Dava İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-İİK’nın 283/II maddesine göre de iptal davası, üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taalluk ediyorsa, bu değerler nispetinde üçüncü şahıs nakden tazmine (davacının alacağından fazla olmamak üzere) mahkûm edilmesi gerekir. Bu ihtimalde 3. kişinin sorumlu olduğu miktar, elden çıkarılan malın o tarihteki gerçek değeridir. Borçlu hakkındaki icra takibi devam etiğinden ayrıca hükmedilecek tazminata faiz uygulanmaz....
e satışa ilişkin tasarrufun iptaline, davacı alacaklıya takip konusu alacak ve ferileri ile sınırlı olarak bu taşınmazın haciz ve satılmasını isteme yetkisi tanınmasına, karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde ve davanın hukuki nitelendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı ... vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Tasarrufun iptali davalarında, tasarrufun iptal edilmesiyle davacı alacaklıya İİK 283 madde hükmüne göre haciz ve satış yetkisi isteme yetkisi verilmesi gerekir....
ye 03/03/2016 tarihinde devir edilen söz konusu taşınmaza ilişkin tasarrufun iptalini talep etmiştir. Mahkemece, dava dilekçesi davalı taraflara tebliğ edilmeden ve duruşma açmadan dava konusu taşınmazın ... olduğu, 6100 sayılı HMK'nın 12. maddesi uyarınca Alanya Asliye Hukuk Mahkemelerinin kesin yetkili olduğu, dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar vermek gerektiğinden bahisle davanın usulden reddine karar verilmiş; hüküm davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, İİK. 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İİK.nın 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Bafra 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/179 esas, 2022/528 karar sayılı dava dosyasında verilen tasarrufun iptali (İİK 277 ve devamı) talebinin kabulüne karşı, davalı T7 ile davalı T6 tarafından istinaf yoluna başvurması üzerine, dosyanın yapılan inceleme sonucunda; İddia ve savunmaya mahkemece toplanıp değerlendirilen deliller ile duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere göre; İstinaf incelemesine konu ve esas teşkil eden eldeki dava; tasarrufun iptali (İİK 277 ve devamı) istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılıp bitirilen yargılama sonucunda, "......
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2019/147 esas ve 2020/74 karar sayılı ilamı ile İİK 277. ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali davasının kabulüne karar verilerek tazminata hükmedildiği ve ilam uyarınca alacaklı vekili tarafından borçlu aleyhine aynı takip üzerinden 10/07/2020 tarihinde icra emri hazırlandığı ve davacıya icra emrinin 16/07/2020 tarihinde tebliğ edildiği İİK'nın 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davasının borçlunun alacaklılarına zarar veren bazı tasarruflarını, alacaklı bakımından, onun alacağı ölçüsünde hükümsüz hale getirmeye yarayan bir dava olduğu, iptal davası ayni bir dava olmadığından iptal isteminin kabul edilmesi halinde, takip konusu alacak miktarı ile sınırlı olarak, takip konusu alacak ve faiz, masraf gibi eklentilerine yetecek oranda tasarrufun iptaline karar verileceği ve alacaklıya dava konusu taşınmaz üzerinde haciz ve satış isteme yetkisi tanınacağı, İİK'nIn 283/2. maddesinde; "İptal davası, üçüncü şahsın elinden çıkarmış...
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2019/76 esas ve 2020/68 karar sayılı ilamı ile İİK 277. ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali davasının kabulüne karar verilerek tazminata hükmedildiği ve ilam uyarınca alacaklı vekili tarafından borçlu aleyhine aynı takip üzerinden 10/07/2020 tarihinde icra emri hazırlandığı ve davacıya icra emrinin 16/07/2020 tarihinde tebliğ edildiği İİK'nın 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davasının borçlunun alacaklılarına zarar veren bazı tasarruflarını, alacaklı bakımından, onun alacağı ölçüsünde hükümsüz hale getirmeye yarayan bir dava olduğu, iptal davası ayni bir dava olmadığından iptal isteminin kabul edilmesi halinde, takip konusu alacak miktarı ile sınırlı olarak, takip konusu alacak ve faiz, masraf gibi eklentilerine yetecek oranda tasarrufun iptaline karar verileceği ve alacaklıya dava konusu taşınmaz üzerinde haciz ve satış isteme yetkisi tanınacağı, İİK'nIn 283/2. maddesinde; "İptal davası, üçüncü şahsın elinden çıkarmış...
ye sattığını belirterek, tasarrufların iptalini talep etmiştir.Davalı ... vekili, haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.Davalılar İbrahim, duruşmalara katılmamış ve cevap dilekçesi sunmamıştır.Mahkemece, dava konusu taşınmazlarını tapudaki satış bedelleri ile gerçek değerleri arasında fahiş fark olduğu ve davalı borçlunun kötü niyetli olduğundan bahisle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir. 1-İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.Tasarrufun iptali davasını elinde geçici veya kesin aciz belgesi bulunan alacaklı...
İİK.nun 281/II. maddesi uyarınca verilen ihtiyati haciz kararı ile ilgili tasarrufun iptali davası kabulle sonuçlandığı taktirde, alacaklı ayrıca bir icra takibi başlatmasına gerek olmadan tasarrufun iptali davasının açılmasından önce başlatılan icra takibinden alacağını tahsil edeceğinden, bu ihtiyati haciz kararı İİK. 257 vd. maddelerinde yer ... ihtiyati haciz kararlarından farklıdır. İİK.nun 257 vd. maddelerine göre alınan ihtiyati haciz kararları sonrası dava alacaklı lehine sonuçlandığı taktirde, İİK.nun 264/III. maddesine göre alacaklının 1 ay içerisinde takip talebinde bulunma zorunluluğu vardır....
a sattığını belirterek davalılar ile dahili davalının İİK. 283. madde gereğince tazminatla sorumlu tutulmalarını talep etmiştir. Davalı... vekili, müvekkili ile borçlunun amca yeğen olduklarını kredi tarihinde davacı tarafından dava konusu taşınmazın bilinmesine rağmen teminat olarak alınmadığını, ...'in amcası olan davalıya 2002 yılı Kasım ve 2003 yılı Ocak ayında ödenmek üzere 37.500.00 YTL senetli borcu olduğunu, ödeyemeyince dava konusu taşınmazı alacağa mahsuben 55.000.00 YTL'ye müvekkiline devrettiğini, müvekkilinin iyiniyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı ... ve dahili davalı ... tebligata rağmen savunma yapmamıştır. Mahkemece iddia, savunma toplanan deliller gereğince davalı ... hakkında açılan davanın reddine, İİK'nun 283/2 madde gereğince açılan tasarrufun iptali davası bedele dönüşmüş olmakla, dava konusu taşınmazın raiç değeri olan 90.000.00 YTL'nın takip konusu İstanbul 6....
Mahkemece taşınmazların düşük bedelle ve muvazaalı satılmaları nedeniyle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1)Dava, İİK 277 ve devamı maddelerine göre açılan tasarrufun iptali istemine ilişkin olup mahkeme kararı hükmü temyiz eden davalılardan ... vekili Avukat ... ile diğer davalılar ... ve ... vekili Avukat ... ’a 03.08.2011 tarihinde tebliğ edilmiş, temyiz dilekçesi ise adı geçen davalılar vekili tarafından HUMK’nun 432/1. maddesinde öngörülen 15 günlük yasal süre geçirildikten sonra 09.09.2011 tarihinde verilmiştir. İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılan iptal davaları aynı yasanın 281. maddesi hükmü gereğince basit yargılama usulüne tabi olduğundan HUMK 176/1 maddesi ve bu fıkranın 11. bendi uyarınca bu davalarda adli ara verme söz konusu olmadığı gibi HUMK’nun 177. maddesi hükmü de uygulanmaz....