Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Taraflar sadece ve ancak birbirlerine verdiklerini sebepsiz zenginleşme hukuksal nedenine dayalı olarak geri isteyebilirler. (HGK, 2003/4676 E. ve 2003/639 K.) 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun konuya ilişkin 77 ve devamı maddelerindeki düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan ve tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır. Öte yandan, hukuki işlemin borç doğurmasının nedeni irade açıklamasıdır. Sebepsiz zenginleşmenin borç doğurmasının nedeni ise, tam aksine, kişinin iradesi dışında malvarlığında bir eksilmenin meydana gelmesidir....

Taraflar arasında malvarlıklarının değişimi bir sözleşmeye dayanır ise sebepsiz zenginleşmeden sözedilemez. Hukuki işlemlerden ve bunun en -----sözleşmeden doğan borçlarda borçlunun borcunu anlaşmaya uygun bir şekilde yerine getirmesi gerekir. Borçlu anlaşmaya uygun davranmazsa alacaklı borca aykırılık hükümlerini --- mümkün ise borcun aynen ifasını, değilse doğan zararının giderilmesini talep eder. Sebepsiz zenginleşmede ise; sadece mal varlığındaki eksilmenin giderilmesinin talep edilmesi sözkonusudur. Sebepsiz zenginleşme alacaklıya 2.derecede (tali nitelikte) bir dava hakkı temin eder. Malvarlığındaki azalmanın başka asli nitelikteki davalarla önlenmesi mümkün ise, sebepsiz zenginleşme davası gündeme gelemez. Bunun bir sonucu olarak da, sözleşmeden doğan bir hukuki ilişkinin bulunduğu hallerde tarafların sebepsiz zenginleşmeye dayanan bir talepte bulunması olanaklı değildir. Nitekim, aynı ilkeler--------- kararlarında da benimsenilmiştir....

    CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının müvekkile ulaşmış herhangi bir sözleşmeden dönme yahut fesih iradesi bulunmadığını, tacirlerin yazılı olarak sözleşmeyi fesh etmesi gerektiğil — davacının müvekkile yöneltmiş olduğu fesih iradesi olmadığından sözleşme ayakta olup sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre herhangi bir bedel iadesi istenmesine imkan olmadığını, müvekkilin fuar ertelenmesi nedeniyle davacıdan ----- cezai şart ödeyerek sözleşmeyi feshedilebileceği teklif ettiği yönündeki iddianın doğru olmadığını, davacının sözleşmeyi imzaladığı tarihte tüm fuarlar ertelendiği, hiçbir ----- yapılamadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

      borcun ifasının da sebepsiz zenginleşme oluşturmayacağını, bir borcun zamanaşımına uğradığını, borçlunun ileri sürmesi gerektiğini, TBK 161. maddesi uyarınca zamanaşımı ileri sürülmedikçe, bu husus kendiliğinden dikkate alınmayacağını, zamanaşımı ileri sürülmediği takdirde alacaklının zamanaşımına uğramış borçtan dolayı alacağına kavuşmasının TBK 78/2 madde hükmü gereğince de geri istenemeyeceği hatta sebepsiz zenginleşme/istirdat davasına konu yapılamayacağını, haksız ve mesnetsiz davanın reddi ile tüm yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesi talep etmiştir....

        Sebepsiz zenginleşme, haklı bir sebep olmaksızın bir başkasının malvarlığından ya da emeğinden yararlanma olarak tanımlanır. Sebepsiz zenginleşme kurumunun temel özelliklerinden biri olan "şahsilik" prensibi gereğince kime karşı ödeme yapılmış ise sadece o kişiden talepde bulunulması gerektiği ilkesi getirilmiştir. Bu durumda, davacının geçersiz araç satış sözleşmesi yaptığı ve ödemede bulunduğu davalı ... haricindeki diğer davalılar yönünden mahkemece kurulan hükümde bir isabetsizlik görülmemiştir. . Ancak, davacı ile davalı ... arasında düzenlenen araç alım-satım sözleşmesi noterde yapılmadığı, haricen yapıldığı için davacıya mülkiyet hakkı devrini sağlamaz ise de taraflar arasında geçersiz de olsa sözleşmeden kaynaklanan alacak söz konusu olduğuna göre davada TBK'nun 82.(BK'nun 66.) maddesinde açıklanan zamanaşımı süreleri değil, TBK'nun 146....

          Önemle belirtmek gerekir ki, burada bir istihkak davası değil, olağan bir para, tazminat davasıdır. Böylece; birşeyin sebepsiz zenginleşme teşkil ettiğini bildiği halde onu alan bir üçüncü kişiye karşı sebepsiz iktisap davası ileri sürülemez. Sözleşme ilişkisinin bulunduğu dava dışı .... ile davacı arasındaki ilişki yerine sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı davanın açılmasının mümkün olmayacağı açıktır. Hemen belirtelim ki, sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir....

            Sebepsiz zenginleşme, bir kimsenin mal varlığının, geçerli (haklı) bir sebep olmaksızın diğer bir kimsenin mal varlığı aleyhine çoğalması (zenginleşmesi) demektir. Sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talep edilebilmesi için borçlunun mal varlığından bir başkasının aleyhine olarak bir zenginleşme meydana gelmeli, zenginleşme ve zenginleştirici olay arasında illiyet bağı bulunmalı ve zenginleşme haklı bir sebebe dayanmamalıdır. Kural olarak zenginleşen, başkasının malvarlığından veya emeğinden haklı bir sebep olmaksızın elde ettiği zenginleşmeyi geri vermek zorundadır. (TBK m.77/1) Borç olmayanı rızası ile ödeyen kimse yanlışlığa düştüğünü ispat ettiği takdirde ödediğini geri isteyebilir. Burada kastedilen yanlışlık, eda ile ilgili olup, edada bulunanda bağışlama irade ve arzusunun bulunmadığını gösteren bir yanılmadır....

            Yukarıda izah edilen nedenlerle davacı kurum ile davalı arasında sözleşme ilişkisi bulunmadığı ve dava dilekçesinde de belirtildiği üzere davanın dayanağının sebepsiz zenginleşme olduğu nazara alındığında yetkisiz icra dairesinde başlatılan takip nedeniyle davanın reddine" karar verilmiştir. D) İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde; İlk derece mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu, davalının 6098 sayılı Kanunun 77- 82 maddeleri kapsamında sebepsiz olarak zenginleştiğini, buna göre müvekkili kamu kurumundan zenginleştiğinden aldığını geri vermesinin gerektiğini, sebepsiz zenginleşme dolayısıyla haksız fiil nedeniyle zarara uğrayan müvekkili bakanlığın Gümüşhane'deki temsilciliği olan Gümüşhane İl Sağlık Müdürlüğünün bulunduğu yer İcra Dairesinde icra takibi yapıldığını, TBK'nın 89. maddesine göre davalı borçlunun itirazında haksız olduğunu, Gümüşhane İcra Dairesinin yetkili olduğunu, Yargıtay 13....

            Somut olayda da, taraflar arasında akdedilen 30.05.2011 tarihli protokol, davacılara ait taşınmaz üzerinde davacılar lehine vefa hakkı tanınmasına ve buna ilişkin koşullara dair hükümler içermekte olup, yukarıda açıklanan yasa hükmü uyarınca vefa sözleşmesinin resmi şekilde yapılması zorunlu olduğundan, resmi şekilde yapılmayan dava konusu bu protokole göre taraflar ancak sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre verdiklerinin iadesini isteyebilecektir....

              Ancak, taraflar verdiklerini sebepsiz zenginleşme kuralları gereğince geri isteyebilirler. Haklı bir sebep olmaksızın mal edinen kimse onu iade ile yükümlüdür. Akdi yapanlardan birisi tarafından, önceden diğerine ödenen pey akçesi (kapora) veya cayma akçesi de ceza şartı gibi borcu kuvvetlendirmeye yarayan fer'i bir şarttır; bu bakımdan esas akit geçerli olmadığından fer'i şart da geçersizdir. Geçerli olmayan bir akit dolayısıyla ödenmiş bulunan pey akçesinin (kaporanın) geri verilmesi, sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince istenebilir. Somut olayda; taraflar arasında 02.12.2013 tarihli gayrimenkul alım satım sözleşmesinin yapıldığı, sözleşmede; 10.000,00 TL kapora olarak verildiği ve sözleşmenin alıcı, satıcı ve komisyoncu tarafından da imzalandığı anlaşılmaktadır. Buna göre, davaya konu sözleşme, taşınmaz satışına ilişkin olup, geçerlilik şartı olan resmi şekilde düzenlenmediği için geçersizdir....

                UYAP Entegrasyonu