Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

payı alacaklarının kendisine ödenmesi gerektiğini, bununla birlikte ------- pay sahiplerine kar payının dağıtılacağının açıkça belirtildiğini, -----yaptığı holding bünyesindeki şirketlerden alacaklı olduğunu da kabul ettiklerini, şirket ortaklarının müvekkili kadar iyi niyetli davranmayarak mağduriyetine neden olduğunu, elde etmiş olması gereken alacaklarının tahsili, telafisi imkansız zararın meydana gelmemesi açısından zariri olduğunu, bu nedenlerle davalının bankalardaki mevcut paralarına ---kişilere devretmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesine, ---------- müvekkili birlikte çalışmaya başladığı ilk şirketin kuruluş tarihinden itibaren holding bünyesinde mevcut ve müvekkilinin mesai harcadığı şirketlere ait kedisine düşen kar payı kısmının en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte müvekkiline derhal ödenmesine, müvekkilinin mesai harcadığı tüm şirketlere ait huzur haklarının tamamının eksiksiz olarak müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara...

    ; Anlaşmalı boşanma davasında yer alan “birbirimizden nafaka, tazminat veya başka bir ad altında herhangi bir ekonomik talebimiz bulunmamaktadır” beyanının değer artış payı alacağı (TMK m. 227) davasının reddine gerekçe oluşturup oluşturmayacağı yönünde değerli çoğunluk ile aramızda çekişme vardır. Değerli çoğunluk “bu beyana göre” artık değer artış payı alacağı (TMK m. 227) davasının dinlenemeyeceği görüşünde ise de düşüncemize göre bu beyan ile değer artış payı alacağı (TMK m. 227) davası arasında bir bağ yoktur/kurulamaz olduğundan davanın esasının incelenmesi gerekir. 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu m. 166 f. III hükmünde öngörülen düzenleme ile evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi hâlinde, evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır....

      Bankası A.Ş'nin kendi genel kurulunda tek taraflı olarak aldığı kararın davacıyı bağlayan bir karar olamayacağı, bağlayıcılığı olmayan işbu karara dayanarak eksik kar payı ödemesi yapıldığı, 2022 yılında kısıtlı olarak 3,65 TL kar payı ödendiği, oysaki kısıtsız olarak daha yüksek tutarda kar payı ödemesi yapması gerektiği belirtilmektedir. Davacının talebi; eksik ödemeye dayanak gösterilen ... Bankası A.Ş.'nin ... tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında alınan kurucu paylarına ödenecek temettüye ilişkin ödenmiş sermayenin 250 Bin TL'lik bölümü ile sınırlı olarak ödenmesine ilişkin karar ile buna ilişkin esas sözleşme değişikliğinin ve ... tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında kısıtlı ödeme yapılması kararlarının ......

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Dolandırıcılık HÜKÜM : Beraat Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü; Sanığın bir otelde piyanist olarak çalışırken arkadaşları olan katılanlara, İstanbul Menkul Kıymetler Borsasında hisse alım satımı yaparak çok iyi kar elde ettiğini, kendisine para vermeleri halinde kar ettireceğinden bahisle kandırmak suretiyle paralarını aldığı, başlangıçta kar payı ve kazandığına dair inandırıcı olması için küçük miktarlarda aylık bir miktar para dağıtımı yaptığı, bu şekilde kendisine daha fazla kişinin para vermesini sağladığı, ilk paralarını aldığı kişilere sonrakilerden aldığı paralardan bir kısmını yine kar payı diye dağıtıp inandırıcılığını kuvvetlendiren sanığın, bu yolla katılanlar ...'dan 159.150 TL, ...'den 56.000, ...'den toplam 40.000 TL, .....'dan 35.830 TL, ...'...

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki hayat sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili; davalı şirkete hayat sigortası ile sigortalı davacının iştira istemi üzerine yatırdığı 5.000 Euro'dan 750 Euro tutarında haksız kesinti yapıldığını, yine haksız olarak 4.111 Euro üzerinden hesaplama yapıldığını, sadece kar payı üzerinden ve kur farkı dikkate alınmadan kesinti yapılması gerektiği halde birikim ve kar payı üzerinden ve kur farkı da hesaplamaya alınarak kesintilerin yapıldığını, davacının itirazlarına rağmen poliçeyi devraldığı tarihin başlangıç tarihi olarak esas alındığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile hayat sigorta poliçesi ile ilgili olarak haksız olarak eksik ödenen alacağın belirlenerek...

            Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, davacı yüklenici ile davalı arsa sahibi arasında 29.06.2012 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeden sonra sözleşmeye konu taşınmazın dava dışı üçüncü kişiye satılarak tapu kaydının devredildiğini ileri sürerek, sözleşmenin haksız feshi nedeniyle şimdilik 10.000,00 TL kar kaybının ticari faiziyle tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, sözleşme ile belirlenmiş inşaat süresinin üzerinden hayli vakit geçmesine rağmen inşaata başlanmadığını, davacının yaptığı icra takibi neticesinde menfi zararını tahsil ettiğini, artık müspet zararın tazminini isteyemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir....

              Mahkemece tüm dosya kapsamına göre, davalı şirketteki payını tüm hak ve borçlarıyla birlikte devredip ortaklığını sona erdiren davacının kar payı alacağı talep edemeyeceği, TTK m. 553 gereği limited şirket yöneticisi aleyhine sorumluluk davası açabilecek kişilerin şirket, pay sahipleri ve şirket alacaklıları olarak belirlendiği gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar davacı vekilinin temyiz istemi üzerine Dairemizce onanmış, yine davacı vekilinin karar düzeltme istemi üzerine Dairemizce karar düzeltme sınırının altında kaldığı gerekçesiyle davacının karar düzeltme dilekçesinin reddine karar verilmiştir. Bu kez davacı vekili, maddi hatanın düzeltilmesi ve karar düzeltme isteminde bulunmuştur. Davacı, limited şirket ve şirket ortağından kar payı istemi ve şirket yöneticisinin sorumluluğuna ilişkin açtığı işbu davada şimdilik 5.000,00TL talep etmiş, alacak talebine ilişkin miktar belirten delil sunmamış olup, mahkemece davanın reddine dair verilen karar Dairemizce onanmıştır....

                Taraflar arasındaki uyuşmazlık; Davacı ile davalı arasında imzalanan 06/05/2016 tarihli protokol kapsamında yapılan hisse devri nedeniyle davacının davalılardan alacaklı olup olmadığı, şirket hisse değerlerinin davalılar tarafından azaltılıp azaltılmadığı, davacının şirkete borç verip vermediği, davacının kar payı alacağı olup olmadığı hususundadır....

                  TTK’nın 507.maddesinde "her pay sahibinin, kanun ve sözleşme hükümlerine göre pay sahiplerine dağıtılması kararlaştırılmış net dönem karına, pay oranında katılma hakkına haiz" olduğu, 508.maddesinde "esas sözleşmede aksine bir hüküm yoksa kar ve tasfiye payı, pay sahibinin sermaye yapı için şirkete yaptığı ödemelerle orantılı olarak hesap edileceği", 509.maddesinde,"kar payının ancak net dönem karından ve serbest yedek akçelerden dağıtılabileceği" belirtilerek, pay sahiplerinin en temel haklarından bir tanesini oluşturan "kar payı" kavramı, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda bir "hak" olarak ele alınmış ve bir şirketin, kar dağıtım kararını verilebilmesinin ilk şartının, muhasebe ilkelerine uygun tanzim edilmiş bir bilançoya göre kar elde edilmiş olması ya da önceki yıllar karından bu amaç için kullanılabilecek yedek akçelerin bulunmasına bağlanmıştır....

                    TTK’nın 507.maddesinde "her pay sahibinin, kanun ve sözleşme hükümlerine göre pay sahiplerine dağıtılması kararlaştırılmış net dönem karına, pay oranında katılma hakkına haiz" olduğu, 508.maddesinde "esas sözleşmede aksine bir hüküm yoksa kar ve tasfiye payı, pay sahibinin sermaye yapı için şirkete yaptığı ödemelerle orantılı olarak hesap edileceği", 509.maddesinde,"kar payının ancak net dönem karından ve serbest yedek akçelerden dağıtılabileceği" belirtilerek, pay sahiplerinin en temel haklarından bir tanesini oluşturan "kar payı" kavramı, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda bir "hak" olarak ele alınmış ve bir şirketin, kar dağıtım kararını verilebilmesinin ilk şartının, muhasebe ilkelerine uygun tanzim edilmiş bir bilançoya göre kar elde edilmiş olması ya da önceki yıllar karından bu amaç için kullanılabilecek yedek akçelerin bulunmasına bağlanmıştır....

                      UYAP Entegrasyonu