Raporda yine davacı şirketin davalı adına keşide ettiği ----- çekler sıralanmış, sonuç itibariyle açılan davanın yöneticinin sorumluluğuna ilişkin olduğu, şirket kayıtlarında mevcut bonoların şirkette bulunmamasından ötürü şirket malvarlığında azalma olarak değerlendirilebileceği, şirket kayıtlarında mevcut bir malvarlığı değerinin muhafazasının şirket yöneticisinin sorumluluğunda olduğu belirtilmiştir. Davalı tarafca, davaya konu senetlerin düzenlendiği inkar edilmemekte, bu senetlerin davalı ve dava dışı yönetici ------- tarafından şirketin keşidecisi olduğu çekler karşılığı düzenlendiği ileri sürülmektedir....
un şirket yönetici olarak üzerine düşenleri yapmadığı, şirketi zarara uğrattığı iddialarıyla kurulan şirkete sermaye olarak koymuş olduğu ve sonradan doğrudan şirket adına tescil olunan patentin tarafına iadesini talep etmiş olmakla birlikte, uyuşmazlığın esasen Ticaret Mahkemelerinin heyet olarak baktığı şirket yöneticisinin sorumluluğu, şirketin feshi, ortaklıktan çıkma, şirket malvarlığının tasfiyesine ilişkin olduğu, şirkete sermaye olarak getirilen patente ilişkin hak sahipliği yönünden bir tartışmanın olmadığı, şirket yöneticisi sıfatıyla yapılan iş ve işlemlere ilişkin taleplerin patent yönünden ayrıştırılarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığı gibi uyuşmazlık esası yönünden Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu dikkate alındığında sermaye olarak getirilen patentin tasfiyesine yönelik işlemlerin (şirket malvarlığı olduğu ve şirketin tasfiyesi sonucunu doğuracağı da dikkate alındığında) doğrudan mahkememizi uyuşmazlık yönünden görevli hale getirmeyeceği" gerekçesiyle uyuşmazlığın...
un yöneticisi olduğu davalı şirket lenine verilen teminat mektubu nedeniyle dava dışı kuruma ödenmek zorunda kalınan bedelin rücuen tahsili istemine ilişkindir. Teminat mektubu vermekle bankalarca, lehtar ile muhatap arasındaki temel ilişkinden bağımsız, belirli bir yükümlülüğün yerine getirilmesi garanti edilmektedir. Teminat mektubunun muhatap tarafından değil de lehtar tarafından iadesi halinde bankanın mutlaka muhatabı durumdan haberdar etmesi, teminat mektubunun verilmesine sebeb olan riskin ortadan kalktığını teyit etmesi, bu doğrultuda risk çıkışını gerçekleştirmesi zorunludur. Aksi taktirde bankanın teminat mektubuna bağlı sorumluluğu devam edecek olup somut olayda davalılara rücu edilmek istenilen alacak da bu sebepten kaynaklanmaktadır. Davalı banka tacir olup basiretli davranma yükümlülüğü yanında BK'nın 55. maddesi uyarınca adam çalıştıranın kusursuz sorumluluğu hükümleri uyarınca da sorumluluğu bulunmaktadır....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davacı arasında akdedilmiş herhangi bir sözleşme bulunmadığını, davacı müvekkilinin müşterisi dahi olmadığını, davacının Mahkemeye müvekkil şirket ile kendisi arasında imzalanmış bir sözleşme ibraz etmediğini, davacının dava dilekçesinde bahsetmiş olduğu ...'nin müvekkil şirketin çalışanı olmadığını, müvekkil şirketle aralarında herhangi bir sözleşme bulunmaması sebebiyle, müvekkil şirketin davacıdan talimat alma gibi bir zorunluluğu ve buna ilişkin bir yetkisinin de olmadığını, ... Portföy Altın Fonunun kurucusu ve yöneticisi olan ... A.Ş.'nin fon müşterileri hakkında herhangi bir bilgi sahibi olmadığını, sadece fon dağıtım kuruluşları tarafından kendisine iletilen fon katılma payı alım satımı ile ilgili taleplerin toplam miktarı konusunda bilgi sahibi olduğunu, müvekkil şirket ile dava dışı ... A.Ş.'...
Maddesinden dava açıldığı ve alacaklıdan mal kaçırıldığı belirtilerek İİK'nun 333/a maddesinden hüküm kurulmak suretiyle hükmün karıştırılması, Sanığa isnat edilen İİK’nın 333/a. maddesinde düzenlenen “ticari işletme yöneticisinin alacaklıları zarara sokmak kastı ile borcu ödememesi” suçunun oluşması için, takibin kesinleştiği tarih itibariyle şirketin borcu ödeme gücüne sahip olması ve şirketin hukuken veya fiilen yönetim yetkisine sahip olan şirket yetkilisinin alacaklıyı zarara uğratmak kastıyla şirket borcunu ödememesi gerekmekte olup, İİK'nın 351. maddesi uyarınca şikayetçinin dilekçe veya beyanında göstermiş olduğu delillerle bağlı olduğuna ilişkin düzenleme dikkate alındığında, şikayetçi vekilince verilen şikayet dilekçesinde, sanığın alacaklılarını zarara sokmak kastıyla borçlarını ödemediği iddia olunsa da açık ve net olarak sanığın fiillerini hangi kastla ve ne şekilde gerçekleştirdiğine ilişkin somut bir iddiada bulunulmadığı ve hakimin re'sen araştırma zorunluluğu da bulunmadığından...
Davalı vekili duruşmadaki beyanında; "beyanlarımızı tekrar ederiz mahkemeniz, yetkili değildir bu konuda bölge adliye mahkemesi kararı ve bu doğrultuda ilk derece mahkemelerince verilen yetkisizlik kararları vardır, davacıları farklı ancak konusu ve davalısı aynı kişidir," şeklinde beyanda bulunmuştur, Dava dilekçesi, ekleri ve taraf beyanlarından anlaşıldığı üzere, davalının ortak ve yöneticisi olduğu dava dışı ... şirketine yatırım için para yatıran ve hisse alan davacının, davalının hileli davranışları ve şirketin iflası dolayısıyla davacının alacağını tam olarak alamadığı, davalının Türkiye'de bulunan ve beyan edilmeyen malvarlığı nedeniyle şirket yöneticisinin sorumluluğuna ilişkin hükümler uyarınca alacak isteminde bulunulduğu ve bu nedenle takip başlatıldığı, itiraz üzerine de takibin durdurulduğu ve işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Yani dava, haksız fiil ve şirket yöneticisinin sorumluluğu nedenlerine dayalı itirazın iptali davasıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Tacir veya şirket yöneticisinin dolandırıcılığı Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilen ve değerlendirilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan kanaat ve takdirine, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak dosya içeriğine uygun şekilde açıklanan gerekçeye göre; yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmadığı Mahkemece kabul ve takdir kılınmış olmakla, katılan vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden hükmün ONANMASINA, 15.12.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
Asıl ve birleşen davalarda dava; ticari şirket yöneticisinin bu nedenlerle azli ve ticari şirketin feshi talebine ilişkindir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır....
Şirket faal olmayıp sermayesi ödenmemiş, pay devri tarihinden önce de tespit edilmiş bir geliri bulunmamaktadır. Şirketin kuruluşundan beri faaliyeti bulunmayıp fesih ve tasfiye koşullarının oluştuğu anlaşılmaktadır. Davacı tarafça kendi rızası bulunmaksızın tasfiye kararı alınarak doğrudan zarara uğradığını iddia etmiş ise de iddia edilen zarar dolaylı zarardır. Davacının pay devir bedeli ödediğini iddia etmesi ve ödemesi, zararın niteliğini doğrudan zarara dönüştürmeyecektir. Aksinin kabulü, şirket ortağı tarafından açılan tüm sorumluluk davalarının şirket ortaklığı için devir bedeli ödenmiş olması nedeniyle doğrudan zarar olarak adlandırılması anlamına gelecektir. Davacının iddiaları şirketin ve dolayısıyla kendisinin zarara uğratıldığına yönelik olup şirket yöneticisi hakkında ortakların ve şirket alacaklılarının tazminat davası açma hakkını düzenleyen 6102 sayılı TTK'nın 555. maddesinde yer alan “Şirketin uğradığı zararın tazminini, şirket ve her bir pay sahibi isteyebilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ Taraflar arasındaki dava, vakıf yöneticisinin sorumluluğuna dayalı tazminat istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın niteliğine ve tarafların sıfatına göre, dosyanın temyiz incelemesi, Yargıtay 18. Hukuk Dairesinin görevine girmektedir. SONUÇ : Yukarıdaki açıklanan nedenlerle, dosyanın görevli Yargıtay 18. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 17/06/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....