Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, davanın İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olup bu davalardaki amacın;borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı bazı tasarrufların geçersiz yada iyiniyet kurallarına aykırılık nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalması ve dolayısıyla o mal üzerinde cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaya yönelik olmasına,bu niteliği itibarıyla ticaret mahkemesinin görevi içinde sayılan ticari davalardan olmamasına göre, davalılar ... AŞ. ve ... vekilinin 2013/10927 2013/12714 yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 24,30 TL peşin harcın onama harcına mahsubuna 24.9.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Davacı vekilince mahkemece verilen karara karşı sunulan istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemenin red gerekçesinin İİK 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davası olduğu, dolayısıyla bu tür davaların 5 yıllık hak düşümü süresine tabi olduğu, davaya konu taşınmazların devir tarihlerinin de beş yıldan fazla olduğu ise de, bu gerekçenin yanlış olduğunu, ilk derece mahkemesinin davayı muvazaalı işlemin iptali olarak nitelendirmesi gerekirken, yazılı şekilde nitelendirmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, muvazaa iddiasının zaman aşımı ve hak düşümü süresine tabi olmadığını, TBK 19. maddesine dayandıklarını ve tasarrufun muvazaalı olması sebebiyle iptalini talep etmelerine rağmen mahkemenin muvazaa iddialarını dikkate almayarak hatalı bir değerlendirme yapmış olup kararın bu yönden de kaldırılmasını ve bozulmasını talep ettiklerini, bildirdikleri delillerin toplanmış olması halinde davaya konu tasarrufun muvazaalı olduğu ve hak düşümü süresine tabi olmadan esasa ilişkin bir...

    İSTİNAF NEDENLERİ; Davacı vekili dilekçesinde özetle;öncelikle İİK 277 uyarınca tasarrufun iptali terditli olarak da BK 19.madde gereğince muvazaa iddiası olduğunu,mahkemenin tasarrufun iptali talebini değerlendirmeden davayı reddettiğini,başlattıkları icra takibinden sonra davalı borçlunun alacağını kardeşine devrettiğini,tarafların kardeş olduğunu,geçici aciz vesikasının olduğunu,davalının sunduğu faturalar ile yaptığı işin alakası olmadığını,davanın kabulü ile kararın kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava ,davalılar arasındaki tasarrufun, İİK'nın 277 ve devam maddeleri uyarınca iptali olmadığı takdirde TBK 19 maddesi gereği muvazaa nedeni ile tasarrufun iptali talebidir. Mahkemece davanın reddine karar verildiği ,kararın davacı vekilince istinaf edildiği anlaşılmıştır....

    İcra Müdürlüğünün 2020/183 Esas sayılı dosyası ile BLC Tıp Sağlık ve senetteki diğer borçlular aleyhine icra takibi başlattığını, ancak davalı T3'ün senedi ciro ile devretmesine rağmen söz konusu icra takibinde borçlular arasında T3'ün bulunmadığını, baba oğul arasında yapılan bu işlemin muvazaalı olduğunu beyan ederek davalılar arasındaki muvazaalı tasarrufun İİK'nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca iptale tabi olduğunun tespitine, davalılar arasında alacaklıları zarara uğratmak ve mal kaçırma amacına yönelik olarak gerçekleştirilen senet devrinin muvazaalı olması nedeniyle İİK. 270- 283 maddeler ile tasarrufun iptaline, Konya 3....

