K A R A R Uyuşmazlık 3.kişinin İİK’nun 96. ve devamı maddelerine dayalı istihkak davası ile alacaklının karşı dava olarak açtığı İİK’nun 97/17.maddesine dayalı tasarrufun iptali davasına ilişkindir....
Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, borçlu ....., ile 3. kişi ......,’ın arkadaş olmalarına ve davaya konu taşınmazın tapuda gösterilen değeri ile mahkemece belirlenen gerçek değeri arasında fahiş fark bulunmasına bu nedenlerle davalılar arasındaki tasarrufun iptaline karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalıların sair temyiz itirazlarının reddine ancak İİK'nun 277 ve devamı maddelerine göre açılan tasarrufun iptali davalarında tasarrufun davacı alacaklının icra takip dosyasındaki alacak ve ferileri ile sınırlı olarak iptaline karar verilmesi gerektiği halde mahkemece bu hususun gözardı edilerek sadece tasarrufun iptaline karar verilmiş olması doğru değil bozma nedeni isede bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hüküm fıkrasındaki ‘tasarrufun iptaline’ tümcesinden sonra gelmek...
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasında esas yönünden istinaf isteminin reddine ilişkin kararın, süresi içinde davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- 6100 Sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun 362/1.a maddesinde öngörülen kesinlik sınırı, 6763 Sayılı Kanunun 44. maddesiyle HMK'ya eklenen EK-Madde 1'de öngörülen yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında 2018 yılı için 47.530,00 TL'dir. Davacı 57.472,07 TL alacağının davalıdan tahsilini sağlamak üzere dava konusu tasarrufun iptalini talep etmiştir. Dava konusu taşınmazın değeri ise 4.010,99 TL’dir. Tasarrufun iptali davalarında dava değeri takip konusu alacak miktarı ile tasarrufun iptali istenilen şeyin değerinden hangisi az ise o değer oluşturduğundan, karar tarihi itibari ile hüküm kesin niteliktedir....
Mahkemece, borcun doğumundan sonra, borçlunun davalı oğluna yapılan araç satışının mal kaçırma amacına yönelik olduğundan bahisle tasarrufun iptali davasının kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir. Dava 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde ve değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanunun uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 835,78 onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına 04.12.2014 günü oybirliğiyle karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davalı borçlu ...’ın alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla adına kayıtlı taşınmazı 2.12.2011 tarihinde eniştesi davalı ...’a sattığını belirterek davalılar arasındaki tasarrufun iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı borçlu savunma yapmamıştır. Davalı ... ile vekili tasarrufun borçtan önce yapıldığını, taşınmazı fiilen kullandıklarını belirterek davanın reddini savunmuştur....
Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararda yazılı gerektirici nedenlere, tasarrufun iptali davalarının genel yetki kurallarına göre davalının ikametgahı mahkemesinde görülmesi gerektiğine, icra takibine karşı yetki itirazında bulunulmamış olmasının tasarrufun iptali davasında yetki itirazında bulunmaya engel teşkil etmemesine ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanunauygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 15.60 TL onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına 4.6.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili, istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme tarafından tasarrufun iptali davalarının dinlenebilmesi için borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması gerektiği, dava konusu icra takip dosyasının kesinleşmemiş olduğu gerekçesiyle davanın ön şart yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, işbu davanın terditli olarak açıldığını, mahkemeden dava konusu taşınmaz ile ilgili olarak tasarrufun İİK 277. madde doğrultusunda iptali, şartlar olmadığı takdirde ise Türk Borçlar Kanunu'nun 19. maddesi gereği tasarrufun muvazaa nedeniyle iptalini talep ettiklerini, mahkeme tarafından tasarrufun iptali davası dava şartı eksikliğinden reddedilecek olsa dahi muvazaa yönünden incelenmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğunu beyanla istinaf taleplerinin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
a yapılan satışla ilgili olarak ise, ivazlar arasında fahiş fark bulunduğu anlaşılmakla birlikte, İİK 278/I ve II. fıkra hükümleri dikkate alındığında, tasarrufun 15.02.2006 tarihli olduğu, borçlu kooperatif adresinde 24.04.2012 tarihinde haciz yapıldığı, tasarruf tarihi ile haciz tarihi arasında 2 yıllık sürenin fazlası ile geçtiğinin anlaşılmasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Dava, İİK.'nun 277. vd. maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Tasarrufun iptali davalarında davanın kabulüne karar verilmesi halinde alacaklının icra dosyasındaki alacak ve ferilerine şamil olmak üzere tasarrufun iptali ile davacıya haciz ve satış yetkisi verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir. Ne var ki bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden 6100 sayılı HMK.'...
Mahkemece, dava konusu tasarrufun 18.03.2005 tarihinde yapıldığı tasarrufun iptali davasının ise 17.12.2014 tarihinde açıldığı, 5 yıllık hakdüşürücü süre geçtiği gibi tasarruf borcun doğmundan önce yapıldığından bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Mahkemece, dava konusu tasarrufun, davalı borçlu tarafından yapılmadığı ve tasarrufu yapan ...’ın da takip konusu borçla bir ilgisi bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK’nın 277 vd. maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davaları İcra ve İflas Kanununu 282. maddesi gereğince borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kim- ../... - 2 - 2009/6552 2009/7532 seler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır. Ayrıca, kötüniyetli üçüncü şahıslar hakkında da iptal davası açılabilir....