WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Esasen yukarıda açıklandığı üzere, cevap ve cevaba cevap dilekçelerinin içeriğinden davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığına dair davacı iradesinin tereddüte yer bırakmayacak şekilde ortaya konulduğu anlaşılmaktadır. Davacının denkleştirme alacağının ve rekabet yasağına dayalı tazminat talebinin miktarı, ancak bilirkişi incelemesi sonucunda belirlenebilecek nitelikte olup somut olayda belirsiz alacak davasının yasal koşulları da mevcuttur. Bu açıklamalar ışığında dava belirsiz alacak davası niteliğinde olmasına rağmen ilk derece mahkemesince kısmi dava olarak kabul edilip buna göre hak düşürücü süre ve zamanaşımı konularının karara bağlanması usul ve yasaya aykırı olmuştur. Belirsiz alacak davası açılmasının hukuki sonuçları dikkate alınarak bu konuların karara bağlanması gerekir....

    ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/535 Esas KARAR NO : 2021/557 DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) DAVA TARİHİ : 02/07/2021 KARAR TARİHİ : 28/09/2021 Mahkememizin 2021/370 Esas sayılı dosyasında görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının ... tarihli ara kararı ile davalı ... aleyhine açılan davanın tefriki ile dosyanın ayrı bir esasa kaydının yapılmasına karar verilmiş olmakla, yukarıdaki esasa kaydı yapılan davanın yapılan yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Antalya ... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin .../......

      CEVAP : Davalı sigorta vekili Mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde; Uyuşmazlığa konu talebin niteliği ve yargıtay içtihatları gözetildiğinde, huzurdaki uyuşmazlığın belirsiz alacak olarak nitelendirilmesi usul hukukuna aykırı olduğunu, somut olayda dava kapsamında dosyaya sunulan bilgi ve belgeler dahilinde dava değerinin belirli hale getirildiğini, bu nedenle davanın belirsiz alacak olarak ikame edilmesinde hukuki yarar olmadığını, davacı yanın sigorta şirketine yaptığı başvuruda sunmuş olduğu bilgi ve belgeler dikkate alındığında, başvurucunun talep ettiği tazminat miktarını bilebilecek, belirleyebilecek veya ispat edebilecek durumda olduğunu, bilindiği üzere hukuki menfaat dava şartlarından olup, müracaatçının belirsiz alacak davası açmasında hukuki yararı bulunmadığından başvurusunun reddi gerektiğini, kaldı ki başvurucu tarafından dosya kapsamında sunulan ve ücretinin tazminini talep edilen ekspertiz raporunda da tazminat miktarı belirlenmiş ve iddia olunan zarar tespit edildiğini...

        davalı olarak gösterdiklerini, Müvekkilinin işbu kazada yaralanması neticesinde gerek geçici ve gerekse sürekli iş gücü kaybına uğradığını, Bu sebeple davalılardan maddi ve manevi tazminat talep ettiklerini, belirsiz alacak davası olarak maddi tazminat taleplerinin şimdilik dava değeri olarak 200,00 TL olarak bildirdiklerini, ayrıca Mezkür kaza nedeniyle müvekkilinin acı ve elem çekip sakat kalması nedeniyle 20.000,00 TL manevi tazminatın Sigorta T7 haricindeki davalılardan alınarak müvekkiline verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır....

        Davacı, dava dilekçesinde 1.900,00 TL değer göstermek ve bu değer üzerinden peşin harç yatırmak suretiyle Belirsiz Alacak Davası açmış, Dava ikamesinden sonra davalı ... şirketince davacıya 15.11.2011 tarihinde 2.640,00 TL tazminat ödenmiş, Düzenlenen bilirkişi raporunda sigorta ödemesinin mahsubundan sonra davacı alacağının 465,57 TL olduğu mütalaa edilmiş, Mahkemece bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle hüküm tesis edilmiştir. 6100 sayılı HMK 107/1.maddesinde Belirsiz Alacak Davası açılabilmesi, davacının dava tarihinde alacak miktarının tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkansız olduğu haller için öngörülmüştür. Olayda, davacı aracındaki hasar, değer kaybı ve araç yoksunluğu zararının tazmini talep edilmiş olup davacı alacağı dava tarihi itibariyle tam ve kesin olarak belirlenebilir niteliktedir. Bu halde belirsiz alacak davasının koşulları somut uyuşmazlıkta bulunmamaktadır....

