ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR TARİHİ: 19/07/2018 NUMARASI: 2018/578 Esas - 2018/856 Karar DAVA: Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) KARAR TARİHİ: 29/03/2021 Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Yargılamanın iadesini talep eden davalı ... vekili dilekçesi ile, Davacı, kefalet borçlusu diğer davalı ... aleyhine, İstanbul ... İcra Müdürlüğü'nün ... esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, müvekkili diğer davalı ...'dan bedelini gerçek değeri üzerinden ödeyerek satın aldığı, İstanbul İli, Gaziosmanpaşa İlçesi, ... Mah. ... parselde kayıtlı ... arsa paylı ... Blok .... Kat ... ve ... nolu iki adet dairesi için müvekkili aleyhine, İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2011/144 esas dosyasında tasarrufun iptali davası açıldığını, İstanbul 19....
Yine Tasarrufun iptali davalarında 3. kişinin borçludan satın aldığı malı elinden çıkarması ve satın alan dördüncü kişinin davaya dahil edilmemesi ya da davaya dahil edilmekle birlikte iyi niyetli olduğunun anlaşılması halinde İİK’nın 283/2 maddesi uyarınca bedele dönüşen davada üçüncü kişinin dava konusu malı elinden çıkardığı tarihteki gerçek değeri oranında bedelle sorumlu tutulması gerekir. Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. BK'nın 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaa davasında, asıl amaç borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tesbit ettirmek ve bu suretle borçludan olan alacağın tahsilini sağlamaktır. İİK 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır....
nın taşınmazdaki hissesini mal kaçırmak amacıyla değil babasının vasiyetini yerine getirmek amacıyla yaptığının sabit olduğu, 6183 sayılı Yasanın 26 ve 27. maddelerine göre de borcun ödenmesi için ilk tebligatın 14/10/2009 tarihinde yapıldığı, tebligata göre ödeme zamanı 14/11/2009 olduğundan ödeme zamanından önce iki yıl içerisinde yapılan tasarrufların iptali istenebileceğinden, devrin ise 13/12/2006 tarihinde yapıldığı dikkate alındığında zamanaşımı nedeniyle de tasarrufun iptali istenemeyeceği belirtilerek davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı İdare vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava 6183 sayılı Yasanın 24 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. Mahkemece, davalı ...'...
(Kapatılan)19. Hukuk Dairesi 2013/20 E. , 2013/7799 K."İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Uyuşmazlık, İİK'nun 283/2 hükmü uyarınca icra dosyalarından davalılar tarafından çekilen tutarların tahsili, kesin aciz belgesi olmadan tasarrufun iptali davası açılması konusunda yetki verilmesi ve muvazaalı olduğu iddia olunan icra takiplerinin iptali (BK. m. 19) istemlerini içeren davada talep sonuçlarına yönelik ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbire ilişkin olup, uyuşmazlığın niteliğine göre kararın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesi ile görevli Yüksek 17. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 30.04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı tarafından müvekkili hakkında açılan tasarrufun iptali davasında davanın kabulüne ilişkin kararın takibe konulduğunu ve müvekkili hakkında haciz işlemi uygulandığını, ancak tasarrufun iptali davasına konu taşınmaza yönelik dava dışı Yapı Kredi Bankası, Tekstilbank ve yine davalı tarafından açılmış bulunan tasarrufun iptali davalarının olumlu sonuçlanması ve kesinleşmesi üzerine borçların Tekstil Bankası ve Yapı Kredi Bankası’na ödendiğini, davalının diğer alacaklılar Tekstil Bankası A.Ş. ve Yapı Kredi Bankası A.Ş.'ye sebepsiz iktisap yolu ile alacağını almak üzere başvurmak yerine müvekkilinden bu ilama dayanan alacağını tahsil etmek için başlattığı takibin hukuki mesnetten yoksun olduğunu ileri sürerek yapılan takip nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ile % 40 tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. II....
Davacı vekili, dava dilekçesinde davalılar arasında yapılan danışıklı satış işleminin iptali istemiştir. Dava dilekçesindeki açıklamalarda TBK 19.maddesine dayalı olarak açıldığı anlaşılmaktadır. Davacının kendisinin alacağını akim bırakan bir işleme karşı, takip yapılmamış olması, İİK. 284. maddedeki hak düşürücü sürenin geçmiş olması gibi değişik düşüncelerle BK 18.(yeni 19.) maddeye dayalı olarak bir dava açabileceği gibi aynı işlem için İİK. 277 vd maddelerine göre bir tasarrufun iptali davası açması da mümkündür. Davacının bu seçimlik haklarından BK 19. maddeye dayalı iptal yolunu seçtiği dava dilekçesinde açıktır. Öte yandan bu davanın görülebilmesi için, davacının borçludan bir alacağının bulunması yeterli olup, takip yapması veya bu takibin kesinleşmesine gerek yoktur. Dosya içeriğinden davacının da dahil olduğu tazminat davalarında davacı ve borçlu aleyhine mütesilsilen sorumlu olacak şekilde aleyhlerine tazminata hükmedildiği ve takibe geçildiği anlaşılmaktadır....
Dava İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve 19.12.2005 gün ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunun 140. maddesi gereğince davacı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına 21.12.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Şikâyet olunan vekili bedeli paylaşıma konu bağımsız bölümün alacaklı oldukları önceki malik... tarafından, hali hazır malik ...’a devrine ilişkin tasarrufun İcra ve İflas Kanunu'nun 277 vd. maddeleri uyarınca iptal edildiğini ve alacağın bu taşınmazın bedelinden tahsiline hak kazandıklarını ileri sürerek şikayetin reddi gerektiğini savunmuştur. İcra Mahkemesi'nce şikâyet olunan tarafından açılan tasarrufun iptali davasının 13.10.2005 tarihinde karara bağlanması ile bu dosyadan konulan ihtiyati haczin kesin hacze dönüştüğü; bu tarihin de şikayetçinin haczinden önce olduğu gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiş; hüküm şikayetçi vekili tarafından temyiz edilmiştir....
iptal istemine ilişkin olduğu, davacının İİK'nın 277 ve devamı maddeleri uyarınca tasarrufun iptali istemine ilişkin bir dava açmadığı gözetilerek mahkemece davacının muvazaa nedeniyle iptal talebi ile bağlı kalınarak gerekçe ve hüküm oluşturulması gerekirken talepten fazlaya olacak şekilde İİK'nun 277 ve devamı maddelerine göre tasarrufun iptali yönüyle de değerlendirme yapılması dahi isabetsiz olup 6100 Sayılı H.M.K'nın 353/1- a-6 maddesi uyarınca kararın kaldırılmasına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2022/281 ESAS SAYILI ARA KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (TBK 19'dan kaynaklı) KARAR : Nazilli 1....