İstinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili dilekçesinde özetle; tasarrufun İİK md.279'da belirtilen 1 yıllık süre içerisinde gerçekleşmiş olduğunu, hacizlerin usulüne uygun olduğunu, tasarrufların iptale tabi olduğunu, davalılar arasında ticari bir ilişkinin davalıların beyanları ile sabit olduğunu, İİK 280. madde şartlarının da dosya kapsamında sabit olduğunu belirterek mahkemece verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 355. maddesi gereğince, istinaf sebepleri ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda; Dava; İİK 277 ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince tasarrufun iptali olmadığı halde TBK'nun 19. Maddesine göre tasarrufun muvazaa nedeniyle iptali talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verildiği, davacı vekilinde hükmün istinaf kanun yoluna taşındığı görülmüştür. Yapılan yargılama hüküm kurmaya elverişli olmayıp, genel ifadelerle oluşturulan gerekçenin de yeterli olmadığı görülmüştür. Alacağını tahsil etmek icin dava açan veya haciz ya da iflas yoluyla takibe girişen alacaklının, borclunun mallarını haczettirmesi ya da borclunun hakkında iflas kararı verilmesi icin aradan uzun bir süre geçmektedir. Borçlunun tasarruf yetkisi, malları haczedilinceye kadar (İİK m. 86, m. 91) veya hakkında iflas kararı verilinceye (İİK m. 165/1, m. 184, m. 191/1) kadar kısıtlanmış değildir....
Bu bakımdan, UYAP sistem üzerinden temin edilerek dosya arasına alınan nüfus kayıtları ve girişilen tahkikat kapsamında dosya arasına alınan kolluk araştırma tutanakları içeriğine göre davalı üçüncü kişi T8 davalı borçlu T10'ın kayınpederi olduğu; başka bir anlatımla davalı borçlu T10'ın, davalı üçüncü kişi T8 kızı ile evli olduğu anlaşılmıştır. Bu yönüyle, davalı üçüncü kişi T8 davalı borçlu T10'ın mali durumunu bilmesi lazım gelen kişilerden olduğundan davacı yararına 2004 Sayılı İİK'nın 280/3. maddesi uyarınca tasarrufun iptali koşullarının oluştuğunu kabul etmek gerekmiştir. Zira, yukarıda da işaret edildiği üzere, 2004 sayılı İİK.'...
Hukuk Dairesinin 28.01.2017 gün ve 2014/18802 Esas -2017/2121 sayılı kararı ile onanmış, davalı ... vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş, yeniden yapılan inceleme sonunda: Dava, İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1-Davacı asil tarafından, davalılardan sadece ... hakkındaki davadan feragat edilmiş olup, davalılar arasında mecburi dava arkadaşlığı bulunması nedeni ile hüküm ifade etmemiştir.Ancak bu feragatinde ısrarlı olunması halinde, taraf teşkilinin sağlanmaması ile ilgili olan HMK 119/2. fıkrasının kıyasın uygulanması suretiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi durumunun tartışılması gerekmektedir. 2-Tasarrufun iptali davasının ön şartı borçlu davalı hakkında yapılmış ve kesinleşmiş bir icra takibinin bulunması, davacı tarafından borçlunun aciz halini gösterir aciz belgesi ibraz edilmesi ve borcun tasarruf tarihinden önce doğmuş olması gerekir. Somut olayda, bozma ilamından ... 2....
in henüz borç ödemeden aciz hali mevcut değilken davaya konu tasarrufu yaptığını, davalıların İİK'nın 280.maddesi kapsamında alacaklı davacı bankaya zarar verme kasıtlarının bulunmadığını kabul ederek açılan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı .... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK'nın 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK'nun 278, 279. ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır....
Hukuk dairemizin sayın çoğunluğu dahi, B.K nun 18. maddesine dayanılarak hukuki işlemlerin (tasarrufların) iptaline ilişkin kararlarda İİK nun 283. maddesine uygun hüküm kurulmasını aramaktadır. Bu uygulama dahi, B.K nun 18.maddesinin açılan hukuki işlemlerin (tasarrufların) iptali davalarının tek başına yeterli ve yasal dayanağı olmadığını göstermektedir. Ayrıca, hukuki işlemlerin (tasarrufların)iptali ile ilgili taleplerde İİK nun 277-282. maddelerinde düzenlenen ön koşullar açılan davalarda aranmazken İİK nun 283. maddesine uygun hüküm kurulmasını aramak kanaatimizce çelişkidir. Yine, dairemizin sayın çoğunluğunun kabul ettiği görüş ve uygulama doğru kabul edildiği takdirde İİK nun 277 ve devamı maddelerinin uygulanma alanı kalmaz....
Bu itibarla; davanın aciz vesikası olmaması nedeniyle dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi doğru bulunmuş olup esas hakkında başkaca bir inceleme yapılması da gerekmemekle, davacı vekilinin istinaf talebinin HMK.nun 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. Tasarrufun iptali davalarında müddeabihi, borç miktarı yada davaya konu tasarrufun işlem tarihindeki değerinden hangisi az ise, o değer belirlediğinden, mevcut dava da, müddeabihin, borca ilişkin takip çıkışı olan 82.652,69- TL olarak kabulü gerekmiştir....
Kişilere devrettiklerini belirterek, İİK 280. Maddesi kapsamında dilekçede belirtilen dava konusu tasarrufların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı T6 vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili açısından ileri sürülen tasarrufun iptali talebine ilişkin davada, mahkemenin görevli olmadığını, tasarrufun iptali talebinin görev yönünden reddi ile dosyanını tefrik edilerek görevli asliye hukuk mahkemesine gönderilmesini, husumet yokluğundan müvekkili hakkında açılan haksız davanın esasa girilmeden reddini talep etmiştir. T10 A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; İİK. 280. madde vd. hükümleri gereğince tasarrufun iptali davası açılamayacağını, davacının müvekkili açısından tasarrufun iptalini talep ettiğini, davanın görev yönünden reddi ile dosyanın asliye hukuk mahkemesine gönderilmesini talep etmiştir....
ın da borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastını bildiği veya bilmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğunun dosya kapsamı ile sabit olduğundan bahisle davacının istinaf talebinin kabulü ile borçlu ile üçüncü kişi arasındaki tasarrufun iptali ile davacıya dava konusu taşınmazı haciz ve satış istemi yetkisi verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Bu davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır....
taşınmazın diğer davalı T4'e devrine ilişkin tasarrufun İİK 277....