Ancak alacaklının böyle bir kısmi dava açması halinde de, alacağın tümü için açılan davalarda olduğu gibi talep edilebilecek alacak miktarının tam ve kesin olarak belirlenmesi zorunludur. Somut olayda, dava dilekçesinde muhdesatın tespiti, ecrimisil ve tazminat olmak üzere üç ayrı talepte bulunulmuştur ve talep edilen alacak miktarları her bir alacak için ayrı ayrı belirtilmiştir. Ancak, davacılar .... vekili 23.11.2011 tarihli ıslah dilekçesinde dava dilekçesinde belirtilen alacak kalemlerinden hangisini, ne kadar oranda ıslah ettiğini açıklamadan asıl alacak talebini 112.701 TL'ye faiz talebini ise 12734 TL'ye yükseltmiştir. Yapılan bu ıslah ile, talep edilen alacak miktarları tam ve kesin olarak belirlenmemiştir....
Bu açıklamalar doğrultusunda, davaya konu iş kazasından kaynaklı tazminat davalarında davacının maddi tazminat alacağının tespiti, yargılama sürecinde taraflarca gösterilecek delillere göre belirlenip hesap edilecek olmasına göre davanın açıldığı tarih itibariyle davacının maddi tazminat alacağını tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyecek olması nedeniyle ve hukuki nitelendirmenin Hakime olduğu hususu da dikkate alınarak davayı 6100 sayılı H.M.K’nun 107.maddesine dayalı belirsiz alacak davası olarak değerlendirerek dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerin de bu doğrultuda irdelenmesi, sonucuna göre yargılama sürecinde sunulan maddi tazminatın artırılmasına dair istemin de ıslah olarak değil; talep artırım talebi olarak değerlendirilmesi ve buna göre de zamanaşımının dava tarihi itibariyle tüm alacak yönünden kesildiğinin kabul edilerek talep artırıma yönelik dilekçeye yönelik zamanaşımı def’inin reddine karar verilmesi gerektiği açıktır....
yasal faizi ile birlikte müteselsil sorumlu davalıdan tahsiline, maddi tazminat davalarının belirsiz alacak davası olarak kabulü ile istenilebilecek maddi tazminat tutarının tespitini isteme zorunluluğunun doğduğunu, bu nedenlerle 85.000 TL maddi tazminatın 04/09/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müteselsil sorumlu davalıdan tahsiline, maddi tazminat davalarının belirsiz alacak davası olarak kabulü ile istenilebilecek maddi tazminat tutarının belirlenerek tespitine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği anlaşılmıştır....
yasal faizi ile birlikte müteselsil sorumlu davalıdan tahsiline, maddi tazminat davalarının belirsiz alacak davası olarak kabulü ile istenilebilecek maddi tazminat tutarının tespitini isteme zorunluluğunun doğduğunu, bu nedenlerle 85.000 TL maddi tazminatın 04/09/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müteselsil sorumlu davalıdan tahsiline, maddi tazminat davalarının belirsiz alacak davası olarak kabulü ile istenilebilecek maddi tazminat tutarının belirlenerek tespitine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği anlaşılmıştır....
Hukuk Hakimliği'nde alacak davası açıldığını, kendisini yolsuzlukların içindeymiş gibi gösteren davalıların manevi tazminat ile sorumlu tutulmalarını istemiştir. Davalı yan ise, kurum müfettişlerinin düzenlediği raporda; fazla alınan Tazosin isimli ilacın tüketilmesi amacıyla bazı doktor ve hemşirelerce, doktor damgaları kullanılarak sahtecilik yapıldığı, ilaçların SSK Hastanesi Eczanesi'nden sağlandığı belirtilerek ilaç bedellerinin ilgililerden alınmasının önerilmesi nedeniyle davacı hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu, bildirim yapıldığını, icra takibi başlatıldığını ve alacak davası açıldığını belirterek istemin reddedilmesi gerektiğini savunmuştur....
Somut olayda dava dilekçesi içeriğinde cismani zarar nedeniyle fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla 15.000 TL maddi tazminat talep edildiği beyan edilerek, netice ve talep kısmında 15.000 TL maddi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili talep edilmiş, ıslah dilekçesiyle geçici ve sürekli işgöremezlik ile faturalı tedavi gideri talebi toplam 43.542,68 TL’ye yükseltilmiştir. Dava 6100 Sayılı HMK döneminde açılmış, dava dilekçesinde davanın açıkça belirsiz alacak davası olarak açıldığı belirtilmemekle, dava kısmi alacak davasıdır. Kısmi davada bir kez ıslah yapılması mümkündür....
talebinin bulunduğu ve bu tutarın bilirkişi raporun hesaplanan tutarın çok altında kaldığı, Davacının manevi tazminat talebinin değerlendirilmesi neticesinde; Hükmedilen tutarın uğranılan manevi zararla orantılı, duyulan üzüntüyü hafifletici olması gerktiği, ayrıca ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutulmalı, bunun yanında olayın işverenin işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince alınmamasından kaynaklandığı da gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği, Bu ilkeler gözetildiğinde, tarafların kusur durumu, davacının maluliyet oranı, olay tarihi, olayın meydana geliş şekli, tanık anlatımı ve hesaplanan maddi tazminat miktarı da dikkate alınarak, davacı yararına talep gibi 75.000,00 TL manevi tazminat takdir edilmiş olup, davalı T4...
Bir başka deyişle, alacağın miktarının belirlenebilmesinin, tahkikat aşamasında yapılacak delillerin incelenmesi, bilirkişi incelemesi veya keşif gibi sair işlemlerin yapılmasına bağlı olduğu durumlarda, belirsiz alacak davası açılabileceği kabul edilmektedir. Belirsiz alacak davasının zamanaşımına etkisi, alacağın tamamı bakımından dava açılmakla kesilmesi şeklinde cereyan eder. Somut uyuşmazlıkta; dava, belirsiz alacak davası olarak açıldığına göre, davalı vekilinin ıslah edilen miktara yönelik zamanaşımı itirazında isabet bulunmadığı kanısına varılmıştır.Kazanın oluş şekli, kusur durumu, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesi bir bütün olarak değerlendirildiğinde; Mahkemece hükmedilen manevi tazminat miktarının, TBK'nın 56. maddesinde düzenlenen manevi tazminat müessesesinin amacına ve hakkaniyet ilkesine uygun ve makul olduğu kanısına varıldığından, bu yöne ilişkin itiraz da yerinde görülmemiştir. Davalı ... vekilinin, davalı ...'...
Kişi aleyhine 89/4. maddesine dayalı olarak açılan tazminat davasında fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere şimdilik 10.000,00 TL tazminatın tahsili isteminde bulunulduğu görülmüştür. Dava konusu birinci haciz ihbarnamesinde alacak miktarına açıkça yer verilmiştir. Bununla birlikte, yerleşik yargısal içtihatlara göre tazminat miktarı 1. haciz ihbarnamesi ile istenen miktarı da aşamayacaktır. Salt bilirkişi incelemesine gidilmesi belirsiz alacak davası açılabilmesi için yeterli olmadığından ve açılan davada asgari bir miktar gösterildiğinden (şimdilik 10.000,00 TL ) ve bunun alacağın bir bölümü olduğu anlaşılmakla birlikte, belirsiz alacak davası mı yoksa belirli alacak olmakla birlikte kısmi dava mı olduğu anlaşılamadığından mahkemece yapılan yargılamada davacı yana 09/07/2020 tarihli duruşmada kesin süre verilmiş, davacı vekili 16/07/2020 tarihli duruşmada kira bedelleri net olarak bilinmediğinden davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığını bildirmiştir....
Söz konusu alacak taleplerinin bir kısmının davacının çalıştığı sektöre ilişkin teknik alacak kalemleri olduğu, bir kısmının farklı isimlerle de adlandırılan iş hukukundan kaynaklı alacaklar olduğu hususları değerlendirildiğinde, öncelikle davacı vekilinden dava dilekçesinde talep edilen alacak kalemlerinin arabuluculuk tutanağında sözü edilen alacaklar olup olmadığı, söz konusu alacak kalemlerinin mahiyeti, yasal dayanağı ve hesaplama biçimi sorulduktan ve arabuluculuk tutanağındaki alacaklar ile bağlantıları araştırıldıktan sonra söz konusu alacak kalemlerinin arabuluculuk tutanağında adı geçen alacak kalemlerinin kapsamına dahil olup olmadığının değerlendirilmesi, buna göre hangi alacaklar için dava şartının yerine getirildiği, hangileri için yerine getirilmediği değerlendirilerek karar verilmesi gerekmektedir....