Dava İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Aynı Yasanın 281/1. maddesi iptal davalarının basit yargılama usulü ile görülüp hükme bağlanacağını ve bu davalara ilişkin ihtilafların hal ve şartlar göz önünde tutularak serbestçe takdir ve halledileceğini, 2. fıkra ise, hakimin iptale tabi tasarrufun konusunu olan mallar hakkında alacaklının talebi üzerine ihtiyati haciz kararı verebileceğini, teminatın lüzum ve miktarının mahkemece takdir ve tayin olunacağını, ancak davanın elden çıkarılmış mallar yerine kaim olan kıymete taalluku halinde, teminat göstermeksizin ihtiyati haciz kararı verilemeyeceğini hüküm altına almıştır....
kapsamında taraflara İLK DERECE MAHKEMESİNCE TEBLİĞİNE, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oybirliği ile HMK'nun 362/1- a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi....
İİK 281/2 maddesi birinci cümle hakim iptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında alacaklının talebi üzerine ihtiyati haciz kararı verebilir. Teminatın lüzum ve miktarı mahkemece takdir olunur. Şu kadar ki davanın elden çıkarılmış mallar yerine kaim olan kıymete taalluku halinde teminat göstermeksizin ihtiyati haciz kararı verilemez. Somut olaya gelindiğinde, mahkemece her ne kadar davacının istemi İİK 257/1 maddesi gereği değerlendirilerek red kararı verilmiş ise de davacının üçüncü kişi olan İbrahim açısından istemi İİK 283/2 maddesine dayanmakla İİK 283/2 ve İİK 281/2 son cümlesi gereği davacı isteminin mevcut delil durumuna göre şartları oluşmakla ihtiyati hacize yapılan itirazın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile itiraz kabul edilerek ihtiyati hacizin İbrahim yönünden kaldırılmasına kararı verilmiş olması isabetsizdir....
O halde mahkemece dava konusu taşınmazın İİK 278, 279, 280.maddelere göre iptale tabi olup olmadığı değerlendirilerek iptale tabi olduğunun tesbit edilmesi halinde İİK 283/II.madde kapsamında değerlendirme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi isabetli görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 13.10.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dava İİK. 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufup iptali istemine ilişkindir. Dava İİK. 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olup, bu dava ile; borçlunun alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla yaptığı tasarrufların iptalinin sağlanması ve davaya konu mal üzerinden cebri icra yoluyla alacağın tahsili amaçlanmaktadır. Somut olayda; hakkında icra takibi keşinleşen 02.04.2008 tarihli haciz tutanağından aciz halinde olduğu anlaşılan borçlunun borcun doğumundan sonra ve düşük bedelle dava konusu taşınmazı davalı ...'a sattığı, satış işleminin İİK 27/III-2 madde kapsamında bağışlama hükmünde olup iptale tabi olduğu ve ayrıca davalı ...'ın 08.07.2008 tarihli dilekçesi ile davayı kabul ettiği, davalı 3. şahsın kabul beyanı doğrultusunda da davanın kabulü gerekirken, olaya uygun düşmeyen gerekçeyle davanın reddedilmesi doğru görülmemiştir....
da iptali gerektiğini, bu nedenle davacı müvekkil bakımından davalıların, alacaklı müvekkili zarara uğratmak kastıyla yaptıkları tasarrufun İİK. 277. ve devamı maddelerindeki şartlara uygun olarak iptaline olmadığı takdirde TBK. 19. maddesi gereğince muvazaa nedeniyle iptaline, TBK m.19 kapsamında inceleme yapıldığı takdirde dava konusu iddianın, taşınmazın aynına ilişkin olmaması yani alacağın tahsiline yönelik olması nedeniyle İİK. m. 283/ı ve kıyasen uygulanarak ‘tapu iptali ve tescile gerek olmaksızın' dava konusu taşınmazın cebren haczi ve satışına karar verilmesine, mahkemce İİK M. 280 vd. maddeleri uyarınca inceleme yapılacak ise davacı müvekkile, dava konusu taşınmaz üzerinde trabzon icra dairesinin 2019/30169 e. sayılı dosyalarıdaki alacak ve tüm fer’ ilerine yeter miktarda cebr-i icra yetkisinin verilmesine, taşınmazın dava sırasında veyahut davadan önce dava dışı dördüncü kişilere devir ve temlik edilmesi halinde davanın, üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Çorum 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/96 esas, 2021/222 karar sayılı dava dosyasında verilen tasarrufun iptali (İİK 277 ve devamı) talebinin reddine karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurması üzerine, dosyanın yapılan inceleme sonucunda; İddia ve savunmaya mahkemece toplanıp değerlendirilen deliller ile duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere göre; İstinaf incelemesine konu ve esas teşkil eden eldeki dava; tasarrufun iptali (İİK 277 ve devamı) istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılıp bitirilen yargılama sonucunda, "...-Davacının Davasının REDDİNE;" karar verilmiştir. Karara karşı, davacı vekili tarafından süresinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesi uyarınca inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re'sen gözetilir; Yine; HMK'nun 357....
Dava, İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir. (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nisbi nitelikte yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir....
Mahkemece toplanan delillere göre İİK 280. Madde gereği tasarrufun iptaline karar verilmekle mahkeme kabulüne göre tasarrufun iptaline karar verilmiş olması ve üçüncü kişinin nakden tazminle sorumlu tutulması isabetlidir. Ancak tasarrufun iptali davalarında İİK 283/2 madde gereği üçüncü şahıs nakden tazmine mahkum edilirken davacı alacağından fazla olmamak üzere mahkum edilmelidir. Mahkemece davalı üçüncü kişi uhdesine geçen 75.973,54TL'nin nakden tazminine karar verilmesi isabetli ise de davacı alacağı ile sınırlı olarak nakden tazmine karar verilmelidir....
Dava, İİK.nın 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. Aynı Yasanın 282. maddesi uyarınca iptal davalarının borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılması gerekir. Bunlardan başka kötü niyet sahibi üçüncü şahıslar aleyhine de iptal davası açılabilir. Ayrıca dava konusu malın borçlu ile işlemde bulunan kişi tarafından da elden çıkarılması halinde davacı isterse davasını dava konusu malı elinden çıkaran aleyhine tazminat istemli olarak da açabilir. Somut olayda davacı vekili dava dilekçesinde; borçlu davalı ... A.Ş'nin adına kayıtlı bulunan ... ... ... Plaka sayılı kamyonun 18/07/2003 tarihinde noter satışı ile diğer davalı ... A.Ş'ye muvazaalı bir şekilde devredildiğini, davalı ......