Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Karar, asıl ve birleşen davacı yüklenici vekili tarafından asıl ve birleşen dava yönünden temyiz edilmiştir. 1-Asıl dava, eser sözleşmesinin feshi nedeniyle yoksun kalınan kârdan kaynaklı zararın tahsili, birleşen dava ise, aynı sözleşmenin feshi nedeniyle davacı tarafça ödenen sözleşme damga vergisi ve ihale karar pulu bedelinin tahsili istemine ilişkindir....

    Satış isteyen alacaklı, borçlu, mahcuzun resmî sicilinde kayıtlı olan ilgililer ve sınırlı ayni hak sahipleri ile pey sürmek suretiyle ihaleye iştirak edenler dışında kalan kişilerce talep edilmesi nedeniyle, 2. Satış isteyen alacaklı, borçlu, mahcuzun resmî sicilinde kayıtlı olan ilgililer ve sınırlı ayni hak sahipleri dışında kalan kişiler bakımından feragat nedeniyle, 3. İşin esasına girerek, talebin reddine karar verirse ihalenin feshini talep edeni feshi istenen ihale bedelinin yüzde onuna kadar para cezasına mahkûm eder. Yasanın para cezasına ilişkin bu hükmü emredici nitelikte olup, kamu düzenine ilişkin bulunduğundan re'sen uygulanmalıdır. Hukuk Genel Kurulu'nun 06.10.2004 tarih ve 2004/1-433 Esas sayılı kararında da benimsendiği üzere; kamu düzenine aykırılıkta aleyhe bozma ilkesi nazara alınamaz....

      Dava konusu taşınmaz 2886 sayılı Yasa hükümleri uyarınca ihale ile kiraya verilmiş olup, sözleşmenin 10. maddesinde kira süresinin bitiminde kiracının derhal; sözleşmenin feshi halinde tebligatı müteakip 15 gün içinde taşınmazı tahliye edeceği, 14.maddesinde ise kira süresinin sona ermesi veya sözleşmenin feshi halinde taşınmazın idareye teslim edilmeksizin geçen her gün için cari yıl kira bedelinin %1 i oranında ceza ödeneceği karalaştırılmıştır. Kira sözleşmesinin bitim tarihinden itibaren yenilendiğine ilişkin dosyada herhangi bir bilgi ve belge mevcut olmadığına göre sözleşmenin süre sonu olan 18.04.2008 tarihinde sona erdiğinin kabulü gerekir. Bu tarihten itibaren davacının sözleşme hükmüne dayanarak cezai şart alacağı talep etmesinde herhangi bir usulsüzlük bulunmamaktadır....

        Genel Müdürlüğünün işbu zarardan sorumlu olduğunu, davalının fesih olunan sözleşmeye ait ihale şartnameleri ve ihale sürecini Kamu İhale Kanununun getirdiği kurallar çerçevesinde hazırlayıp yönetmiş olsaydı sözleşmenin fesih olmayacağını veya sözleşmenin hiç imzalanmamış olacağını, davalı kurum yetkililerinin ihale işlemlerini usulüne uygun şekilde yürütmedikleri için işbu ihalenin iptaline karar verildiğini ve dolayısıyla müvekkili şirketin sözleşmesinin fesholunduğunu belirterek fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile müvekkili şirket tarafından yapılan fakat sözleşmenin feshi nedeniyle gerçekleşmeyen kısım masraflardan 238.738,37 TL damga vergisi ve 12.591,67 TL KİK katılım payı olmak üzere toplam 251.330,04 TL tutarındaki maddi zararın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili idarece ihale edilen ... kayıt numaralı ......

          Taraflarca imzalanan sözleşmeye konu ihale bedeli olan 315.458,64 TL'nin içinde yüklenici karının da olduğu, kar hesabına ilişkin sözleşmede hüküm bulunmadığı, yapılan işin niteliği, sözleşme süresi nazara alındığında davacı yüklenicinin kar mahrumiyetinin %5 olarak yapılan hesaplanma Mahkememizce makul bulunarak davacının kar mahrumiyeti 15.772,93 TL olarak kabul edilmiştir. Böylece davacının maddi tazminat talebinin 15.772,93 TL üzerinden kabulüne, alacağa fesih tarihi olan 22.11.2018 tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine karar verilmiştir. Davacı ayrıca sözleşmenin haksız feshi nedeniyle şirket itibarının zedelendiğinden bahisle 50.000,00 TL manevi tazminat talep etmiştir. Kural olarak, malvarlığı zararları nedeniyle manevi tazminat istenilemez. Gerek Borçlar Kanunu'nun 58. maddesi, gerekse TMK'nın 24. maddesinde, kişilik haklarının zarara uğratılması durumunda manevi tazminat istenilebileceği öngörülmüştür. Bu düzenlemeler, mal varlığına ilişkin zararları içermez....

