Asliye Hukuk Mahkemesi’ne açılan tasarrufun iptali davasında Mahkemece, müvekkili hakkında ihtiyati haciz kararı verildiğini, kararın ... . İcra Müdürlüğü’nün 2010/7984 sayılı dosyası ile 17.07.2012 tarihinde icra edildiğini, ihtiyati haczin yasal süresi içinde icra edilmemiş olması nedeniyle kendiliğinden kalktığını, ihtiyati haciz sırasında müvekkilinin ihtiyati haciz baskısı ile şartlı olarak kefaletinin alındığını, kefalet herhangi bir koşula bağlı olmaması gerektiğinden geçerli olmadığını, ihtiyati haciz işleminin infazına yönelik işlemler ile haciz baskısı altında alınan şartlı icra kefaletine ilişkin haciz işleminin iptaline karar verilmesini talep etmiş, Mahkemece dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; şikayetin kabulü ile, 17.07.2012 tarihinde yapılan ihtiyati haciz işlemlerinin infazına yönelik işlemler ile icra kefaletine ilişkin haciz işleminin iptaline karar verilmiş, karar, alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Bu açıklamalar ışığında; haciz yapılan şirkette dava dışı kişinin ortaklığının bulunması, haciz sırasında borçluya ait kayıt ve belgelerin ele geçirilmesi ve daha öncede aynı mahalde borçlunun başkaca borçları için haciz yapılmış olması gibi sebeplerin birlikte değerlendirilmesi neticesinde, takip (haciz) yaptıran davalı şirketin takipte veya haciz işleminde kötü niyetli ve kusurlu olduğu olgusunun gerçekleşmediği, ödeme sonucu haciz ve muhafaza işleminin durdurulması neticesinde ağır bir zararın da önüne geçildiği takdir ve sonucuna varılarak şartları oluşmayan manevi tazminat isteminin reddine..." karar verilmiştir....
Bu açıklamalar ışığında; haciz yapılan şirkette dava dışı kişinin ortaklığının bulunması, haciz sırasında borçluya ait kayıt ve belgelerin ele geçirilmesi ve daha öncede aynı mahalde borçlunun başkaca borçları için haciz yapılmış olması gibi sebeplerin birlikte değerlendirilmesi neticesinde, takip (haciz) yaptıran davalı şirketin takipte veya haciz işleminde kötü niyetli ve kusurlu olduğu olgusunun gerçekleşmediği, ödeme sonucu haciz ve muhafaza işleminin durdurulması neticesinde ağır bir zararın da önüne geçildiği takdir ve sonucuna varılarak şartları oluşmayan manevi tazminat isteminin reddine..." karar verilmiştir....
Davaya konu 21.11.2013 tarihli haciz tutanağının incelenmesinde tutanağın ilk kısmında, aynen "borçlu ... arandı, mahalde hazır" ibaresinin bulunduğu görülmektedir. Haciz sırasında hazır bulunan ..., haciz tarihinde icra müdür yardımcısı olduğunu, haciz işlemi üzerinden uzun zaman geçtiği için söz konusu haciz işlemini hatırlayamadığını, ancak o tarihlerde yaptığı uygulamaya göre borçlu haciz mahallinde olmadığı taktirde arandığını ve bu şekilde haciz tutanağına geçirildiğini beyan etmiştir. Tutanakta ismi geçen tanık ... ise, iş yerine girdiklerinde borçlu ve üçüncü kişinin hazır olduğunu beyan etmiştir. Ne var ki, ... haciz tutanağına göre alacaklının temsilcisi olarak haciz sırasında hazır bulunmuştur....
Vekili dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının dava dilekçesinde birden fazla konuda şikayette bulunduğunu, ancak yerel mahkemenin buna rağmen sadece bir şikayet konusu hakkında inceleme yaparak davayı sonlandırdığını, yerel mahkemenin şikayet dilekçesinde yer alan tüm itirazları teker teker incelemek ve tüm itirazlar hakkında hüküm kurmakla yükümlü olduğunu, yerel mahkemenin sadece haciz ihbarnamelerinin içeriğinin kanuna ve yönetmeliğe aykırı olmasına yönelik şikayeti incelemek sureti ile davayı sonlandırmış olmasının usule aykırılık teşkil etmekte olduğunu, icra dosyalarından gönderilen haciz ihbarnamelerinin incelenmesinde, haciz ihbarnamelerinde borçluların, alacaklının ve vekilinin ad soyadlarının mevcut olduğunu, haciz miktarının tüm haciz ihbarnamelerinde açıkça belirtildiğini ve en önemlisi haciz ihbarnamelerinde bulunması gereken ihtarın eksiksiz şekilde haciz ihbarnamelerinde yer aldığını, önemli olanın ihtarın ve haciz miktarı ile...
