Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı --- tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacının davasını sebepsiz zenginleşme esasına dayandırdığını, müvekkili şirketin malvarlığında bir zenginleşme meydana gelmediğini, müvekkilin ---------nezdinde tasdik edilirken, bölgedeki ----- mevcut yol durumunun nazara alındığını, projenin onaylandığı esnada "kamunun kullanımına açık yol" halinde olmayan bir takım alanların davacı tarafından sonradan yol haline getirildiğini ve müvekkilinin buna ilişkin masraflardan kurtulmasının (müvekkil lehine bir zenginleşme oluşması) söz konusu olmadığını, müvekkili lehine bir zenginleşme gerçekleştiği varsayılsa dahi, bu zenginleşmenin davacının zararına meydana gelmiş olarak görülemeyeceğini, davacının sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanmasının hukuki olarak izahının mümkün olmadığını belirterek davanın reddine ve yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin haksız davayı ikame eden davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

    Davacı sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre tazminat isteminde bulunmuş, mahkemece de sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davalının sorumluluğuna karar verilmiştir. Uyuşmazlığın belirlenen bu niteliğine göre ve yanlar arasında sözleşme ilişkisi de bulunmadığından, kararın temyizen incelenmesi görevi ... Yüksek 3. Hukuk Dairesi’ne aittir. SONUÇ: Açıklanan nedenlerle dosyanın ... Yüksek 3. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 14.05.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun “Sebepsiz Zenginleşme” başlıklı 732.maddesinin dördüncü fıkrası aynen: “Zamanaşımı süresi, poliçenin zamanaşımına uğradığı tarihi takip eden tarihten itibaren bir yıldır; ispat yükü, sebepsiz zenginleşmediğini iddia edene aittir” şeklindedir. Sebepsiz zenginleşme talebinde bulunulabilmesi için, hamilin müracaat hakkının düşmesi veya zamanaşımına uğramasından dolayı bir zararının ortaya çıkmış olması gerekir. Zararın mevcudiyeti, sebepsiz zenginleşme talebinin kabul şartıdır. Zararın varlığının kabulü için, hamile ait ve tahsili mümkün olan bir alacak hakkının düşmesi veya zamanaşımına uğraması sonucu borçlu nezdinde oluşan zenginleşmenin, bundan başka bir sebebinin bulunmaması, yani sebepsiz olması yeterlidir (Bozgeyik, H.: Kambiyo Senetlerinde Sebepsiz Zenginleşme, Cilt:VII, Atatürk Üniv. Huk. Fak. Dergisi Haziran-2003, s.589 vd.)....

        İSTİNAF BAŞVURUSU: İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı taraf ; Davanın, davalının davacılar lehine, davacılar murisi ile akdetmiş olduğu sözleşmeyi saklayarak vekil eden davacılara karşı işlemiş olduğu haksız fiil sorumluluğundan kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olduğunu, mahkemenin ise somut olayın içeriğinde sözleşme olduğu için, bahse konu hukuki uyuşmazlığın sözleşmeden kaynaklandığını ve bu nedenle somut olaya sözleşmeden kaynaklanan alacaklarda uygulanan zamanaşımın uygulanması gerektiği nitelemesiyle karar verdiğini, ancak somut olaya salt sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlık olarak bakılamayacağını, bahse konu sözleşmenin noterden onaylı olmadığı için bu konuda bir hak edemediklerini, ancak vasiyetnamenin tüm unsurlarını karşıladığını, mahkemenin zaman aşımına yönelik kararını kabul etmenin mümkün olmadığını, Davalı Erol SOYLU'nun, baba Mustafa Asım SOYLU ile imzalamış olduğu satım sözleşmesine göre, baba Mustafa Asım SOYLU öldükten...

        Kaldı ki; bu ev davacı tarafın kendisine ait olduğu için söz konusu tadilat ve onarım nedeniyle evin değerinde meydana gelen artış da davacı tarafta kalmış olup, davacının yaptığı bu masrafların nişanın bozulmasından doğan maddi tazminat ya da verilen nişan hediyelerinin iadesi kapsamında değerlendirilmesi doğru görülmemiştir. Ayrıca anılan onarım masrafları davalı tarafın sebepsiz zenginleşmesine de neden olmaz. Zira; sebepsiz zenginleşme için, bir taraf zenginleşirken diğer tarafın fakirleşmesi, zenginleşme ile fakirleşme arasında nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Sebepsiz zenginleşmeden söz edebilmek için öncelikle, davalının mal varlığında bir çoğalmanın meydana gelmesi gerekir. Bu zenginleşme, mal varlığının artması şeklinde olabileceği gibi, azalmasının önlenmesi şeklinde de olabilir. Zenginleşmenin miktarı istenebilecek alacağın da üst sınırını oluşturur....

