Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sağlık Yatırımları Eğitim Bilişim Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi'nin %50 ortağı olduğunu, ortak olmayan davalının ana sözleşme ile şirket müdürü seçildiğini, şirket müdürünün diğer ortağın kardeşi olduğunu, ortaklar kurulu kararı olmadan iş ve işlemler yapıldığını, ana sözleşme değişikliği yapılmadığını iddia ederek haklı nedene dayalı olarak davalı şirket müdürünün müdürlükten azli ile şirkete kayyum atanmasını istemiştir. Birleşen .... Ticaret Mahkemesi'nin 2010/261 Esas sayılı dosyasında; İDDİA Davacı şirketin 23/06/2004 tarihinde kuruluşunu tamamlayarak ticaret siciline kaydının yapıldığını, ortakların 01/06/2017 tarihli kararla şirket sermayesini arttırma kararı aldıklarını, ancak ortakların nakit olarak ödeyecekleri sermayenin 45.000 TL'lik bölümünü ödemediklerini, şirket ortağı ...'...

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki şirket yöneticisinin sorumluluğuna dayalı tazminat davasından dolayı mahkemece verilen davanın reddine ilişkin olup yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle dava dosyası Dairemize gönderilmiş olup, aşamada mümeyyiz davacı şirket yetkilisinin 12.12.2017 tarihli dilekçesiyle davadan ve temyiz isteminden feragat ettiklerini beyan ettiği gözlenmekle dosya re'sen ele alındı, düzenlenen rapor okundu, gereği görüşülüp düşünüldü.Uyuşmazlık, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri nitelikte olup davadan feragat hüküm kesinleşinceye değin yapılabilir ve karşı tarafın kabulüne bağlı olmadığı gibi yapıldığı anda kesin hükmün sonuçlarını doğurur. Feragate ilişkin dilekçeye ekli 29.04.2008 tarihli imza sirküleri ile davacı şirketi tek başına temsil ve ilzama yetkili olduğu anlaşılan ...'...

      Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 11/02/2016 gün ve 2015/1136-2016/104 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi vefat eden şirket müdürünün mirasçısı ... vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirkette %15 oranında hissesinin bulunduğunu, %85 hisse ile ortak ve şirket temsilcisi olan ...'ın vefat ettiğini, şirketin halihazırda müdürünün bulunmadığını, mirasçılara pay intikallerinin yapılamadığını ileri sürerek intikallerin yapılması ve müdür seçimi gündemi ile toplantıya çağrı için müvekkiline izin ve yetki verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davalı şirket müdürünün vefat ettiği, mirasçıların bir araya gelerek genel kurulu toplayamadıkları gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararı, vefat eden şirket müdürünün mirasçısı ... vekili temyiz etmiştir. 6102 sayılı ...'...

        - K A R A R - Davacılar vekili, davalının müvekkilleri aleyhine senede dayalı icra takibi yaptığını, senette müvekkili şirket adına imza atan diğer müvekkilinin şirketi temsile yetkisi olmadığını, senedin teminat amaçlı verildiğini, bedelsiz kaldığına ilişkin protokol düzenlendiğini belirterek, müvekkillerinin senetten dolayı borçlu olmadığının tespitine ve tazminata karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir. Davalı vekili, davacı...ın davacı şirketin müdürünün oğlu olup şirketin bütün işlerini takip ettiğini, aslen şirketin gerçek müdürü olduğunu, şirket adına davacı ...a para çekme, çek keşide etme, ahzu kabz ve ibra yetkisinin verildiğini, müvekkilinin senedin bedelsizliğine ilişkin protokol imzalamadığını savunarak, davanın reddine ve tazminata karar verilmesini istemiştir....

          Maddesi gereğince açılan şirket yöneticisinin akçalı sorumluluğuna ilişkin tazminat davası olup,Öncelikle aynı taraflar arasında yine temliğe dayalı olarak ----sayılı dosyasında dava açıldığı, mahkemece yetkisizlik kararı verildiği ancak yetkisizlik kararının istinaf incelemesi sonunda kaldırılması üzerine davanın aynı mahkemenin --- Esasına kaydedildiği, davaya devam edildiği,Daha sonra----Esas sayılı dosyasında yine aynı taraflar arasında yine temlik alan davacı şirket tarafından aynı yöneticiler aleyhine şirket yöneticilerinin akçalı sorumluluğundan dolayı dava açıldığı, Bilahare mahkememizdeki davanın açıldığı, Her üç davanın da davalı yöneticilerin farklı zaman dilimlerindeki farklı işlemlerinden kaynaklanan tazminat davaları olduğu, bir yerde birbirlerini tamamlayan davalar niteliğinde bulunduğu; bu nedenle davaların birlikte görülmesinde, davalı yöneticilerin sorumluluğunun her bir dosyada dava konusu olarak gösterilen olayların bir bütün olarak incelenerek değerlendirilmesinde...

