Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ın tasfiye memuru olarak atanmasına, Kararın tescil ve ilanına, ..." şeklinde hüküm kurulmuştur. İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili ve tasfiye memuru tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur....

    Esas sayılı dosyasında derdest davanın görülüp sonuçlandırılması ve ilamının infazı işlemleriyle ilgili ek tasfiye işlemleriyle sınırlı olmak kaydıyla Ticaret Sicili'ne tescili ile ihyasına, 2-Ek tasfiye işlemlerini yerine getirmesi için ihyasına karar verilen şirketin terkinden önceki tasfiye memuru olan davalı ...'nun ek tasfiye memuru olarak atanmasına, Tasfiye memurunun terkinden önceki tasfiye memuru olması nedeniyle tasfiye memuruna takdiren ücret verilmesine yer olmadığına, 3-Kararın Ticaret Siciline tescil ve ilanına, 4-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken karar ve ilam harcının peşin alınması nedeniyle başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 5-Davacı taraf yararına takdir edilen 5.100,00-TL maktu vekalet ücretinin davalı tasfiye memuru ...'...

      işlemleri için de şirkete tasfiye memuru atanması gerektiği, 6102 sayılı Kanun'un 547 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca ihya ve ek tasfiye işlemlerinin yapılması için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan edilmesi gerektiği, davaya konu şirketin tasfiye sonucunda değil, 6102 sayılı Kanun'un geçici 7 nci maddesine göre terkin edildiği, buna göre 559 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname ile eklenen geçici 10 uncu maddesi gözetildiğinde, şirketin asgari sermaye şartını süresinde arttırmaması nedeniyle münfesihlik durumu ortadan kalkmadığı, tasfiye hali devam eden davaya konu şirket yönünden derdest dava dosyanın kesinleştirilmesi ve infaz işlemleri ile ilgili sınırlı olarak şirketin yeniden ticaret siciline kayıt tescili ile şirketin ticaret sicil kaydının ihyasına karar verilmesinde ve tasfiye memuru olarak son tasfiye memurunun atanmasında bir isabetsizlik...

        takkdirinde isabetsizlik olmadığı,ihya ve yeniden tasfiye memuru atanmasına ve tasfiye usulune uygun sonlandırılmadığından davalı tasfiye memurunun HMK 326/1 gereği yargı gideri aleyhine hüküm verilen davalıdan alınacağından istinaf sebebleri yerinde bulunmamakla davalı tasfiye memuru vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir." belirtmiştir. --------- yapıldığı tarih itibariyle usulüne uygun yapılmış olsa bile tasfiye sonrası açılan davanın yürütülmesi amacıyla şirketin ihyası yasal zorunluluktur....

          Maddesi uyarınca tasfiye sonucu ticaret sicilinden terkin edilen şirketin derdest dava nedeniyle tüzel kişiliğinin ihyası istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davalı tasfiye memuru tarafından, istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. TTK'nın 547. maddesi gereğince "(1) Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler. (2) Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir"....

            Davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü'nün yasal hasım olup yargılama giderlerinden sorumlu olmadığı, tasfiye işlemini usulsüz olarak yapan ve terkinin yapılmasına neden olan tasfiye memurunun yargılama giderlerinden sorumlu tutulması gerekmesine rağmen davacının, tasfiye memuru olması nedeniyle davada taraf teşkilinin sağlanması yanında tasfiye işlemlerinin usulsüz olarak gerçekleştirmiş olması nedeniyle davanın açılmasına sebebiyet verenin davacı tasfiye memuru olup yargılama giderlerinden sorumlu bulunduğu göz önünde tutularak, davacı yargılama giderleri ile sorumlu tutulmuştur....

              un ihyası istenen şirketin son tasfiye memuru olduğu, birleşen davada davalı olarak yer aldığı ve birleşen dosya dava dilekçesi ile birleştirme kararının davalı/tasfiye memuru ...'a 25/06/2022 tarihinde tebliğ edildiği, dolayısıyla söz konusu davadan haberdar olduğu ve davaya karşı herhangi bir cevap dilekçesi vermediği, bunun üzerine mahkememizce... ne tasfiye memuru olarak ...'...

                Ancak 559 sayılı TTK'nun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair KHK ile eklenen geçici 10. maddesi gözetildiğinde, asgari sermaye şartını süresinde arttırmadığından münfesihlik durumu ortadan kalkmadığından tasfiye ile sınırlı olmak üzere ihyasına karar verilebilir. ------6102 sayılı TTK'nun geçici ” 7/(1S). maddesi uyarınca sicilden sermaye artırımı yapmayarak münfesih duruma düşmesinden ötürü kaydı silinen şirketin------ esas sayılı dosyasında dava ve devamı işlemler yönünden ihyasına ve tasfiye işlemleri için de şirkete tasfiye memuru atanması gerekmektedir. 6102 sayılı TTK'nun 547/(2). maddesi gereğince ek tasfiye, ihya ve tasfiye işlemlerinin yapılması için de bir yada birkaç kişinin tasfiye memuru olarak atanması ve ek tasfiye ile atanmaya ilişkin keyfiyetin sicilde tescil edilmelidir ------- karar sayılı 19.10.2020 tarihli ilamı aynı yöndedir.).Bu kapsamda şirketin ihyasında davacının hukuki menfaatinin bulunduğu tespit edilmiş olup, 6102 sayılı TTK 547. maddesinde "-----...

                  , tasfiye memuru atamasını istediklerini, bu yazıya rağmen yeni tasfiye memuru görevlendirilmediğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir....

                    Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacılar tarafından davalı kooperatif aleyhine açılan davada, tasfiye işlemlerinin sonuçlandırılması için tasfiye memuru atanması ve mevcut tasfiye memurlarının azlini talep ettiği, dava açıldıktan sonra davalı kooperatifin 13/11/2021 tarihinde yapmış olduğu genel kurul toplantısında kooperatifi temsil etmek üzere yönetim ve denetim kurulu üyelerini seçtiği, bu bağlamda davalı kooperatifin temsili yönünden organ boşluğunun bulunmadığı, yeni seçilen yönetim kurulu üyelerinin tasfiye işlemlerini yürütebileceği, yeni yönetimin seçimine ilişkin karar iptal edilmediği sürece ilgililerin yönetim yetkisinin devam edeceği dikkate alınarak, konusu kalmayan dava yönünden karar verilmesine yer olmadığı şeklinde aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu