Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Borçlar Kanunu'nun konuya ilişkin 61 ve ardından gelen maddelerindeki (TBK'nın 77 ve ardından gelen maddelerindeki) düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme; bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır. Dosyanın incelenmesinde; davacı tarafından ilk olarak 22/12/1989 tarihinde dava konusu taşınmazın 600/2400 hissesi, ardından 15/8/1990 tarihinde 60/2400 hissesinin satın alındığı, ......
Davacı dava dilekçesinde işini bırakması, evliliğin ömür boyu süreceği ümidiyle yaptığı harcamalar ve birlikte yaşadığı günlerde davalıya ve yakınlarına yapmış olduğu hizmetler ve birikimlerini kullanması nedeniyle maddi tazminat talep etmişt. Davalı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Sebepsiz zenginleşme, bir kimsenin mal varlığının geçerli (haklı) bir sebep olmaksızın diğer bir kimsenin mal varlığı aleyhine çoğalması (zenginleşmesi) demektir. Sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talep edilebilmesi için, borçlunun mal varlığından bir başkasının aleyhine olarak bir zenginleşme meydana gelmeli, zenginleşme ve zenginleştirici olay arasında illiyet bağı bulunmalı ve zenginleşme haklı bir sebebe dayanmamalıdır. Sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan ve tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : SEBEPSİZ ZENGİNLEŞMEDEN KAYNAKLI RÜCUEN TAZMİNAT Dava, kadastro tespit tarihinden sonra yapılan harici satış sözleşmesinden (sebepsiz zenginleşme) kaynaklı rücuan tazminat istemine ilişkin olmakla, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun Geçici 14. maddesi ve Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 2015/8 sayılı iş bölümü kararı uyarınca temyiz inceleme görevinin Yargıtay 3. Hukuk Dairesine ait bulunması nedeniyle görevli dairenin belirlenmesi bakımından dosyanın, 6644 Sayılı Kanunla değişik 2797 Sayılı Yargıtay Kanunun 60/2 maddesi uyarınca Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 22.02.2016 gününde oybirliği ile karar verildi....
Hukuk Dairesinin 04/12/2014 tarihli ve 2014/18628 E., 14482 K. sayılı kararıyla; " Davacının aynı anda tescil ve tazminat talebinde bulunmadığı, çekişmeli taşınmazı davalı belediyeden satın aldığını iddia ettiğinden, tescil talebinin kabul olunmaması halinde davalı belediyeye ödediğini iddia ettiği taşınmaz bedelinin sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince tazminat olarak iadesini talep ettiği, bu şekilde ileri sürülen seçimlik talebin birbiri ile çeliştiğinden söz edilemeyeceği, tazminat talebi yönünden işin esasının incelenmesi gerektiğinden" bahisle bozulmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan tazminat K A R A R Davacılar vekili miras yoluyla intikal ve kazanmayı sağlayan eklemeli zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil talebinde bulunmuş, 19.11.2002 tarihli ıslah dilekçesiyle, taşınmazların davalı ... tarafından satıldığını bildirerek, davasını sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan tazminat davasına dönüştürmüştür. Mahkemece de sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde hüküm kurulduğuna göre, Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 10.01.2013 tarih 1 sayılı Kararı ile hazırlanıp, Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 21.01.2013 tarih 1 sayılı Kararı ile kabul edilen ve 26.01.2013 tarih 28540 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yüksek Yargıtay (3.)...
Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için, bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan ve tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı geri verme borcu altındadır. İade borcunun kapsamını belirlemede öncelikle fakirleşme ve zenginleşme zamanının tesbit edilmesi gerekir. Sebepsiz zenginleşme borçlusunun bu tadilatların yapıldığı anda ekonomik açıdan zenginleştiği, yapanın ise o anda fakirleştiği ileri sürülmez. Zira, vücuda getiren tarafından kullanılan muhdesatın taşınmaz malikine herhangi bir katkısı bulunmamaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Davacılar tarafı dava dilekçelerinde 266 ada 9 parsel sayılı taşınmazın hatalı olarak davalı adına tespit edildiğini ancak davalının taşınmazın adına tespit ve tescil işlemi sonunda taşınmazı ifraz ederek iyiniyetli üçüncü kişilere sattığını, bu hale göre 266 ada 9 parselin satışı nedeniyle davalı tarafından müvekkiller aleyhine gerçekleşen sebepsiz zenginleşmenin karşılığı olarak bir miktar tazminatın hüküm altına alınması istemi ile dava açmışlardı. Yine davacıların dava dilekçelerinde tapu kaydının iptali veya adlarına tescil istemi bulunmamaktadır. Yukarıdaki açıklamadan da anlaşılacağı üzere davacılar sebepsiz zenginleşme nedeni ile tazminat istemi ile dava açmışlar olup davacıların iddia ettiği sebepsiz zenginleşme tarihi kadastro tespiti tarihinden sonra olduğu gibi dayandıkları maddi vakada kadastro tespiti sonrası hatalı oluştuğunu iddia ettikleri tapu kaydının ifrazı ile üçüncü kişilere satış işlemidir....
İSTİNAF NEDENLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Sebepsiz Zenginleşme, 6098 sayılı TBK'un 77- 82 inci maddeleri arasında düzenlenmiştir. Hemen belirtilmelidir ki, sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır. İdarenin parasal ödeme kararları (decisions pecuniaires), hak yaratıcı işlemler (şart tasarruf işlemleri) niteliğinde değildir. İdarenin para ödeme kararları kanunla öngörülen şartların gerçekleşmesi durumunda, hak sahibi haline gelmiş kişilere belli bir paranın ödenmesi kararı niteliğindedir....
Sebepsiz zenginleşmenin söz konusu olduğu bir diğer hâl ise zenginleşmenin gerçekleşmemiş bir sebebe dayalı olmasıdır. Bir edimin ifası, gelecekteki bir olayın gerçekleşme ihtimaline binaen yapılmışsa ve bu ifadan sonra şart gerçekleşmezse edimi ifa eden aleyhine sebepsiz zenginleşme meydana gelmiş olur. Bu durum özellikle koşula bağlı sözleşmelerde karşımıza çıkmaktadır. Zira koşula bağlı alacağın koşul gerçekleşmeden önce ödenmesi durumunda koşul gerçekleşmezse fakirleşen zenginleşmenin iadesini isteyebilir (Eren, s. 901). 21. Hukukî sebebin ortadan kalkmış olması hâlinde de sebepsiz zenginleşme söz konusu olmaktadır. Başka bir deyişle başlangıçta mevcut olmakla birlikte sonradan ortadan kalkan hukukî bir sebep de kazandırmayı sebepsiz zenginleşmeye dönüştürebilir. Kazandırmanın yapıldığı zaman geçerli olan bir sebep bulunmasına rağmen sonradan bu sebep ortadan kalkarsa, ortada sebepsiz zenginleşme olduğundan iadesi istenebilir. 22....
Buna göre sebepsiz zenginleşme, bir kimsenin mal varlığının geçerli (haklı) bir sebep olmaksızın diğer bir kimsenin mal varlığı aleyhine çoğalması (zenginleşmesi) demektir. Sebepsiz zenginleşmenin borç doğurmasının sebebi zarar değil, alacaklının (davacının) malvarlığında meydana gelen eksilmedir. Sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talep edilebilmesi için borçlunun mal varlığından bir başkasının aleyhine olarak bir zenginleşme meydana gelmeli, zenginleşme ile zenginleştirici olay arasında illiyet bağı bulunmalı ve zenginleşme haklı bir sebebe dayanmamalıdır. Somut olayda davacı; hem kesinleşmiş mahkeme kararı gereği davaya konu hafriyatı kaldırdığını hem de hafriyatı kaldırmak için gereken masrafı da davalılara ödediğini, böylece mükerrer ifada bulunduğunu iddia etmektedir. Bir başka deyişle, davacı tarafından; kesin hükmün ortadan kaldırılması değil, mükerrer ifada bulunduğu iddiası ile, fazladan yapılan ödemenin iadesi talep edilmektedir....