Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

nun beraatlerine, İİK'nun 89/4. maddesi uyarınca tazminat isteminin reddine karar verilmiş, hüküm yasal süresi içerisinde şikayetçi vekili tarafından temyiz edildiğinden Yargıtay C.Başsavcılığının onama-bozma istemli tebliğnamesiyle dosya Daireye gönderilmiş olmakla inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okunarak GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: 1- Gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçuna yönelik olarak kurulan hükmün temyiz incelemesi sonunda; Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararda yazılı gerektirici nedenlere, yapılan yargılama ve uygulamada isabetsizlik bulunmadığına göre yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün İİK.’nun 366. maddesi uyarınca istem gibi ONANMASINA, 2- Tazminat talebine yönelik kurulan hükmün temyiz incelemesi sonunda; İİK'nun 89/4....

    Ve Paz.Ltd.Şti. hakkında gerçeğe aykırı beyanda bulunmak ve İİK 89/4. maddesine göre tazminat istemi ile açılan dava nedeniyle yapılan yargılama sırasında mahkemece verilen ilk hükümde sanıkların beraatlerine, tazminat isteminin reddine dair karar şikayetci vekilinin temyizi üzerine Dairemizce yapılan temyiz incelemesi sonunda gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçundan dolayı verilen beraat kararının bozulmasına, CMUK'nun 322. maddesi uyarınca da düzeltilerek onanmasına; tazminat istemine yönelik olarak da bu konuda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi isabetsizliğiyle kararın bozulmasına karar verilmiş, bozmadan sonra yerel mahkemesince 13.10.2011 tarihli duruşmada Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yargılamaya devam edilmiş ve 02.02.2012 tarihli oturumda da "yazılan kararında tazminat talebine ilişkin olumlu-olumsuz bir karar verilmemesi yönünden bozulmuş ise de, kararda beraat eden sanıklarla ilgili olarak tazminat hususundaki talebin reddine karar verildiğinden...

      ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2020/894 Esas KARAR NO : 2021/977 DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) DAVA TARİHİ : 24/01/2020 KARAR TARİHİ : 05/11/2021 KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 14/11/2021 Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin müşterek çocuğu ..........'a 09/09/2005 tarihinde saat 15:30 sıralarında ........ 'nın sevk ve idaresindeki .......... plaka sayılı kamyonetin seyir halindeyken çarptığını, yaya .......... 'ın olay yerinde vefat ettiğini, bu nedenle müttevefa ..........'...

        G E R E K Ç E Uyuşmazlık, ölümlü trafik kazasından kaynaklanan haksız eylem nedeniyle açılan manevi tazminat davasında istenilen ihtiyati haciz isteğinin reddine ilişkindir. İlk derece mahkemesince 07/11/2022 tarihli gerekçeli ara kararında yukarıda özetlenen gerekçelerle; İİK un 257 inci maddesi uyarınca ihtiyati haciz koşulları oluşmadığından ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmiştir. Bilindiği üzere uyuşmazlık bir miktar para alacağına ilişkin ise 2004 Sayılı İİK 257. vd. maddeleri gereğince ihtiyati haciz; uyuşmazlığın dava konusu hakkında olması halinde 6100 Sayılı HMK'nun 389. vd maddeleri gereğince ihtiyati tedbire ilişkin geçici hukuki koruma kararı verilmesi istenebileceği açıktır....

          İİK.’nun 366. maddesi uyarınca istem gibi ONANMASINA, Tazminat istemine yönelik hükmün temyiz incelemesi sonunda ise; Dosya içerisindeki nüfus kayıt örneğinden 12.9.2009 tarihinde öldüğü anlaşılan sanık ...'...

            Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararda yazılı gerektirici nedenlere, yapılan yargılama ve uygulamada isabetsizlik bulunmadığına göre yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün İİK.’nun 366. maddesi uyarınca istem gibi ONANMASINA 24.10.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Sonuç olarak, İİK nun 277 ve devamı maddelerindeki koşullar oluşmadan açılacak alacak veya tazminat davalarına dayanılarak borçlu (davalı) olduğu iddia edilen kişilerin alacak veya tazminat hakkının doğum tarihine yakın tarihlerde 3. kişilerle yaptıkları hukuki işlemlerin (tasarrufların) iptaline ilişkin açılan davaların yasal dayanağı yoktur. B.K nun 18. maddesi yeterli ve bu davaların yasal dayanağı değildir. Ayrıca, davacının iptal davasını açtığı anda dava açmakta hukuki yararı oluşmamıştır. Alt yapısı olmadan bu yönde verilecek kararın icra takibi yönünden uygulanması ve yerine getirilmesi de mümkün değildir. Bu şekilde açılmış bir davanın kabulü, borçlu ile 3. kişinin zararına yol açabileceğinden davanın reddine karar verilmesi düşüncesinde olduğumdan sayın çoğunluğun kararına katılmıyorum. 12/02/2013...

                Sonuç olarak, İİK nun 277 ve devamı maddelerindeki koşullar oluşmadan açılacak alacak veya tazminat davalarına dayanılarak borçlu (davalı) olduğu iddia edilen kişilerin alacak veya tazminat hakkının doğum tarihine yakın tarihlerde 3. kişilerle yaptıkları hukuki işlemlerin (tasarrufların) iptaline ilişkin açılan davaların yasal dayanağı yoktur. B.K nun 18. maddesi yeterli ve bu davaların yasal dayanağı değildir. Ayrıca, davacının iptal davasını açtığı anda dava açmakta hukuki yararı oluşmamıştır. Alt yapısı olmadan bu yönde verilecek kararın icra takibi yönünden uygulanması ve yerine getirilmesi de mümkün değildir. Bu şekilde açılmış bir davanın kabulü, borçlu ile 3. kişinin zararına yol açabileceğinden davanın reddine karar verilmesi düşüncesinde olduğumdan sayın çoğunluğun kararına katılmıyorum. 04/02/2013...

                  Sonuç olarak, İİK nun 277 ve devamı maddelerindeki koşullar oluşmadan açılacak alacak veya tazminat davalarına dayanılarak borçlu (davalı) olduğu iddia edilen kişilerin alacak veya tazminat hakkının doğum tarihine yakın tarihlerde 3. kişilerle yaptıkları hukuki işlemlerin (tasarrufların) iptaline ilişkin açılan davaların yasal dayanağı yoktur. B.K nun 18. maddesi yeterli ve bu davaların yasal dayanağı değildir. Ayrıca, davacının iptal davasını açtığı anda dava açmakta hukuki yararı oluşmamıştır. Alt yapısı olmadan bu yönde verilecek kararın icra takibi yönünden uygulanması ve yerine getirilmesi de mümkün değildir. Bu şekilde açılmış bir davanın kabulü, borçlu ile 3. kişinin zararına yol açabileceğinden davanın reddine karar verilmesi düşüncesinde olduğumdan sayın çoğunluğun kararına katılmıyorum. 28/01/2013...

                    nun 338. maddesine yönelik olarak kurulan hükme yönelik temyiz incelemesi sonunda; Adı geçen sanığın borçlu şirketin ortağı olmakla birlikte dosya içerisindeki 15.05.2009 havale tarihli bilirkişi raporundan da anlaşılacağı üzere; borçlu şirketten borç para aldığının anlaşılması karşısında borçlu şirkete karşı aldığı borçtan dolayı üçüncü şahıs konumunda olduğunun kabulünün gerekmesi nedeniyle tebliğnamedeki bu yönlü bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.Ancak; 30.07.2003 gün ve 25184 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 4949 sayılı İİK.'nunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 99. maddesi ile İİK.'nun 352. maddesine eklenen fıkra uyarınca dava ve cezanın İİK.'...

                      UYAP Entegrasyonu