            Bu artırmada, teklifin, 129. maddedeki hükümlere uyması şartıyla taşınmaz en çok artırana ihale olunur" düzenlemesine yer verilmiştir. Alıcı, ihale bedelini ödemediği takdirde, icra müdürünün İİK'nun 133/1. maddesi uyarınca ihale kararını kaldırdıktan sonra en yüksek teklifte bulunan ikinci kişinin de taşınmazı almaya razı olmaması halinde taşınmaz tamamlayıcı ihale ile hemen artırmaya çıkartılır. Bu süreçte İİK'nun 134. maddesi uyarınca açılan ihalenin feshi davasının sonucunun beklenmesi gerekmez. Zira, yasa koyucunun amacı ihale sürecinin biran evvel sonuçlandırılması olup, İİK'nun 133 ve 134. maddelerine göre ihalenin feshi koşulları ve doğurduğu sonuçlar da farklı olduğundan, ihalenin feshi davası, İİK'nun 133. maddesi gereğince belirtilen prosedürün işletilerek tamamlayıcı ihale yapılmasına engel olmaz....

            İyiniyetli üçüncü kişilerin bu tescile dayanarak kazandıkları aynî haklar ve her türlü tazminat istemi saklıdır." düzenlemelerine yer verilmiş olup, yukarıda da değinildiği gibi, ihalenin feshine karar verilmeden, üçüncü kişiler o taşınmaz üzerinde iyi niyet ile bir hak kazanmışlarsa, ihalenin feshi bu (iyi niyetli) kazanımları etkilemez. Borçlunun ihalenin feshini talep hakkı sayesinde, artırma sırasında ve öncesinde uyulması gereken kurallara aykırılık, ihalenin feshedilmesini ve ihale ile geçen mülkiyetin önceki malikine geri dönmesini sağlamaktadır. Mahkeme ihalenin feshine karar verir ve bu karar kesinleşirse, bununla alıcının ihale ile iktisap etmiş olduğu mülkiyet hakkı son bulur. Bu durumda alıcının ödemiş olduğu ihale bedeli nemalarıyla birlikte alıcıya ödenir. İhalenin feshi kararının kesinleşmesinden sonra, ihaleye konu mal talep üzerine icra dairesi tarafından tekrardan satışa çıkartılır....

            Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Davalı İdarenin T5 tarafından 2017/370667 İhale Kayıt numarası ile 25.08.2017 tarihinde açık ihale usulü ile yapılan 'Manyetik Rezonans, Bilgisayarlı Müvekkil Şirket ile akdedilen 22.12.2017 tarihli İhale Sözleşmesinin, (“Sözleşme”) Müvekkil Şirketin taahhüdünü Sözleşme hükümlerine uygun olarak yerine getirmediği gerekçesiyle 4735 Sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu'nun 20, 22, 25 ve 26. maddeleri uyarınca Davalı İdare tarafından tek taraflı feshinin geçersizliğinin tespitine, haksız olarak nakde çevrilen 21.12.2017 tarih ve 3840TM768 nolu 213.469,50 TL tutarındaki teminat mektubunun reeskont faiziyle Davalı İdareden tahsili ile fazlaya dair hakkı saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100.000 TL maddi tazminat alacağının ve 50.000 TL manevi tazminat alacağının Davalı İdareden tahsiline konu olduğunu, Davalı İdare ile Müvekkili Şirket arasında *“Manyetik Rezonans, Bilgisayarlı Tomografi, Renkli Doppler USG Görüntüleme ve Raporlama Hizmeti Alımı” İhalesi...

            Davacının sözleşmenin feshi nedeniyle menfi zararının bilirkişi heyetince hesaplanması sonucunda; İki ihale farkından dolayı oluşan menfi tazminat 544.359,45 TL; İhalenin feshi nedeniyle ödenen damga vergisi 1722,81 TL; Gazete ilanı için ... Ofset Matbaya ödenen (Kdv dahil) 2.909,659 TL; KİK İhale ilan bedeli ( KDV dahil) 944,00 TL; Davalı tarafın (olması gereken) cari borç bakiyesi 40.628,94 TL olmak üzere, davacı idarenin alacağı toplam 590.564,89 TL'dir. Yukarıda belirtilen tazminat içerisinde iki ihale farkından oluşan miktar 544.359,45 TL olarak hesaplanmasına karşılık, dava dilekçesinde bu kalem alacak için 521.166,47 TL talep edilmiş olmakla taleple bağlılık ilkesi gereğince, davacı idarenin toplam alacağının 567.371,91 TL olduğu anlaşılmıştır....

              İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; Taraflar arasında düzenlenen Kira sözleşmesinin 20. maddesinde "...sözleşme konusu taşınmaz üzerinde ahşap oturma yeri ve iskeleyi yapanlar Hazineden herhangi bir hak ve tazminat talebinde bulunamayacaklarını iş bu sözleşmeyi imzalamakla kabul ve taahhüt etmiş olurlar" hükmü bulunduğunu, dava konusu taşınmazın ihale ile kiraya verildiği konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığını, 2886 Sayılı Devlet İhale Kanununun 75.maddesi hükmü gereğince taraflar arasındaki kira sözleşmesinin kira süresinin bitimi ile yasal olarak sona erdiğinin kabulü gerektiğini, bu durumda davacı kiracı, kira sözleşmesinin sona erdiği 28/04/2017 tarihinden sonra kiralananı tahliye ettiğinden sözleşmesinin 20. maddesi hükmü gereğince kiralanana yapılan ahşap oturma yeri ve iskele bedellerini isteyemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine, karar verilmiştir....

              UYAP Entegrasyonu