Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İlk derece mahkemesi kararında karşı davalı ... ve davalı tasfiye memurunun istinaf kanun yoluna başvurması üzerine Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi, davacı tarafından açılan rücu davasında taraf teşkilinin sağlanması için ihyanın gerektiği, ancak ihyasına karar verilen şirket yönünden bir tasfiye memuru atanması gerektiği gerekçesi ile davalı tasfiye memurunun istinaf talebinin kabulü ile kararın kaldırılmasına, şirketin ihyası ile ek tasfiye işlemleri için ...’nun tasfiye memuru olarak atanmasına karar verilmiştir. Karar, Tasfiye Memuru ... tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, Tasfiye Memuru, ...'nun tüm temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi kararına ilişkin Tasfiye Memuru, ...'...

    Dava, tasfiye halinde bulunan şirkete kayyum atanması talebine ilişkindir. Mahkemece, şirketin fesih ve tasfiyesine ilişkin geçerli bir ortaklar kurulu kararı bulunduğu, bu karar gereğince tasfiye memuru olarak dava dışı ... ın atandığı ve görevinin devam ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de, davacı tarafın iddiasının ileri sürülüş biçimine göre, tasfiye halinde bulunan şirkette TMK m. 427/4 gereğince yönetim boşluğu mu olduğu, yoksa tasfiye memuru eksikliği mi olduğu hususu davacı tarafa açıklattırılarak oluşacak sonuca göre bir değerlendirme yapılarak karar vermek gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığı gibi; dava dışı ...'ın ... Asliye Ticaret Mahkemesinin 2007/264 E ve 2007/305 K sayılı ilamıyla görevden alındığına ilişkin davacı tarafın iddiası da değerlendirilmeden karar verilmesi doğru görülmeyip kararın bozulması gerekmiştir....

      Buna göre: Davalı ...’ın tüm mirasçılarının mirası reddettiklerinin anlaşılmasına göre 4721 sayılı TMK’nun 612. maddesi gereğince mirasın tasfiyesi yoluna gidilip gidilmediği araştırılarak, tasfiye yoluna gidilmiş ve bir tasfiye memuru atanmış ise gerekçeli kararın ilgili memura tebliğ edildikten, Tasfiye oluna gidilmemiş ve tasfiye memuru atanmamış ise, davalı ...’ın tüm mirasçıları mirası reddettiğinden terekesinin tasfiyesi ve tasfiye memuru atanması için Sulh Hukuk Mahkemesine ihbarda bulunularak, atanacak tasfiye memuruna gerekçeli karar yöntemince tebliğ edilerek temyiz süresi geçtikten ve gerektiğinde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 432. maddesindeki prosedür işletildikten sonra gönderilmek üzere dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 15.03.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        nin tasfiye memuru ...’ın vefat etmiş olduğu, gıyabi hükmün davalı şirkete T.K. 35. maddesine göre tebliğ edildiği anlaşılmakla, gecikmeye ve yeni bir geri çevirmeye mahal verilmeksizin, Mahkemece, davalı şirkete yeni bir tasfiye memuru atanması sağlanarak, gıyabi hükmün yöntemince davalı şirketin tasfiye memuruna tebliğ edilerek, temyiz süresi geçtikten ve gerektiğinde 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3. maddesindeki düzenleme gereği, Hukuk Usulü Muhakemleri Kanununun 432. maddesindeki prosedür işletildikten sonra gönderilmek üzere dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, temyiz itirazlarının bu noksanlıklar giderilip dosya geldikten sonra incelenmesine, 19.02.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          nin tasfiye edilmesine" ilişkin alınan kararın davalı şirketin genel kurulda oylanmasına yer olmadığı gibi, hukuka aykırı olduğunu, 7 no.lu " Yeni Tasfiye Memuru olarak ...'nın seçilmesi ve azınlık pay sahibi temsilcisi olarak ...'ın ikinci tasfiye memuru olarak seçilmesi önerilerinin reddedilmesine" ilişkin kararın eski tasfiye memurunun kanunda öngörülen işlemleri gereği gibi yapmamasına, tasfiye sürecinde tüm pay sahiplerinin menfaatlerini korumamasına, tasfiye işlemlerinde tarafsız olarak davranmamasına, tasfiye süreci ile ilgili kendisinden istenen bilgi ve belgeleri vermemesine göre iptali gerektiğini, 8 no.lu '' Beyoğlu ......

            Kısa karar ile gerekçeli karar arasında tasfiye memuru atanması yönünden çelişki bulunmaktadır. Bu durum ise infazda tereddüt yaratmakta olup kamu düzenine ilişkin HMK'nun 297.maddesine aykırılık teşkil ettiğinden re'sen gözetilmiştir....

              Maddesi gereği tasfiye memurunun haklı nedenle azli ile tasfiye memuru atanması istemiyle açılan davada, tasfiye memuru olan ...'nun azlinin istenmesi nedeniyle tasfiye memuru ve şirketin hukuku doğrudan etkileneceğinden husumet itirazının kabul edilmediği, davacı taraf, davalı tasfiye memurunun tedbiren işten el çektirilmesini ve yerine yargılama süresince kayyım atanmasını talep etmiş ise de, davalı limited şirketin tasfiyeye girmesi, mevcut tasfiye memurunun olması, davalı şirketin gerekli organlardan yoksun kalmaması ve davacı tarafça ileri sürülen iddiaların kayyım atanmasını gerektirecek nitelikte olmadığı anlaşılmakla, 6100 Sayılı HMK'nın 389/1. ve Türk Medeni Kanunu'nun 427. maddesi koşulları oluşmadığından tedbir talebinin kabul edilmediği, somut olayda; ticaret sicil kayıtları, mahkemenin 2021/880 esas-2022/151 karar sayılı kesinleşmiş kararı ve tüm dosya kapsamına göre, davalı tasfiye memuru ... tarafından tasfiye halindeki davalı ......

                H.D 08/03/2018 2016/7714 E-2018/1804 K) Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına binaen; davalı kooperatifin 05/12/2004 tarihinde tasfiyesine karar verildiği, 27/12/2004 tarihinde tescil edildiği, tasfiye memuru olarak ... ve ...'in atandığı anlaşılmıştır. Her ne kadar Tasfiye Memuru olarak görev yapan ... ve ... tasfiye memurluğu görevlerinden istifa ettiklerini beyan etmiş ise de; celp edilen 06/12/2019 ve 25/05/2021 tarihli ticaret sicil kaydına göre, tasfiye memurlarının istifa ettiklerini bildirir bir kaydın olmadığı bildirilmiş olmakla görevinin devam ettiği, davalı kooperatifin bu surette organsız kalmasının söz konusu olmadığı ve kayyım atanması şartının gerçekleşmediği anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

                  ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/1068 Esas KARAR NO : 2022/1116 DAVA : Tasfiye Memuru Atanması - Şirketin Kapanışının Yapılması DAVA TARİHİ : 28/11/2022 KARAR TARİHİ : 29/11/2022 KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 29/11/2022 Davacı tarafından mahkememize sunulan davada dilekçesinin tetkiki sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı mahkememize sunulan 28/11/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; dava konusu .... ŞTİ'nin ortağı ve temsilcisi olan .... 'ın vefat ettiğini, kendisinin mirasçı konumunda bulunduğunu, mirasçı olarak kendisinin şirketle ilgilenemeyeceğini, bu nedenlerle şirkete tasfiye memuru atanması ve şirketin kapanışının yapılmasını talep ve dava etmiştir. Dava konusu şirkete ait sicil kaydının celp ve tetkikinde; şirketin tüzel kişiliğinin halen devam ettiği, dosyaya sunulan ortaklar kurulu kararına göre şirket ortağı olan .... 'ın şirket müdürü olarak seçildiği anlaşılmıştır....

                    Bu durumda mahkemece; öncelikle davalı şirkete tasfiye memuru atanıp atanmadığı araştırılarak, atanmadığı takdirde davacı vekiline bu yönde yetki verilerek, tasfiye memuru atanmasının beklenmesi, tasfiye memuru atandıktan sonra gerekçeli kararın tasfiye memuruna tebliğ edilerek ve davalı yönünden yasal temyiz süresi beklenerek bundan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 23/09/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.....

                      UYAP Entegrasyonu