Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli), Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 12/06/2013 KARAR TARİHİ : 14/12/2022 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 14/01/2023 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Fesih İstemli), Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: MAHKEMEMİZİN 2013/335 ESAS SAYILI DAVA DOSYASI KAPSAMINDA : Davacı vekili dava dilekçesinde: Dava dilekçemizi tekrar ederiz, müvekkilem davalı şirketin %15 payına, davalı şirket yöneticisi ... ... ise %85 payına sahip olduğu, davalı şirket müdürü ve ortağı ... ...'...

    Şti.nin son sicil kaydının istenmesi, davalı şirketin faaliyette olup olmadığının, sicilden terkin edilip edilmediğinin sorularak yazı cevabı eklendikten, a) Ticaret Sicil Memurluğunca davalı şirketin sicilden terkin edilmediğinin bildirilmesi halinde, gerekçeli kararın ve davacı vekilinin gerekçeli temyiz dilekçesinin davalı şirketin ticaret sicilinde kayıtlı en son adresine yöntemince tebliğ edildikten, b) Davalı limited şirketinin tasfiye halinde olduğu bildirildiği takdirde tasfiye işlemi tamamlanmamışsa, tasfiye memurunun kimlik ve adres bilgilerinin sorulması ve gerekçeli kararın ve davacı vekilinin gerekçeli temyiz dilekçesinin tespit edilen tasfiye memuruna yöntemince tebliğ edildikten, c) Tasfiye işlemi tamamlanmış ve tasfiye sonu kararı ile limited şirket ticaret sicilinden terkin edilmiş, tüzel kişiliği son bulmuşsa davalı şirketin ihyasının sağlanması ve tasfiye memurunun atanması için davacıya uygun süre verilerek ihya olunduktan sonra gerekçeli kararın ve davacı vekilinin...

      Somut olayda, davacı tarafından tasfiye halindeki şirket aleyhine açıldığı anlaşılan iş davasının derdest olduğu, derdest olan bu davada taraf teşkilinin sağlanarak yargılama yapılmasının sağlanması bakımından, tasfiye halindeki şirketin ihyasını talep etmekte hukuki yarar bulunmaktadır. Davalı tasfiye memuru tarafından ileri sürülen alacağın bulunmadığı ve zararın ödendiği iddiası tazminat davasında değerlendirilecektir. Bu davada yargılama yapılarak taraf teşkilinin sağlanması için tüzel kişiliğin ihyası zorunludur. Tasfiye işlemleri tamamlanıp ticaret sicilinde ilan edildiği tarihte, tazminat davasına konu iş kazası bulunduğundan bu durumu bilebilecek durumda olan tasfiye memurunun tasfiyeyi kapatması ve HMK'nın 326. maddesi dikkate alındığında yargılama giderlerinden davalı tasfiye memurunun sorumlu tutulması da isabetli olmuştur....

      un ortağı oldukları davalı şirketin 25/11/2008 tarihinde fesih ve tasfiyesine karar verildiğini, tasfiye memuru olarak resen Av. ...'ın atanmasına karar verildiğini, tasfiye memurunun görevden istifası ile 12/05/2010 tarihinde ücret takdir edilmeksizin davalı Av. ...ın atanmasına karar verildiğini, tasfiye memurunun 2007/242 E. sayılı dosyasının davacısı...'un avukatı ... ... babası olduğunu, tasfiye memurunun tarafsızlıktan uzak olduğunu ileri sürerek, tasfiye memurunun değiştirilmesini, ücret takdir edilmeksizin...nin atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

        ın tayin edildiğini ve tasfiye memuru olarak yetkisinin tescil edildiğini, tüm bu bilgiler ve tescil kararlarının Türkiye Ticaret Sicili gazetesinde ilan edildiğini, müvekkilinin şirketin tasfiye edildiğini düşünürken kendisine gelen vergi borcu bilgisi sonucu araştırma yaptığını, eski eşi ve tasfiye memuru olan ...’ın 6102 sayılı TTK gereğince bir tasfiye memurunun yapması gereken hiçbir hukuki ve resmi ve de özel hukuk işlemlerini yapmadığını öğrendiğini, davalının tasfiyesi için görevlendirildiği şirketin tasfiyesi için ödevi ve görevi olan işlemleri yapmadığı gibi şirketin daha da borçlanmasına sebebiyet verdiğini, müvekkiline, davalının tasfiye işlemi yapması yerine ayrıca vergi matrah artırımı yaptığını da öğrendiğini, bunun üzerine müvekkilinin vergi dairesinde oluşan tasfiye kararından önce oluşan borçlar için yapılandırma dahi yaptığını, davalı tasfiye memurunun ise şirket için tek bir olumlu hamle yapmadığını, şirket ile ilgili hiçbir kayıt ve işlerden müvekkilinin bilgilendirmediğini...

          İhyası talep edilen şirket tasfiye neticesinde ticaret sicilden terkin edildiğinden, ihyası talepli davanın tasfiye sürecini tamamlayan tasfiye memuru ile yasal hasım olan İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü'ne karşı yöneltilmesi gerekir. Bu noktada anılan davalılar arasında HMK'nın 59. maddesi uyarınca zorunlu dava arkadaşlığı bulunmaktadır. Asıl davada tasfiye memuruna karşı dava açılmaması nedeniyle Mahkemece davacı tarafa, pasif husumet eksikliğini tamamlamak üzere tasfiye memuruna karşı dava açmak için süre verilmesi ve birleşen dava ile asıl davanın birlikte karara bağlanması usul ve yasaya uygundur. Davalı tasfiye memurunun bu yöndeki istinaf sebebi yerinde değildir.Somut davada ihyası talep edilen şirket tasfiye neticesinde sicilden terkin edilmiş ve ihyasına TTK'nın 547. maddesi uyarınca karar verilmiştir. Bu maddede düzenlenmiş bir zamanaşımı süresi bulunmadığından davalı tasfiye memurunun zamanaşımına yönelik istinaf sebebi de yerinde değildir....

            A.Ş. bünyesinde farklı branşlarda öğretmenlik yaptıklarını, 2009 yılında iş sözleşmelerinin sona erdirilmesine rağmen ücret ve tazminat haklarının ödenmediğini, haklarının korunması adına davalar açıldığını, bu davaların yargılaması devam ederken şirketin davalardan ve başka ödemelerden kaçmak adına 14.12.2010 tarihinde genel kurulu topladığını, şirketin tasfiyesine ve tasfiye memuru olarak da davalının atanmasına karar verildiğini, şirketin tasfiyeye girmesi nedeniyle davaların tasfiye memuruna yöneltildiğini, tasfiye memurunun davaları vekili ile takip ettiğini, dolayısıyla davalı tasfiye memuru ve vekilinin tüm davalardan haberinin ve bilgisinin bulunduğunu, şirket aleyhine yargılamalar devam ederken tasfiyenin 17.2.2012 tarihinde sonlandırılmasına ilişkin karar alındığını, tescil ve ilan edilerek şirketin sicil kaydının terkin edildiğini ileri sürerek, ...Eğit. Öğr. ve Dan. Hiz. Tic. A.Ş'nin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

              Tarafların ortaklıklarının bulunduğu şirket limited şirket olup 6102 sayılı TTK'nın 643. maddesinde limited şirket tasfiyesine ilişkin olarak " Tasfiye usulü ile tasfiyede şirket organlarının yetkileri hakkında anonim şirketlere ilişkin hükümler uygulanır." hükmüne yer verilmiş, atıf yapılan anonim şirket tasfiye memurunun görevden alınmasına dair 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 537/2. maddesinde, "Pay sahiplerinden birinin istemiyle ve haklı sebeplerin varlığında, mahkeme de tasfiyeye memur kişileri görevden alabilir ve yerlerine yenilerini atayabilir. Bu yolla atanan tasfiye memurları, mahkeme kararına dayanılarak tescil ve ilan olunurlar." düzenlemesi yer almaktadır. Bu düzenlemeler uyarınca eldeki davanın taraflarının ortaklığının bulunduğu şirket tasfiye memurunun şirketin pay sahiplerince görevden alınmalarının istenmesi halinde, istemin dayandığı nedenlerin “haklı” olması gerekir....

                kaldırılmasına, tasfiye halinde Emba Makina Elektrik İnşaat Turizm Nakliyat Ticaret Limited Şirketine ait atölye, ekip ekipman ve banka hesaplarına ihtiyati tedbir konulmasına, davalarının kabulü ile, davalı tasfiye memurunun azline, azledilen tasfiye memurunun yerine yeni tasfiye memuru atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                İş Mahkemesi'ne açtığı derdest davadan ötürü şirketin ihyasını istemekte hukuki yararı bulunmakta olup, şirketin ihyasının gerektiği, ayrıca açılan davanın limited şirketin ihyası davası olup tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun şirket tasfiye memurunda olduğundan vekalet ücreti ve yargılama giderinden davalı şirket tasfiye memurunun sorumludur. Bu nedenle ilk derece mahkemesince şirketin ihyasına, en son tasfiye memuru olan davalı T3'nin tasfiye memuru olarak atanmasına ve yargılama giderinden ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmasına yönelik ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygundur (Yargıtay 11.Hukuk Dairesi'nin 03/06/2014 tarihli 2014/7827 esas 2014/10350 karar sayılı emsal içtihadı). Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın kabulü yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davalı T3 istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

                UYAP Entegrasyonu