            DAVA TÜRÜ :Manevi Tazminat Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık ve hüküm *aile (ev) başkanının sorumluluğuna dayalı haksız eylem nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkin olup inceleme görevi Yargıtay *4. Hukuk Dairesine aittir.Ancak Yargıtay 4. Hukuk Dairesi davanın Medeni Kanunun 369. maddesine dayanılarak açıldığı ve uyuşmazlık aile reisinin sorumluluğuna ilişkin bulunduğu gerekçesiyle 24.11.2006 tarihinde konunun inceleme görevinin Yargıtay 2. Hukuk Dairesine ait olduğuna karar vermiş, Yargıtay Hukuk Daireleri arasında görev uyuşmazlığı doğmuştur. S O N U Ç : Dosyanın görev uyuşmazlığı nedeniyle Yargıtay *Hukuk Daireleri Başkanlar Kuruluna gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi.11.12.2006...

              Davalı ... işlem tarihinde davalı şirket yetkilisi olup, taşınmazın maliki değildir. Bu itibarla, şirket müdürünün sorumluluğuna dayalı olmayan işbu davada kendisine husumet düşmeyeceği gözetilerek bu davalı yönünden davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, anılan davalı hakkında davanın kabülüne karar verilmesi doğru olmamıştır. Taşınmazın devri 08.08.2007 tarihli ortaklar kurulu kararına dayanmakta olup, davalı şirket ile dava dışı kooperatif arasında yapılan 02.05.2007 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesi tarihi itibariyle daha önceki yükleniciler ile borç tasfiyesi yapılmıştır. Davalı ... tarafından gerek bu sözleşme öncesi gerekse sözleşmeden sonraki döneme ilişkin ödemeler yapıldığı sabit olup, kendisine yapılan devrin ivazlı devir olduğu kabul edilmek suretiyle davanın esastan reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, hükmün temyiz eden davalılar yararına bozulması gerekmiştir....

                HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ Asıl dava; limited şirket müdürünün haklı nedenle azli ile şirket müdürünün şirkete verdiği zararın tazmini, birleşen dava, limited şirket müdürünün şirkete verdiği zararın tazmini istemine ilişkindir. Asıl ve birleşen davada davalı tarafından istinaf başvuru dilekçesi ile birlikte nispi istinaf karar harçları ve istinaf kanun yoluna başvurma harçları yatırılmayarak, istinaf dilekçesinde adli yardım talep edilmiştir. Dairemizin 23/05/2022 tarih ve 2022/741 Esas sayılı ara kararı ile HMK'nun 334. maddesi gereği asıl ve birleşen davada davalının adli yardım talebi reddedilmiştir. Asıl ve birleşen davada davalı tarafından Dairemiz ret kararına karşı itiraz kanun yoluna başvurulmamış olup, adli yardım talebinin reddi kararı kesinleşmiştir....

                Somut olayda, davalı şirket müdürünün sözleşmeye ve kanuna aykırı eylemlerinin davacı ortağın şirketten çıkması için haklı sebep oluşturduğu, şirket müdürünün bu şekildeki eylemleri neticesi şirket adına elde ettiği kazançlarla kendisi, eşi, kızı ve damadı üzerine taşınmazlar aldığı iddiasıyla haklı sebeple davalı limited şirketin ortaklığından çıkma, ayrılma payı ile kar payının davalı şirketten tahsili istemiyle açılan davada davalı şirket ve şirket müdürünün kendisi, eşi, kızı ve damadı adına kayıtlı taşınmazların üzerine tedbir konulması için tedbir kararı verilmesi istenmiş, mahkemece davalı şirket adına kayıtlı araç ve taşınmazlar üzerine ihtiyati tedbir konulmasına, davalı şirket temsilcisinin kendisinin ve ailesinin üzerine kayıtlı taşınmazlar üzerine ihtiyati tedbir konulmasına ilişkin talebin reddine karar verilmiştir....

                  Dosya içeriğine göre bilirkişinin hukuki sorumluluğuna dayalı manevi tazminat davasından kaynaklanan uyuşmazlığa ilişkin 10.000,00 TL manevi tazminat talebinde bulunulduğu, Bölge Adliye Mahkemesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla yaptığı yargılama sonucunda davanın reddine karar verildiği anlaşılmakla Bölge Adliye Mahkemesince reddedilen ve temyize konu edilen toplam miktar 10.000,00 TL olup Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi olan 2020 yılı itibari ile kesinlik sınırı olan 72.070,00 TL’nin altında kalmaktadır. KARAR Açıklanan sebeple; Davacının temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE, Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 01.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu