Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Müdürlüğünün talebi şirketin ek tasfiyesine ilişkin olup, şirketin ihyası davalarında taraf olması nedeniyle tasfiye memuru atanması talebinde bulunmasında hukuk yarar bulunmaktadır. 3.Kanun koyucu, 6102 sayılı Kanun'un geçici 7 nci maddesinin on beşinci fıkrasında "ihya" terimini kullanmakla birlikte, hüküm aynı Kanun'un 547 nci maddesine paralel "ek tasfiye" niteliğindedir. 6102 sayılı Kanun'un geçici 7 nci maddesi, ihyaya (ek tasfiyeye) karar verilmesi durumunda tasfiye memuru atanması yönünde bir hüküm içermemekle birlikte aynı Kanun'un 547 nci maddesinde olduğu gibi mahkemece sınırlı olarak ihyaya karar verilmeli ve aynı zamanda tasfiye memuru da atanmalıdır....

    A.Ş'nin ihyasına, ek tasfiye işlemlerinin yapılması için tasfiye memuru olarak Nermin Arıcı'nın tayinine karar verilmiştir. Kararı davacı vekili ve davalı eski tasfiye memuru vekili temyiz etmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm, davalı eski tasfiye memurunun aşağıdaki bent dışındaki sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Davalı eski tasfiye memuru temyizi yönünden, mahkemece şirketin ek tasfiye amacıyla geçici olarak ihyasına ve yargılama giderlerinin davalı ... memuruna yüklenmesine karar verilmesi doğru ise de ek tasfiye giderleri ile yeni atanan tasfiye memuru ücretinden de davalı eski tasfiye memurunun sorumlu tutulması doğru olmamış, hükmün davalı eski tasfiye memuru lehine bozulması gerekmiştir....

      in tasfiye memuru olarak atandığı, gerekçeli kararın 30/10/2019 tarihinde kesinleştiği, tasfiye memuru ...'in 22/01/2021 tarihli dilekçesi ile "tasfiye işlemleri ve tasfiye memuru ücretlerinin belirlenmesini" istemesi üzerine mahkemece 05/03/2021 tarihli ek kararın verildiği, bu karar ile tasfiye memuru ücretinin ve tasfiye işlemlerinin tamamlanması için gerekli masrafın belirlendiği ve yine tasfiye memuru ...'in 12/04/2021 tarihli dilekçesi ile "mesleki yoğunluğu nedeni ile tasfiye memurluğu görevinden istifa ettiğini" mahkemeye bildirildiği, bunun üzerine davacı vekilinin 20/04/2021 tarihli dilekçesi ile "yeni bir tasfiye memuru atanmasını" istediği, mahkemece verilen 12/07/2021 tarihli karar ile ....'ın tasfiye memuru olarak atandığı, tasfiye memurunun 09/08/2021 tarihli dilekçesi ile "takdir edilen ücretin artırılmasını" istediği ve davacı vekilinin 25/10/2021 tarihli dilekçesi ile "tasfiye memurunun dilekçesi hakkında ek karar verilmesini" istediği görülmüştür....

        Davalı tasfiye memuru, ihyası istenen şirketle ilgili tasfiye memuru olarak görev yaptığını ayrıca, davacı tarafından açılan ve halen ... 11 İş Mahkemesi’nin 2014/1899 E. kayıtlı olan dosyanın yeni kurulan ... 44. İş Mahkemesi’nin 2016/209 E. derdest olduğunu savunmuştur. Mahkemece iddia, savunma, toplanılan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davacının tasfiye kapanışı yapılan ve sicilden terkin edilen şirket aleyhine yasal zorunluluktan ek tasfiye için ihya davası açtığı, davanın yasal koşullarının oluştuğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile şirketin ... 44. İş Mahkemesi’nin 2016/209 E. ... 11. İş Mahkemesi’nin 2014/1899 E.) sayılı dosyasında açılan dava ile sınırlı olmak üzere bu dava kesinleşinceye kadar ihyasına, son tasfiye memuru ...'ın tasfiye memuru olarak atanmasına, kararın tescil ve ilanına karar verilmiştir. Kararı, davalı tasfiye memuru temyiz etmiştir....

          İlk derece mahkemesince duruma göre her zaman tasfiye memurunun görevinin sona erdirilebileceği veya değiştirebileceği ve tasfiye memurunun kişiliğine karşı kararların HMK'nun 341.maddesinde sayılan istinafa tabi kararlardan olmadığı anlaşılmakla tasfiye memuru T1'nin istinaf başvurusunun usulden reddine karar vermek gerekmiştir. Tüm bu nedenlerle tasfiye memuru T1'nin istinaf başvurusunun usulden reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle; 1- Tasfiye memuru T1'nin istinaf başvuru dilekçesinin HMK'nın 341....

