Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Tasfiye memurları bakımından haklı sebep TTK 442/11 ile azil nedeni olarak karşımıza çıkmaktadır. Gerçekten de yukarıdaki tanım dikkate alındığında tasfiye memurlarının azli bakımından haklı sebep, bir tasfiye memurunun güvenilirliğinde ve ehliyetindeki itimatı sarsan bütün olaylardır. Mevcut bir neden dolayısıyla tasfiye memurunun tasfiyeyi doğru bir şekilde idare edemeyeceği sonucuna varılıyorsa, haklı sebebin mevcudiyeti kabul edilmelidir. Ayrıca tasfiye işlemlerinde tarafsızlık ile bağdaşmayacak, özellikle çoğunluğun veya bazı pay sahibi gruplarının çıkarlarını koruyan davranışlar da, haklı neden olarak kabul edilebilir Yani diğer bir anlatımla, ileri sürülen nedenler dikkate alındığında, artık tasfiye memurundan görevini doğru bir şekilde icra etmesi beklenemiyorsa, azil için haklı bir neden mevcut demektir. Haklı nedenin mutlaka azledilecek tasfiye memurunun şahsında ortaya çıkması gerekir. Ancak haklı nedenlerin ortaya çıkmasında tasfiye memurunun kusuru şart değildir....

    yetki ve görevi, ihya kararını veren mahkemeye ait olup, somut uyuşmazlıkta tasfiye memuru atanması istenen şirketin, ek tasfiye işlemlerinin tamamlanması hususunda ihyasına İzmir ......

      un tasfiye memuru olarak atanmasına ve davada davalı tasfiye memuru ...'un yargılama giderinden ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmasına yönelik İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğu, davalı tasfiye memurunun bu göreve zorla atandığını, görevlendirmeye rızası bulunmadığına yönelik istinaf başvurusu yönünden; tasfiye memurunun atanması ve diğer işlemlerde İlk Derece Mahkemesi yetkili bulunduğundan buna yönelik davalı tasfiye memuru vekilinin istinaf başvurusunun usulden reddedilmesi gerektiği gerekçesiyle davalı ... vekilinin şirketin ihyasına ilişkin karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı ...'un tasfiye memuru olarak atanmasına ilişkin kararın istinafa tabi olmadığından usulden reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B....

        Kısa karar ile gerekçeli karar arasında tasfiye memuru atanması yönünden çelişki bulunmaktadır. Bu durum ise infazda tereddüt yaratmakta olup kamu düzenine ilişkin HMK'nun 297.maddesine aykırılık teşkil ettiğinden re'sen gözetilmiştir....

          kurumun şirkete ihtar gönderdiğini, tasfiye memuru atamasını istediklerini, bu yazıya rağmen yeni tasfiye memuru görevlendirilmediğini ileri sürerek yerel mahkemenin vermiş olduğu kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

          İcra Müdürlüğü'nün ... ve ... sayılı icra dosyalarına yönelik olarak açılması nedeniyle ihyanın ve ek tasfiye işlemlerinin yalnız icra dosyaları ile sınırlı tutulmasına, davaya konu ek tasfiye işlemlerini yerine getirmek üzere davalı tasfiye memuru ...'ün ek tasfiye memuru olarak atanmasına, tasfiye memurunun tasfiyeyi usul ve yasaya aykırı olarak tamamlamış olması ve tasfiye edilen şirketin yetkilisi olması nedeniyle tasfiye memuruna ek tasfiye için ücret verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir....

            Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/570 esas sayılı kararında şirketin ihyasına karar verilmiş ise de tasfiye memuru atanmasına karar verilmediği anlaşıldığından gerekçeli kararın tebliğinin usulüne uygun olmadığı gözetilerek ilgili Mahkemeden tasfiye memurunun araştırılması, ayrıca ataması yapılmadı ise atanması için ek karar aldırılarak ve ilgili kararların ilgili ticaret siciline işletilmesi için davacı vekiline uygun süre verilerek atanacak tasfiye memuruna adı geçen davalı şirket adına gerekçeli kararın yöntemince tebliğ edilerek temyiz süresi geçtikten sonra ve gerektiğinde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 432. (HMK 366.) maddesindeki prosedür işletildikten sonra gönderilmesi için dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 04/07/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Neticeden; Mahkeme kararının, mezkur şirkete çıktığı anlaşılmakla; tebligat parçasının dosya içinde bulunmadığı belirgindir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 547. maddesine göre “(1) Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler. (2) Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir.” Bu nedenle yeniden ihya ve tescil edilen şirkete tasfiye memuru atanması kanunun emredici hükmü gereğidir. Dolayısıyla tasfiye memuru yerine şirkete yapılan tebligat usulsüzdür....

                TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Babaeski Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/146 Esasında kayıtlı bunan rücuan tazminat davasının halen derdest olduğunu, ilgili davada ilk derece mahkemesinin yargılaması sonucunda dosyanın Yargıtay'a gittiğini ve tasfiye memuru atanması gerektiğinden Yargıtay'ca mahal mahkemesine geri çevrilmesine karar verildiğini, dolayısıyla mezkur şirkete tasfiye memuru atanması gerektiğini, ayrıca Babaeski AHM'nde şirketin ihyası davası açıldığını , mahkemenin şirkete tasfiye memuru atanmasına yer olmadığına karar verdiğini ve kararın kesinleştiğini beyanla davalı şirkete tasfiye memuru atanmasına ve ilgili tüm tebligatların atanacak tasfiye memuruna yapılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                  TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Babaeski Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/146 Esasında kayıtlı bunan rücuan tazminat davasının halen derdest olduğunu, ilgili davada ilk derece mahkemesinin yargılaması sonucunda dosyanın Yargıtay'a gittiğini ve tasfiye memuru atanması gerektiğinden Yargıtay'ca mahal mahkemesine geri çevrilmesine karar verildiğini, dolayısıyla mezkur şirkete tasfiye memuru atanması gerektiğini, ayrıca Babaeski AHM'nde şirketin ihyası davası açıldığını , mahkemenin şirkete tasfiye memuru atanmasına yer olmadığına karar verdiğini ve kararın kesinleştiğini beyanla davalı şirkete tasfiye memuru atanmasına ve ilgili tüm tebligatların atanacak tasfiye memuruna yapılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu