"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:AİLE MAHKEMESİ Dava, bağımsız olarak açılan nafaka davası olmayıp, boşanmaya dayalı olarak maddi- manevi tazminat ile birlikte nafaka talep edilmiştir.Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 2.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 2.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 27.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Dava konusu uyuşmazlık; nafaka ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, bağımsız açılan nafaka davası bulunmamaktadır. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 2.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 2.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 04.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Dava, boşanmadan sonra açılan maddi-manevi tazminat ve nafaka istemine ilişkin olup, bağımsız açılan nafaka davası bulunmamaktadır. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 2.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 2.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 20.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece dava kabul edilerek tarafların boşanmalarına karar verilmiş ve davacı kadının nafaka ve tazminat talepleri reddedilmiştir. Mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması Anayasa hükmüdür (md.141/3). Mahkemenin, tarafların açıklamalarını dikkate alarak değerlendirmesi ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesi hukuki dinlenilme hakkının da (HMK md. 27) gereğidir. Yargı organları her iki tarafın iddia ve savunmaları ile delillerini değerlendirip, sabit görülen maddi vakıaları ve bunlardan çıkardıkları sonuç ve hukuki sebepleri gerekçelerine yansıtmalıdır. Mahkeme gerekçeli kararında, "tarafların boşanmaları yönünden kabul cihetine, nafaka ve tazminat yönünden ret cihetine gidilmiştir" ifadesiyle yetinmiş, bunun dışında; hangi sebeple davacının nafaka ve tazminat taleplerini reddettiği belirtilmediği gibi, başka bir gerekçeye de yer vermemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Nafaka-Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı kadın tarafından, erkeğin boşanma davası, kusur belirlemesi, reddedilen maddi-manevi tazminat talepleri ile yoksulluk nafakası yönünden, davalı-davacı erkek tarafından ise, kusur belirlemesi, reddedilen maddi-manevi tazminat talepleri ile kadının nafaka davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-davacı erkeğin tüm, davacı-davalı kadının ise aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir....
Aile Mahkemesinin 2014/827 esas sayılı dosyasının 05.03.2015 tarihli celsesinde tazminat talebinden vazgeçtiğini, kendisi için nafaka istemediğini beyan etmiş olup, bu beyan maddi-manevi tazminat ve nafaka taleplerinden feragat niteliğindedir. Hukuk Muhakemeleri Kanunun 311. maddesi uyarınca feragat kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Feragatten dönülemez. Bu husus gözetilmeden davacı kadın lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. 3-Davacı kadın her ne kadar kendisi için nafaka istemediğini beyan etmiş ise de; davacı vekili 14.10.2015 tarihli celse de nafaka taleplerinin devam ettiğini bildirmiştir. Tedbir nafakasına mahkemece resen hükmedilebileceği gibi yargılama aşamasında da her zaman istenebileceği dikkate alınarak davacı lehine talep tarihi olan 14.10.2015 tarihinden hükmün kesinleştiği tarihe kadar tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, dava tarihinden itibaren hükmedilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir....
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı erkek tarafından tedbir nafaka davasının kabulü, ziynet alacağı davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen maddi ve manevi tazminat, reddedilen tazminat talepleri, velayet, yargılama giderleri ve vekalet ücretleri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı-davacı erkeğin ziynet alacağı davasına yönelik temyiz dilekçesinin incelenmesinde; Hüküm altına alınan ziynet alacağı miktarı 13.723,19 TL olup karar tarihindeki kesinlik sınırı olan 72.070,00 TL'yi aşmadığından, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362. maddesi gereğince temyiz sınırı altında kalan para alacağına ilişkin karar kesindir....
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı kadın tarafından tazminat ve nafaka miktarları yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 01.11.2022 günü temyiz eden davalı-davacı ... vekili Av. ... ... ... ve karşı taraf davacı-davalı ... ile vekili Av. ... geldiler. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 05/01/2018 tarihli kararının dayanağı protokole göre davacının davalıya iştirak nafakası olarak aylık 1.000 TL ödemeyi, maddi ve manevi tazminat olarak da 100 gram altının 15.02.2020 tarihindeki karşılığını ödemeyi taahhüt ettiği görülmektedir. Protokol tarihi ile Perşembe İcra Müdürlüğü'nün 2020/40 Esas sayılı dosyasının takip tarihi itibari ile toplam tahakkuk eden nafaka miktarı 25.000 TL'dir. Buna karşın 15.02.2020 tarihi itibari ile davacının ödemesi gereken 100 gram altın karşılığı yaklaşık 32.000 TL'ye denk geldiği görülmektedir. Davalı savunmalarında takip talebindeki borç dayanağını "birikmiş nafaka alacağı" olarak sehven yazıldığını, davacıdan nafaka alacağının bulunmadığını, alacağının dayanağının protokolle belirlenen ve halen kendisine ödenmeyen maddi ve manevi tazminat alacağına ilişkin olduğunu beyan etmiştir....
Yukarıda açıklanan sebeplerle, yerel mahkemece verilen maddi - manevi tazminat ve nafaka ile kusur yönünden verilen kararda usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığından, davalının istinaf taleplerinin esastan reddine, davacı vekilinin maddi ve manevi tazminat miktarı yönünden istinaf talebinin kısmen kabulüyle aşağıdaki gibi hüküm kurmak gerekmiştir....