          TTK'nun 547(2) maddesi uyarınca ek tasfiye işlemleri için tasfiye memuru atanması zorunludur. Bu düzenlemede ek tasfiye işlemlerinin yapılması için mahkemece son tasfiye memurlarının veya yeni bir veya birkaç tasfiye memurunun atanabileceği belirtilmiştir. Her ne kadar davacı tarafça davalı tasfiye memurunun aynı zamanda icra dosyasında borçlu olup derdest icra takibi varken tasfiye işlemini usulsüz olarak sonlandırdığı, bu nedenle ek tasfiye memuru olarak atanmasının mümkün olmadığı iddia edilmiş ise de; bu konuda bir yasal düzenleme bulunmadığı gibi maddi gerçeklik, dürüstlük ve iyi niyet kuralları açısından bir engel bulunmamaktadır....

            İstinaf Sebepleri Davalı tasfiye memuru istinaf dilekçesinde özetle; şirketin ihyası ve ek tasfiye işlemlerine konu olarak gösterilen İstanbul Anadolu 10. İş Mahkemesinin 2020/356 E. sayılı dosyasının 15.10.2020 tarihinde açıldığını, söz konusu davanın tasfiye işlemlerine başlandıktan sonra açıldığını, tasfiyeye giren şirketle ilgili tebligatların tasfiye memuruna yapılması gerektiğini, söz konusu İş Mahkemesinin tebligatının tarafına yapılmadığını, bu sebeple tasfiye işlemlerine söz konusu iş dosyasına tarafının dahil edilemediğini, söz konusu dava açıldıktan 1 gün sonra tasfiye memuru olarak atanması sebebiyle İş Mahkemesince hata yapılarak tebligatın usulsüz olarak tasfiye halindeki şirkete yapıldığını, (Danıştay 7....

              Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, tasfiye kurulu üyeleri olan davalılar A.Murat ile Berç hakkında, bu görevlerinden dolayı Muğla Birinci Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2009/422 esas sayılı dosyasında görevi ihmal, zimmet, görevi kötüye kullanma, Kooperatifler Yasası'na aykırı davranma suçlarından kamu davası açıldığı, haklı sebebin, hukuki ilişkinin sürdürülmesini, objektif iyiniyet kuralları gereğince çekilmez hale getiren hukuki bir olgu olması karşısında, henüz sonuçlanmamış olsa bile bu tasfiye kurulu üyelerine isnat olunan suçların mahiyetine göre davacıdan bu duruma katlanmasının beklenemeyeceği, azli istenen davalılardan Muharrem, Utkusal ve Yasemin'in tasfiye memuru sıfatlarının bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davalı kooperatif tasfiye yönetim kurulu üyeleri A.Murat ve Berç'in tasfiye memurluğundan azillerine, Mali Müşavirler ve Muhasebeciler Odası tarafından isimleri bildirilenlerden Alper ve Ünal'ın tasfiye memuru olarak tasfiye kuruluna atanmalarına...

                nin müvekkilinin pay sahibi olduğu tasfiye halindeki diğer davalı şirkete 24.8.2007 tarihli olağan genel kurul toplantısında tasfiye memuru olarak atandığını, davalı tasfiye memurunun şirketin tasfiye işlemlerinin yürütülmesi sırasında TTK'nın 225. maddesine aykırı davrandığını, davalı şirketin dava dışı ....'ye verdiği kredi karşılığında davalı şirket lehine tesis edilen ipoteklerin borç ödenmeden fek edildiğini, bu nedenle şirket alacağının teminatsız bırakılıp tahsilinin zorlaştığını, davalı tasfiye memurunun bu nedenle şirketi zarara uğrattığını ileri sürerek tasfiye memurunun azline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, davalı tasfiye memuru tarafından davalı şirket lehine dava dışı borçlu şirket tarafından tesis edilen ipoteklerin borcun ödenmiş olması nedeniyle kaldırıldığını savunarak davanın reddini istemiştir....

                  Tasfiye memurları bakımından haklı sebep TTK 442/11 ile azil nedeni olarak karşımıza çıkmaktadır. Gerçekten de yukarıdaki tanım dikkate alındığında tasfiye memurlarının azli bakımından haklı sebep, bir tasfiye memurunun güvenilirliğinde ve ehliyetindeki itimatı sarsan bütün olaylardır. Mevcut bir neden dolayısıyla tasfiye memurunun tasfiyeyi doğru bir şekilde idare edemeyeceği sonucuna varılıyorsa, haklı sebebin mevcudiyeti kabul edilmelidir. Ayrıca tasfiye işlemlerinde tarafsızlık ile bağdaşmayacak, özellikle çoğunluğun veya bazı pay sahibi gruplarının çıkarlarını koruyan davranışlar da, haklı neden olarak kabul edilebilir Yani diğer bir anlatımla, ileri sürülen nedenler dikkate alındığında, artık tasfiye memurundan görevini doğru bir şekilde icra etmesi beklenemiyorsa, azil için haklı bir neden mevcut demektir. Haklı nedenin mutlaka azledilecek tasfiye memurunun şahsında ortaya çıkması gerekir. Ancak haklı nedenlerin ortaya çıkmasında tasfiye memurunun kusuru şart değildir....

                    UYAP Entegrasyonu