Davacılar vekilinin sebepsiz zenginleşme nedeniyle tazminat istemine gelince; mahkemece hakkın özünün hak düşürücü süreye uğramış olmasının tazminat istemi yönünden de etkin olduğu gerekçe gösterilerek karar verilmiştir. Kural olarak sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Borçlar Kanunu'nun konuya ilişkin 61 ve ardından gelen maddelerindeki (TBK'nun 77 ve ardından gelen maddelerindeki) düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar ... ve ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve diğerleri aleyhine 03/12/2010 gününde verilen dilekçe ile sebepsiz zenginleşme nedeniyle maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 12/04/2017 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili ve davacılar vekilince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, destekten yoksun kalma tazminatının mükerrer ödemesinden kaynaklanan sebepsiz zenginleşmeye dayalı tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Davacı ... , dava dilekçesinde çekişmeli taşınmaz hakkında tapu iptali ve tescil; talebi yerinde görülmediği takdirde ise sebepsiz zenginleşme hukuki nedenine dayalı olarak tazminat davası açmış, Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Davacının tapu iptali ve tescil isteğine yönelik bir temyizi bulunmamakta olup; hükmü sebepsiz zenginleşme hukuki nedenine dayalı tazminat talebi yönünden temyiz etmiştir. Davanın belirtilen niteliğine göre; Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 30.01.2019 tarih ve 2019/1 sayılı kararı ile kabul edilen Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca temyiz inceleme görevi Yargıtay 3. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yargıtay Hukuk İş Bölümü İnceleme Kurulu'nun 23.06.2016 tarih ve 2016/30524-29309 Esas, Karar sayılı kararı ile dosyanın temyiz incelemesi yapmakla görevli Yargıtay 3....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın tamamının idare adına tesciline karar verildiğinden bahisle sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı tazminat istemi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın Jandarma Genel Komutanlığı yönünden husumetten reddine, ... yönünden kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davalılardan ... vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmazın tamamının idare adına tesciline karar verildiğinden bahisle sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekilince temyiz edilmiştir....
Uyuşmazlık, davacı tarafından yaptırılan yapılar yönünden davalıların, sebepsiz zenginleşip zenginleşmedikleri ve zenginleşme zamanının tespitinde toplanmaktadır. 02.02.1991 gün, 1990/1 E-1991/1 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında vurgulandığı gibi, iade borcunun kapsamını belirleme de öncelikle fakirleşme ve zenginleşme zamanının tespit edilmesi gerekir. Uyuşmazlık konusu olayda olduğu gibi dava tarihinden çok önce yapılan ve davacı tarafından kullanılarak yararlanılan giderler nedeniyle, sebepsiz zenginleşme borçlusunun (davalıların) bu giderlerin yapıldığı tarihte ekonomik açıdan zenginleştiği, yapanın ise o anda fakirleştiği kabul edilemez. Sebepsiz zenginleşme nedeniyle iade isteminde bulunabilmek için bir tarafın malvarlığının diğer tarafın mal varlığı aleyhine çoğalması gerekir. Bu azalma ve çoğalmanın dava konusu taşınmazın davacı tarafından davalılara teslim edildiği tarihte gerçekleştiğinin kabulü zorunludur....
Davacı aynı anda tescil ve tazminat talebinde bulunmamış; çekişmeli taşınmazı davalı belediyeden satın aldığını iddia ettiğinden, tescil talebinin kabul olunmaması halinde davalı belediyeye ödediğini iddia ettiği taşınmaz bedelinin sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince tazminat olarak iadesini talep etmiştir. Bu şekilde ileri sürülen seçimlik talebin birbiri ile çeliştiğinden söz edilemez....
Esasen, Yerel Mahkeme de, gerek bozulan ilk kararında ve gerekse direnme kararında, davacının iyiniyetle sebepsiz zenginleşen (iyiniyetli müktesip) durumunda olduğunu kabul etmiştir. Bu noktada, önce sebepsiz zenginleşme kavramı üzerinde durulacaktır: Bilindiği üzere, sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Borçlar Kanununun konuya ilişkin 61 ve ardından gelen maddelerindeki düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu ulanmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır....
Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için bir tarafın mal varlığının diğer tarafın malvarlığı aleyhinde çoğalması gerekir. Dolayısıyla sebepsiz zenginleşme için zenginleşme ile fakirleşme arasında illiyet bağı bulunmalıdır. Bu nedenle de iade borcunun kapsamı belirlenirken öncelikle fakirleşme ve zenginleşme zamanının tesbit edilmesi gerekir. Somut olayda; huzurdaki davanın açıldığı tarihte davaya konu yapıların üzerinde bulunduğu 687 numaralı parselle ilgili açılmış olan ortaklığın giderilmesi davası derdest olup, taşınmaz satılarak davacının elinden alınmamış ve davacı aleyhine henüz zenginleşme oluşmamıştır. Bu bağlamda, davacının sebepsiz zenginleşmeye ilişkin talebin reddinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; çoğun içinde az da vardır kuralından hareketle davaya konu parsel üzerindeki yapıları davacının meydana getirdiğinin tespitine yönelik hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
Kaldı ki; bu ev davacı tarafın kendisine ait olduğu için söz konusu tadilat ve onarım nedeniyle evin değerinde meydana gelen artış da davacı tarafta kalmış olup, davacının yaptığı bu masrafların nişanın bozulmasından doğan maddi tazminat ya da verilen nişan hediyelerinin iadesi kapsamında değerlendirilmesi doğru görülmemiştir. Ayrıca anılan onarım masrafları davalı tarafın sebepsiz zenginleşmesine de neden olmaz. Zira; sebepsiz zenginleşme için, bir taraf zenginleşirken diğer tarafın fakirleşmesi, zenginleşme ile fakirleşme arasında nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Sebepsiz zenginleşmeden söz edebilmek için öncelikle, davalının mal varlığında bir çoğalmanın meydana gelmesi gerekir. Bu zenginleşme, mal varlığının artması şeklinde olabileceği gibi, azalmasının önlenmesi şeklinde de olabilir. Zenginleşmenin miktarı istenebilecek alacağın da üst sınırını oluşturur....
Davacı sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre tazminat isteminde bulunmuş, mahkemece de sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davalının sorumluluğuna karar verilmiştir. Uyuşmazlığın belirlenen bu niteliğine göre ve yanlar arasında sözleşme ilişkisi de bulunmadığından, kararın temyizen incelenmesi görevi ... Yüksek 3. Hukuk Dairesi’ne aittir. SONUÇ: Açıklanan nedenlerle dosyanın ... Yüksek 3. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 14.05.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....