Davacı, davalıların hakaret ve tehdit etmek suretiyle kişilik haklarını ihlal ettiklerini ileri sürerek manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalılar, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, manevi tazminat talebinin bölünemeyeceği ve manevi tazminat davasının belirsiz alacak davası olarak açılamayacağı gerekçeleriyle hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 107. maddesinin 1. fıkrasında belirsiz alacak davası; “davanın açıldığı tarihte alacağın miktarının tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkansız olduğu hallerde alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir” şeklinde düzenlenmiştir. Davanın dayanağı olan vakıaları anlatmak ve açıklamak taraflara, hukuki niteleme hakime aittir. Yine yukarıda anılan kanunun 31. maddesiyle hakime davayı aydınlatma ödevi getirilmiştir....
Öte yandan kısmi davadaki feragatin bu davada talep edilen miktarla sınırlı olduğu, fazlaya ilişkin haklardan da feragat edildiğinin açıkça belirtilmediği hallerde saklı tutulan alacak kesiminden feragat edilmediğinin kabulünün gerekeceği, saklı tutulan alacak kesimi ile ilgili olarak her zaman dava açılmasının mümkün bulunduğu Dairemizin ve giderek Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamalarındandır. Kaldı ki davacı vekili kısmi davada verdiği feragat dilekçesinde fazlaya ilişkin maddi tazminat talep hakkını saklı tutarak, kısmi dava konusu 1,00-TL maddi tazminat isteminden feragat ettiğini açıkça beyan ettiği gibi, kısmi davada verilen kararda da, maddi tazminat istemi feragat nedeniyle reddedilirken, maddi tazminattan fazlaya ilişkin hakların saklı olduğu da vurgulanmıştır....
Bu durumda davacının belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararı bulunmadığı, dilekçe ve açıklama kapsamında davanın kısmi dava olarak açılmadığı ve belirsiz alacak davası olarak açıldığı dikkate alınarak kanunun izin vermediği durumda belirsiz alacak davası açılamayacağı ve dava şartı olan hukuki yararın sonradan tamamlanamayacağı anlaşılmakla maddi tazminat davasının hukuki yarar yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir. Manevi tazminat yönünden yapılan değerlendirmede; TBK nın 58.maddesi gereğince kişilik haklarının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir para ödenmesini isteyebilir. Kural olarak kişilik hakları zedelenen tüzel kişilerin manevi tazminat isteyebileceği kabul edilmelidir....
Somut olayda, alacaklılar tarafından birinci haciz ihbarnamesine haksız yere itiraz eden üçüncü kişinin ihbarnamenin tebliğ tarihi itibariyle borçluya olan borcu miktarında tazminata hükmedilmesi talep edilmiş olup, 14.11.2013 tarihli birinci haciz ihbarnamesinde alacak tutarına (174.091,47 TL) açıkça yer verilmiştir. Dairemizin yerleşmiş içtihatlarına göre, tazminat miktarı birinci haciz ihbarnamesi ile istenen miktarı aşamayacaktır. Bu durumda, dava dilekçesinde harca esas değer olarak 10.000,00 TL'nin gösterilmesi ve davanın belirsiz alacak davası olarak nitelendirilmiş olması, alacak tutarının belirli olması karşısında davayı belirsiz alacak davası haline getirmeyeceğinden, mahkemece, İİK'nın 89/4 maddesine dayalı tazminat isteminin belirsiz alacak davasına konu edilemeyeceği gerekçesi ile davanın hukuki yarar yokluğundan usulden reddine karar verilmiş olması doğru değildir....
Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre; davacı taraf her ne kadar her bir davacı için bir rakam belirterek manevi tazminat isteminde bulunmuş ise de; fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmuş olması ve dava dilekçesinde açıkça davasını belirsiz alacak davası olarak açtığını belirtmiş olması, manevi tazminat davasının da belirsiz alacak davası olarak açılmasının mümkün olmaması karşısında, davanın hukuki yarar yokluğundan usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. ... 6100 sayılı HMK.'...
Mahkemece, maddi tazminat talebinin kabulüne, manevi tazminat davasının belirsiz alacak davası olarak açılması mümkün olmadığından manevi tazminatın tahsili için açılan davanın hukuki yarar yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir. Dava dilekçesinin incelenmesinden maddi tazminat talebinin belirsiz alacak davası olarak açıldığı, talep edilen manevi tazminat miktarının ise açıkça belirtildiği ve belirsiz alacak davasına konu yapılmadığı ortadır. Şu halde davacının manevi tazminat talebiyle ilgili işin esasına girilerek bir karar vermek gerekirken yazılı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının davalıya yükletilmesine, 16.05.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Taraflar arasındaki vasinin sorumluluğuna dayalı alacak ve manevî tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince asıl dava yönünden alacak talebinin kısmen kabulü ile toplamda 1.323,32 TL'nin kabulüne ve manevî tazminat isteminin açılmamış sayılmasına, ecrimisil alacağı isteminin reddine, birleşen dava yönünden ise alacak talebinin 5.702,12 TL olarak kısmen kabulüne ve manevî tazminat isteminin reddine karar verilmiştir. Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun birleşen dava yönünden davalı ... için usulden reddine, davacı ve davalı ... için esastan reddine maddî istekler bakımından kesin, manevî tazminat bakımından yargıtay yolu açık olarak karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Alacak ve tazminat Uyuşmazlık, kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan alacak ve tazminat istemine ilişkindir. Bu durumda temyiz incelemesi dairemizin görevi dışında bulunduğundan dosyanın görevli Yargıtay 23. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na gönderilmesine, 02/12/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
ve manevi tazminat talepleri ile ziynete dayalı alacak davası yönünden bozulması gerekmiştir. 3-Davacı-davalı vekili Av. ... 11.04.2016 tarihli dilekçesiyle maddi tazminat talebinden feragat ettiğini bildirdiğinden hükmün erkek yararına takdir edilen maddi tazminata ilişkin olarak bozulmasına karar vermek gerekmiştir....
Acı ve elemin manevi zarar olarak nitelendirilmesi sonucu, tüzel kişileri ve bilinçsizleri, öte yandan, acılarını içlerinde gizleyenleri tazminat isteme haklarından yoksun bırakmamak için yasalar manevi tazminat verilebilecek bazı olguları özel olarak düzenlemiştir. Davanın açıldığı tarihte yürürlükte olan HMK’nın 107. maddesi “Belirsiz alacak ve tespit davası” başlığını taşımakta olup, belirsiz alacak davasının alacak miktarının veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenemediği ya da imkansız olduğu hallerde olanaklı olduğu açıktır. Manevi tazminat davasının belirsiz alacak davası olarak açılamayacağına ilişkin Yargıtay Dairelerinin istikrar kazanmış kararları bulunmaktadır.(Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 01.03.2006 tarih ve 2006/2- 14 E, 2006/26 K. sayılı kararı)Yargıtay 4....