          Kişilere daire sattığını, bu dairelirin inşaat bedellerini de kooperatife ödemediğini, inşaattan kanazç elde ederek ve sebepsiz olarak zenginleştiğini ileri sürerek davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, mümkün olmaz ise sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince taşınmazın dava tarihindeki değerinin davalı tarafından müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili ilk derece mahkemesinin 01/12/2020 tarihli celsedeki beyanında; dahili davalı T3 bakımından davasından feragat ettiğini, T3'nin davasıyla ilgisinin olmadığını, dosyanın tamamlandığını, her ne kadar da davayı tapu iptal ve tescil olarak açmış ise de dava devam ederken gayrimenkul el değiştirildiğinden davanın sebepsiz zenginleşmeden dolayı alacak davası olarak devam ettiklerini, ıslah dilekçesi sunmak için süre talep ettiğini belirtmiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki davada, Pamukova Asliye Hukuk ve Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, sebepsiz zenginleşme nedeniyle alacak istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince; talebin kira ilişkisinden kaynaklanan alacak davası olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise; talebin kira sözleşmesine dayanmayıp taşınmazın 3. kişilere kiraya verilmesi nedeniyle sebepsiz zenginleşme iddiasına dayalı olduğu, kira dönemine ait herhangi bir talebi bulunmadığından bahisle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK)4. Maddesinde sulh hukuk mahkemesinin görevleri sayılmıştır....

            Bu durumda kazandırmaya (edime) dayanan sebepsiz zenginleşme; “geçerli olmayan sebebe” veya “gerçekleşmemiş sebebe” veyahut “sona ermiş sebebe” dayalı olarak gerçekleşebilir. 26. Sebepsiz zenginleşme hâlinde zenginleşen ve fakirleşen arasında kanun gereği bir borç ilişkisi doğmakta olup, bu borcun konusu mal varlığında meydana gelen fazlalığın geri verilmesidir. Sebepsiz zenginleşmede sadece mal varlığındaki eksilmenin giderilmesinin talep edilmesi söz konusudur. 27. Görüldüğü gibi, sebepsiz zenginleşme, ikincil (talî) niteliktedir ve mal varlığındaki azalmanın başka aslî nitelikteki davalarla önlenmesi mümkün ise, sebepsiz zenginleşme davası gündeme gelemez. Başka bir anlatımla aynı olayda, aynî haktan (istihkak davası), zilyetlikten, sözleşmeden, sözleşme benzeri hukukî ilişkiden veya haksız fiilden kaynaklanan bir talebin ileri sürülmesi mümkün ise, sebepsiz zenginleşme hükümleri uygulama alanı bulamayacaktır. 28....

              Davalı vekili cevap dilekçesinde, sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan davanın ... yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açıldığını savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece; “…Davacı tarafın iddiası, davalı kurumun kendilerinin hak edişlerinden hukuka aykırı olarak kesinti yapıldığı iddiasına dayanmaktadır. Bu iddianın sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre incelenmesi gerekir. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 Sayılı Yasanın 66. maddesine göre, sebepsiz zenginleşme nedeni ile zaman aşımı süresi bir yıldır. Dosyadaki belgelerden, davalı kurumun, davacı şirketin hak edişlerinden yapmış olduğu son kesintinin 28.02.2011 tarihinde gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Dava ise belirtilen bir yıllık sürenin dolmasından sonra 29.02.2012 tarihinde açılmıştır....

                Sebepsiz zenginleşmede geri alma hakkının doğum anı; sebepsiz zenginleşme ve yoksullaşma olgularının gerçekleştiği andır. İade borcunun kapsamını belirlemede öncelikle fakirleşme ve zenginleşme zamanının tespit edilmesi gerekir. Malvarlığı henüz zenginleşene verilmeden, davalının sebepsiz iktisabından ve bunun doğal sonucu olarak geri almaya ilişkin dava hakkından bahsedilemez. Dava hakkının doğmadığı hallerde ise zamanaşımının uygulanması düşünülemez. Bu bağlamda, sebepsiz zenginleşme olgusunun ve zamanaşımı def’i yönünden de iade borcunun muaccel olduğu anın dolayısıyla sebepsiz zenginleşme anının tespiti önemlidir. Tüm bu bilgiler ışığında somut olay irdelendiğinde; davacı tarafından irtifak hakkı bedelinin tahsili için ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/484 Esas sayılı dosyası ile dava dışı ... aleyhine kamulaştırmasız el koymadan kaynaklanan ... davası açılmış ve yargılama sırasında davacıya ait taşınmaz üzerinden geçen enerji nakil hattı için 2005 yılında ... tarafından ......

                  UYAP Entegrasyonu