    ye devir ve temlik edildiği, İİK. 281/2 uyarınca dava konusu Adana İli Ceyhan İlçesi, Mithatpaşa Mahallesi 1002 ada 21 parsel Zemin kat 16 nolu bağımsız bölüm taşınmazın kaydına teminatsız ihtiyati haciz ve kötü niyetli üçüncü kişilere devrinin önlenmesi bakımından ihtiyati tedbir şerhi konulması, davanın kabulüne ile davacı bakımından davalıların alacaklı müvekkili zarar uğratmak kastıyla yaptıkların tasarrufun İİK 277 ve devamı maddelerindeki şartlara uygun olarak iptaline olmadığı takdirde TBK 19 maddesi gereğince muvazaa nedeniyle iptaline karar verilmesini dava ve talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, 27/08/2020 tarihli tensip tutanağının 11.maddesinde davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin 7.500,00 TL nakit veya teminat mektubu ibraz edilmesi şartıyla kabulüne karar verilmiş olup davalı vekilinin itirazı üzerine 03/12/2020 tarihli duruşmada davalı Emrah Ölke vekilinin ihtiyati haczin kaldırılmasına yönelik talebinin reddine karar verilmiştir....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Dava, İİK 277 ve devamı maddelerine istinaden, olmadığı takdirde muvazaa hukuki sebebine dayanılarak tasarrufun iptali istemine ilişkindir. HMK’nın 355.maddesi uyarınca inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re'sen gözetilmiş ayrıca; HMK'nın 357. maddesindeki "İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz" kuralı nazara alınmıştır. Davacı taraf, temlik aldığı alacağa istinaden başlatılan icra takibinde takibin kesinleştiği ve alacağın tahsil edilemediğini ileri sürerek davalı/borçlu T2 adına kayıtlı taşınmazdaki 1/2 hissenin 08.08.2014 tarihinde diğer davalı T3'na yapılan devrine ilişkin tasarruf işlemlerinin İİK 277 ve devamı maddelerine istinaden iptali, olmadığı takdirde muvazaa hukuki sebebine dayanarak iptalini talep etmiştir....

    ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 19/02/2019 NUMARASI : 2017/109 ESAS- 2019/203 KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) KARAR : Şanlıurfa 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 19/02/2019 tarih ve 2017/109 esas ve 2019/203 karar sayılı kararı aleyhine davacı vekili ve davalı T4 vekili istinaf başvurusunda bulunduğundan dosyanın yapılan incelemesi sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı T4 arasında 16.000,00 TL bedelli senet tanzim edildiğini, senedin 28/12/2016 olan vade tarihinde ödenmemesi üzerine Şanlıurfa 3....

    Söz konusu muvazaalı mal kaçırmaya ilişkin işlemlerin (tasarrufların) iptali davalarında yasa koyucu alacaklıların alacaklarını tahsil edebilmesi için kötü niyetli borçlular ile 3. kişiler arasındaki işlemlerin (tasarrufların)iptali için (kesinleşmiş bir alacağın olması, borçlunun borcunu ödemekten acze düşmesi nedeniyle aciz vesikasının verilmesi, vs.) gibi koşulların bulunması kaydı ile İİK nun 277 ve devamı maddelerinde düzenleme yapmış olmasına rağmen, Yargıtay ...Hukuk Dairemizin sayın çoğunluğu alacak veya tazminat isteği ile açılmış bir davanın varlığını yeterli görerek, İİK’ nun 277 ve devamı maddelerinde ön görülen koşulların varlığının araştırılmasına gerek görmeyerek açılan davada borçlu (davalı) olduğu iddia edilen kişinin alacak veya tazminatın doğumu tarihine yakın tarihte 3. kişilerle yaptığı hukuki işlemlerin (tasarrufların) B.K nun muvazaayı düzenleyen 18. maddesi gereğince iptal edilmesi görüş ve düşüncesindedir....

      DELİLLER : İddia, savunma, dosyada mevcut diğer bilgi ve belgeler. İSTİNAF NEDENLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Dava, TBK m.19 ve İİK m. 277 gereğince muvazaa nedeniyle tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Talep, ihtiyati tedbir kararının kaldırılması talebinin reddine ilişkin ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılması istemine ilişkindir. Gerek TBK.m.19'da düzenlenen muvazaa hukuksal nedenine dayanılarak açılan iptal davaları gerekse İİK.m.277 ve devamı madde hükümleri uyarınca açılmış tasarrufun iptali davaları, tasarrufa konu malların aynı ile ilgili olmayıp, alacaklıya alacağını temin imkanı sağlayan nispi nitelikteki dava türleridir....

      Yüzeysel bakıldığında tasarrufun iptali davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK'nın 277 nci maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar. Kural olarak muvazaa nedeniyle hakları ihlal olunan ve zarar gören 3.kişiler tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler. 3 üncü kişinin danışıklı işlem ile hakkının zarar gördüğünün benimsenebilmesi için onun danışıklı işlemde bulunandan bir alacağının var olması ve bu alacağın ödenmesinin önlemek amacıyla danışıklı bir işlem yapılması gerekir. Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır....

        UYAP Entegrasyonu