddesi ile karşılıklı maddi-manevi tazminat taleplerinden feragat ettikleri, sözkonusu feragat nedeniyle davacının davalı T5'dan tazminat talep etme hakkının bulunmadığı, ayrıca davalı Birol'un 3. kişi sıfatında olduğu, davalının eyleminin doğrudan davacının bedensel ve ruhsal bütünlüğüne yönelik hukuka aykırılık teşkil etmediği, kişilik değerlerine saldırı oluşturacak bir eyleminin olmadığı, ayrıca haksız fiilde iştirak hali de sözkonusu olmayacağı için davalı Birol'a karşı da tazminat talep edilemeyeceği belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Anlaşmalı Boşanma Davasından Kaynaklı Tapu İptal ve Tescil Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, anlaşmalı boşanma davasından kaynaklı tapu iptal ve tescil davasına ilişkin olup, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Toplanan delillerden tarafların 28.04.2015 tarihinde kesinleşen karar ile anlaşmalı boşandıkları, boşanma davasında onaylanan protokole göre de dava konusu taşınmazın kadına devir ve temlik edileceği kararlaştırılmıştır. Açıklanan sebeple protokol değerlendirilerek bir hüküm kurulmak üzere kararın bozulması gerekmiştir....

        Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın suçlarının sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suçların niteliğini tayin, cezayı azaltıcı takdiri tahfif sebebinin niteliği takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bozma sebepleri dışında isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin duruşmalı incelemede ve temyiz dilekçesinde yasak silah taşımak suçunda 647 sayılı Yasanın 4 ve 6. maddelerinin uygulanması gerektiğine vesaireye yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, Ancak; a)Sanık savunmasında eşi olan maktule ile anlaşmalı olarak boşandıklarını, bu arada iki evinden birini piyasaya olan borçlan sebebiyle mallarını hacizden kurtarmak amacıyla boşanmadan önce eşi maktüleye devrettiğini, boşanmadan sonra da eşi İle aynı evde birlikte yaşamaya devam ettiklerini, vekâletname ile sahip olduğu bu evlerden birini de yine vekâletle eşinin oğlu Volkan'a devrettiğini, daha sonra eşinin...

          Manevi tazminat talebi, boşanmaya sebep olan olaylar sebebiyle değil, boşanmadan bağımsız olarak ileri sürüldüğüne göre, Türk Medenî Kanununun 174/2. maddesine değil, aile hukukunun dışında haksız eyleme ilişkin genel sorumluluk hükümlerine dayanmaktadır (Yeni B.K 49. ve 58.). Haksız eyleme ilişkin genel sorumluluk sebebine dayanan manevi tazminat istekleri ise talebin dayandırıldığı maddi hadise evlilik birliği içinde meydana gelmiş olsa bile, aile mahkemelerinin değil, genel mahkemelerin görevi kapsamındadır. Bu açıklamalar uyarınca dava; Türk Medenî Kanununun 174/2. maddesinden değil Borçlar Kanunu 49. ve 58. maddelerinden kaynaklı olup, davanın Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülüp karara bağlanılması zorunludur. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... ... ... Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 17/06/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

            İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; Yerel Mahkeme dava konusu taşınmazın davalıların anlaşmalı boşanma protokolüne istinaden devredildiği; davalıların mal kaçırma gayesinin bulunmadığı; yine dava konusu taşınmaz hakkında açılan başka bir tasarrufun iptali dosyasında da söz konusu devrin boşanmadan kaynaklı olarak değerlendirildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verdiğini, davalı T7'nın, borcun doğumundan (17.01.2013) sonra 26.08.2013 tarihinde dava konusu taşınmazı eşi olan diğer davalı T9 devrettiğini, dava konusu taşınmazın borcun doğumundan sonra borçlunun eşine devredildiği için davalının haksız ve kötü niyetli olduğunu, davalılar arasındaki boşanmanın en azadından tasarruf tarihinde muvazaalı olduğu sabit hale gelmiş olup, dava konusu tasarruf işleminin mal kaçırma gayesiyle yapıldığının açık olduğunu, tüm bu nedenlerle istinaf taleplerinin kabulü ile Afyonkarahisar 2....

            UYAP Entegrasyonu