İhtiyati haciz talep eden vekili istinaf dilekçesinde, ihtiyati haciz kararında müvekkilinin teminat yatırmasına karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, yerel mahkemeye yapılan ihtiyati haciz başvurusunun, yine yerel mahkemenin 2018/1157 Esas, 2021/997 Karar sayı ve 30.12.2021 tarihli gerekçeli kararına dayandığını, yasa maddesinde ihtiyati haciz karar verecek mahkemeye, alacaklıdan teminat aranıp aranmaması konusunda bir tercih hakkı verilmediğini, başka bir ifadeyle düzenleme “emredici” nitelikte olup ihtiyati haciz başvurusunun ilama dayandığı hallerde talebi inceleyen mahkemece ihtiyati haciz kararının teminat aranmaksızın verilmesinin yasal bir zorunluluk olduğunu, anılan kanun maddesinde, teminat aranmayacak ilam çeşitleri açısından da herhangi bir ayrıma gidilmeyip, kanunun getirdiği zorunluluğa herhangi bir istisna tanınmadığını, İİK md. 259/II açısından, ihtiyati haciz kararının dayandığı ilamın kesinleşmesi gibi bir zorunluluk bulunmadığını, ihtiyati haciz kararının teminatsız...
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı T4 A.Ş. hakkında ihtiyati haciz kararı bulunmadığını, ihtiyati haciz kararında taraf sıfatı bulunmayan davacının ihtiyati haciz işlemlerinin iptali ile kaldırılmasını isteyemeyeceğini, anılan şirket hakkında yapılan ihtiyati haciz işleminin bulunmadığını, anılan şirket hakkında konkordato kararı nedeniyle takip başlatılmadığı gibi ödeme emri de gönderilmediğini, diğer davacılar bakımından ihtiyati haciz kararı alındığını ve diğer borçluların adreslerine gidilerek haciz işlemleri yapıldığını, diğer borçlu gerçek kişiler hakkında konkordato kararının bulunmadığını, bu nedenle diğer borçlular hakkında ihtiyati haciz kararı alınması ve uygulanmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığını, ayrıca takip durmuş olsa dahi ihtiyati haciz kararının infaz edilebileceğini savunarak davanın öncelikle aktif husumet yokluğundan olmak üzere reddine karar verilmesini istemiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki ihtiyati haciz talebinin incelenmesi sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı ihtiyati haciz isteminin reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde ihtiyati haciz isteyin vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Ihtiyati haciz isteyen vekili taraflar arasındaki bayilik sözleşmesi çerçevesinde mal satışından kaynaklanan alacağın tahsilinin temini amacıyla ihtiyati haciz isteminde bulunmuştur. Mahkemece, İİK'nun 257. Maddesindeki koşulların gerçekleşmediği gerekçesiyle ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmiş, kararı ihtiyati haciz isteyen vekili temyiz etmiştir....
İş. sayılı ihtiyati haciz kararına dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığı, 04.11.2014 tarihinde alacaklı vekilinin borçluların doğmuş, doğacak tüm hak ve alacaklarının üzerine ihtiyati haciz konularak, haciz konulan tüm paraların icra dosyasına gönderilmesi için Konya Valiliği, Aksaray Valiliği ile diğer kurumlara müzekkere yazılmasını talep ettiği, Aksaray İl Özel idaresi Müdürlüğü’ne yazılan 04.11.2014 tarihli haciz müzekkeresinde borçluların ... İnş. Nak. Mad. San. ve Tic. Ltd....
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; Mahkemelerince yapılan ara kararlara istinaden davalı idare tarafından sunulan belgeler incelendiğinde, bankalara gönderilen haciz bildirisindeki ilk tutarın 448.029,36-TL olduğu, bir miktar tahsilat yapıldıktan sonraki son tutarın ise 446.447,16-TL olduğu, haciz bildirisine dayanak olarak gönderilen haciz varakalarının toplam tutarının ise 261.961,81-TL olduğu, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanun'un 64. maddesinde haciz muamelelerinin haciz varakalarına dayanılarak yapılacağının hükme bağlandığı, dava konusu haciz işleminin davacının hangi kamu borçlarına istinaden düzenlendiği hususunun ortaya konulamadığı, bu nedenle haciz varakalarında yer alan 261.961,81-TL tutarındaki amme alacakları dışında kalan amme alacakları için dava konusu haciz işlemi öncesinde davacı adına haciz varakası düzenlendiği davalı idarece ispatlanamadığından, 448.029,36-TL tutarındaki haciz...