          SONUÇ: Hüküm fıkrasında yer alan "a-Kıdem tazminat alacak bedeli olarak, brüt 8.458,67 TL nin, 31/05/2013 tarihinden itibaren, en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte, davalıdan alınıp davacıya verilmesine, b-İhbar tazminat alacak bedeli olarak brüt 3.091,14 TL nin, 100,00 TL sinin 31/01/2014 tarihinden itibaren, geriye kalanın 22/06/2015 tarihinden itibaren ,yürütülecek yasal faizi ile birlikte, davalıdan alınıp davacıya verilmesine, c-Yıllık ücretli izin alacak bedeli olarak, net 2.538,20 TL olarak tespiti ile taleple bağlı olarak toplam 3.058,00 TL nin, 100,00 TL sinin 31/01/2014 tarihinden itibaren, geriye kalanın 22/06/2015 tarihinden itibaren ,yürütülecek yasal faizi ile birlikte, davalıdan alınıp davacıya verilmesine,’' rakam ve sözcüklerin çıkartılarak, yerine “a-Kıdem tazminat alacak bedeli olarak, brüt 8.458,67 TL nin, 31/05/2013 tarihinden itibaren, en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte, davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesine...

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve diğerleri aleyhine 30/09/2010 gününde verilen dilekçe ile maddi, manevi tazminat ve alacak istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; tüm davalılar yönünden maddi ve manevi tazminat isteminin reddine, davalı ... yönünden tüm istemlerin husumetten reddine, davalı ... yönünden alacak davasının kısmen kabulüne ve çek iadesine ilişkin davanın kabulüne, davalı ... yönünden alacak davasının kısmen kabulüne, davalılar ... Ticaret-... yönünden açılan tüm davaların reddine dair verilen 15/07/2016 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, maddi, manevi tazminat ve alacak istemlerine ilişkindir....

              Belirsiz alacak davasını düzenleyen 6100 Sayılı HMK 107. maddesinde; “(1) Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir. (2) Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabilir.” hükmüne yer verilmiştir. Bu hükme göre, belirsiz alacak davasının alacak miktarının veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenemediği ya da imkansız olduğu hallerde belirsiz alacak davası açılabilecektir....

                KARAR 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre, davacı 3. kişinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine, 2.Dava reddedilmiş ve teminat karşılığı takibin durması kararı verilmiş olması nedeniyle İİK’nun 97/13maddesi uyarınca davalı alacaklı lehine tazminata hükmedilmesi yerinde ise de, tazminat matrahında hata yapıldığı anlaşılmıştır. Tazminat matrahını takip konusu alacak miktarı ile haczedilen mal değerinden hangisi az ise o değer oluşturmaktadır.Somut olayda alacak miktarı 4.373.00 YTL hacizli mal değeri 4.500.00YTL olup takip konusu alacak miktarı daha düşük olduğundan bu miktarın esas alınması gerekirken hacizli malın değerinin esas alınması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın H.U.M.K’nun 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanması gerekmiştir....

                  Davalı vekili; 2 yıllık zamanaşımının geçtiğini, davacı şirketteki hisselerinin Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca hisse devir sözleşmesi kapsamında özelleştirildiğini, gerek ihale şartnameleri gerek İHDS hükümlerine göre davacının geriye dönük alacak talebinde bulunamayacağını, devir tarihi itibarıyla borç ve alacak devri yapıldığını, rücuya tabi olduğu öne sürülen olayın kendilerine ihbar edilmediğinden yargılama gideri ve faizden sorumlu tutulamayacaklarını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu