Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, davacının miras payından kaynaklanan hakka dayalı sebepsiz zenginleşme nedeniyle tazminat isteğine ilişkindir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununa 6572 sayılı Kanunun 27. maddesiyle eklenen Geçici 14. madde gereğince Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun Hukuk Dairelerinin işbölümünü düzenleyen 19.01.2015 tarihli ve 2015/8 sayılı Kararına göre ve davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay 3. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Ancak, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 60. maddesinde 6644 Sayılı Kanunla yapılan değişiklik gereğince görev uyuşmazlığının giderilmesi için dosyanın Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna sunulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, görev sorunu giderilmek üzere dosyanın Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna GÖNDERİLMESİNE, 04.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Taraflar sadece ve ancak birbirlerine verdiklerini sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre geri isteyebilirler (HGK, 2003/4- 676E-2003/639K). Geçersiz satış sözleşmesi gereğince verilenlerin iadesi sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre istenir. Sebepsiz zenginleşme, TBK.nun 78- 82 (BK.nun 61- 66) maddelerine göre; haklı bir sebep olmaksızın başkasının mal varlığından veya emeğinden yararlanma olarak tanımlanmıştır. Sebepsiz zenginleşme kurumunun temelinde haksız değer kaymalarının önlenmesi yatmaktadır. Sebepsiz zenginleşme kurumunun en önemli özelliği, haklı bir sebebe dayanmadan başkasının mal varlığından istifade ederek, kendi mal varlığını artıran kişinin elde ettiği kazanımı geri verme zorunda olduğunu ve gerçek bir eski hale getirme yükümlülüğü bulunduğunu ifade eder....

    Kanunu’nun 732. maddesine dayalı sebepsiz zenginleşme davasıdır. Bu dava, sıkı şekil şartlarına bağlanmış kambiyo hukukuna özgü bir davadır. Çekin karşılıksız çıkması nedeniyle, müracaat borçlularına başvurma hakkını kaybeden hamil, hakkı olan alacağını tahsil edemediğinden mal varlığında bir azalma olmakla birlikte, keşidecinin mal varlığında ise bir artış bir nevi hamilin zararına gerçekleşen bir zenginleşme meydana gelmektedir. Bu davanın ... Kanunu’nun 72 vd. maddelerine dayalı sebepsiz zenginleşme davasından tamamen farklı, kambiyo hukukuna dayalı özel bir dava olduğu tartışmasız olarak kabul edilmektedir.... Hukukunda yer alan sebepsiz zenginleşme davasının bir alt nevi olarak kabulü de mümkün değildir. Çek hamilinin mal varlığındaki azalma, çekin süresi içinde ibraz edilmemesi ya da ödenmediğinin yine süresi içinde tespit ettirilmemesi yahut alacak hakkının zamanaşımına uğramış olması gibi, "kanuna uygun" bir sebepten, kanun hükmünden kaynaklanmaktadır. Oysa ... Kanunun 77....

      Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için bir tarafın mal varlığının diğer tarafın malvarlığı aleyhinde çoğalması gerekir. Dolayısıyla sebepsiz zenginleşme için zenginleşme ile fakirleşme arasında illiyet bağı bulunmalıdır. Bu nedenle de iade borcunun kapsamı belirlenirken öncelikle fakirleşme ve zenginleşme zamanının tesbit edilmesi gerekir. Somut olayda; huzurdaki davanın açıldığı tarihte davaya konu yapıların üzerinde bulunduğu 687 numaralı parselle ilgili açılmış olan ortaklığın giderilmesi davası derdest olup, taşınmaz satılarak davacının elinden alınmamış ve davacı aleyhine henüz zenginleşme oluşmamıştır. Bu bağlamda, davacının sebepsiz zenginleşmeye ilişkin talebin reddinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; çoğun içinde az da vardır kuralından hareketle davaya konu parsel üzerindeki yapıları davacının meydana getirdiğinin tespitine yönelik hüküm kurulması doğru görülmemiştir....

        Bütün bu açıklamalara göre, sebepsiz zenginleşme alacaklıya, ikinci derecede (tali nitelikte) bir dava hakkı temin eder. Malvarlığındaki azalmanın başka asli nitelikteki davalarla önlenmesi mümkün ise, sebepsiz zenginleşme davası gündeme gelemez. Nitekim, sözleşmeden doğan bir hukuki ilişkinin bulunduğu hallerde taraflar sebepsiz zenginleşmeye dayanan bir talepte bulunamazlar.(Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 19.06.2015 tarih ve 2013/22-2310 E., 2015/1729 K., 14.03.2012 tarih ve 2011/13-748 E., 2012/140 K.,15.12.2010 tarih ve 13-618 E., 668 K., 17.02.2010 tarih ve 13-93 E., 88 K., 13.06.2007 tarih ve 18-330 E., 350 K. sayılı ilamları da aynı yöndedir.)...

          Davacı aynı anda tescil ve tazminat talebinde bulunmamış; çekişmeli taşınmazı davalı belediyeden satın aldığını iddia ettiğinden, tescil talebinin kabul olunmaması halinde davalı belediyeye ödediğini iddia ettiği taşınmaz bedelinin sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince tazminat olarak iadesini talep etmiştir. Bu şekilde ileri sürülen seçimlik talebin birbiri ile çeliştiğinden söz edilemez....

            Davalı --- tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacının davasını sebepsiz zenginleşme esasına dayandırdığını, müvekkili şirketin malvarlığında bir zenginleşme meydana gelmediğini, müvekkilin ---------nezdinde tasdik edilirken, bölgedeki ----- mevcut yol durumunun nazara alındığını, projenin onaylandığı esnada "kamunun kullanımına açık yol" halinde olmayan bir takım alanların davacı tarafından sonradan yol haline getirildiğini ve müvekkilinin buna ilişkin masraflardan kurtulmasının (müvekkil lehine bir zenginleşme oluşması) söz konusu olmadığını, müvekkili lehine bir zenginleşme gerçekleştiği varsayılsa dahi, bu zenginleşmenin davacının zararına meydana gelmiş olarak görülemeyeceğini, davacının sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanmasının hukuki olarak izahının mümkün olmadığını belirterek davanın reddine ve yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin haksız davayı ikame eden davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

              Davalı --- tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacının davasını sebepsiz zenginleşme esasına dayandırdığını, müvekkili şirketin malvarlığında bir zenginleşme meydana gelmediğini, müvekkilin ---------nezdinde tasdik edilirken, bölgedeki ----- mevcut yol durumunun nazara alındığını, projenin onaylandığı esnada "kamunun kullanımına açık yol" halinde olmayan bir takım alanların davacı tarafından sonradan yol haline getirildiğini ve müvekkilinin buna ilişkin masraflardan kurtulmasının (müvekkil lehine bir zenginleşme oluşması) söz konusu olmadığını, müvekkili lehine bir zenginleşme gerçekleştiği varsayılsa dahi, bu zenginleşmenin davacının zararına meydana gelmiş olarak görülemeyeceğini, davacının sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanmasının hukuki olarak izahının mümkün olmadığını belirterek davanın reddine ve yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin haksız davayı ikame eden davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

                Davacı sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre tazminat isteminde bulunmuş, mahkemece de sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davalının sorumluluğuna karar verilmiştir. Uyuşmazlığın belirlenen bu niteliğine göre ve yanlar arasında sözleşme ilişkisi de bulunmadığından, kararın temyizen incelenmesi görevi ... Yüksek 3. Hukuk Dairesi’ne aittir. SONUÇ: Açıklanan nedenlerle dosyanın ... Yüksek 3. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 14.05.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun “Sebepsiz Zenginleşme” başlıklı 732.maddesinin dördüncü fıkrası aynen: “Zamanaşımı süresi, poliçenin zamanaşımına uğradığı tarihi takip eden tarihten itibaren bir yıldır; ispat yükü, sebepsiz zenginleşmediğini iddia edene aittir” şeklindedir. Sebepsiz zenginleşme talebinde bulunulabilmesi için, hamilin müracaat hakkının düşmesi veya zamanaşımına uğramasından dolayı bir zararının ortaya çıkmış olması gerekir. Zararın mevcudiyeti, sebepsiz zenginleşme talebinin kabul şartıdır. Zararın varlığının kabulü için, hamile ait ve tahsili mümkün olan bir alacak hakkının düşmesi veya zamanaşımına uğraması sonucu borçlu nezdinde oluşan zenginleşmenin, bundan başka bir sebebinin bulunmaması, yani sebepsiz olması yeterlidir (Bozgeyik, H.: Kambiyo Senetlerinde Sebepsiz Zenginleşme, Cilt:VII, Atatürk Üniv. Huk. Fak. Dergisi Haziran-2003, s.589 vd.)....

                    UYAP Entegrasyonu