Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda iddia, savunma toplanan delillere göre; davalılar arasındaki dava konusu tasarrufun muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne 19.8.2008 tarihli satış işlemine ilişkin tasarrufun iptali ile davalı ... adına taşınmazın tesciline, davalı ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar ... ile ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Hükmüne uyulan Dairemizin bozma ilamında özetle; davanın İİK'nin 277 vd maddelerine dayalı olarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu, İİK'nin 278.maddesinde düzenlenen iptal nedenleri için açıklanan haciz veya aciz yahut iflastan evvelki 2 senelik süre, bu maddede öngörülen akrabalık ve bedel farkından dolayı iptal ile borçlunun kendisine yahut 3.bir şahıs menfaatine kaydı hayat şartıyla irat ve intifa hakkı tesis ettiği akitler ve ölünceye kadar bakma akitleri için belirlenen bir süre olup İİK'nin 280.maddesinde sayılan iptal nedenleri için uygulanamayacağı, Aynı Yasanın 280.maddesinde sayılan iptal nedenleri için ise 5 yıllık hak düşürücü süre (...
Davacı dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre davasının; İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğunu belirtmiş, terditli olarak TBK 19. maddesine dayalı iptal talep ettiğini belirtmemiş ve bununla alakalı dosya kapsamında yapılan bir tam ıslah da bulunmamış olmakla, mahkemece tensip tutanağının da İİK 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali davalarının yargılama usulü olan basit yargılama usulüne göre hazırlanıp, bu usulün yargılama boyunca uygulandığı, gerekçe içeriğinde de davanın İİK 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali davası olduğu belirtilmesine rağmen, ön koşulların incelenmesinde TBK 19. Maddeye dayalı iptal davalarına özgü koşulların incelendiği, neticeden davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır....
Bir davanın TBK’nın 19. maddesi uyarınca muvazaa hukuki nedenine dayalı bir dava mı yoksa İİK’nın 277 ve devamı maddeleri uyarınca tasarrufun iptali davası mı olduğu taleple bağlılık kuralı çerçevesinde mahkemelerce takdir edilecektir. Bu bağlamda, talep sonucu açık veya belirli değilse Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 31. maddesi uyarınca hâkimin davayı aydınlatma ödevinin bulunduğunu hatırlatmakta fayda vardır. Muvazaa nedeniyle tapu iptali ve tescil davası dava konusu taşınmazın mülkiyetini etkileyen aynî nitelikte bir davadır. Muvazaa hâlinde taraflar arasında yapılan sözleşme (görünüşteki işlem) geçersiz olacağından böyle bir sözleşme taraflar arasında alacak borç ilişkisi doğurmaz ve tescil yolsuz hâle gelir. Buna karşılık İİK’nın 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davası ise taşınmazın mülkiyetini etkilemez, yalnızca alacağın tahsilini amaçlayan şahsi nitelikte bir davadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün temyizen tetkiki davacı vekili ile davalılar vekili tarafından talep edilmiş, davalılar vekilince de duruşma istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 23/02/2022 Çarşama günü davalılar vekili Av. ... geldi. Davacı adına gelen olmadı. Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davalılar vekili dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava; İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Mahkemece hükmüne uyulan Yargıtay (Kapatılan) 17....
işlem yapmadığını ve takibin TBK 82. maddesi gereği 2 yıllık zaman aşımına uğratıldığını ve düşürüldüğünü, Gölcük İcra Müdürlüğünün 2012/4546 E. sayılı dosyasında alacaklı vekili tarafından 07/12/2012 tarihinde icra takibi yapıldığını, icra takibi yapıldıktan sonra aradan geçen 8 yıldan fazla süre içerisinde borçlu şirket adına hiç bir mal varlığı sorgulaması, haciz işlemi yapılmadığını, TBK 82. maddesi gereği 2 yıllık zamanaşımının defalarca geçmiş olduğunu, oysa alacaklı vekilinin, aleyhinde tasarrufun iptali davası açtıktan sonra aradan geçen 8 yıl içerisinde asıl borçlu şirket hakkında mal varlığı sorgulaması ve haciz işlemi yapmış olsa idi şirketten tahsilat yapma ve alacağı tahsil etme imkanı var iken yapmadığını ve kötü niyetli olarak tasarrufun iptali davasının sonucunu bekleyerek şahsının mal varlığına göz diktiğini, alacaklı ile asıl borçlu şirket şahsımdan haksız çıkar elde etmek için sahte makbuzlar düzenlendiğini ve şahsı aleyhine tasarrufun iptali davası açıldığını,...
Dava konusu payın satışıyla ilgili olarak önalım davasının kabulüne karar verilmesi durumunda, dava konusu pay davacı paydaşın mülkiyetine geçecek ise de, alacaklının açtığı tasarrufun iptali davası, davalı borçlu lehine hükmedilecek olan önalım bedeline yöneleceğinden, alacaklı alacağını önalım bedelinden talep ve tahsil imkânına sahip olacaktır. Bu nedenle, görülmekte olan önalım davasının sonucu, tasarrufun iptali davasının sonucuna esas olacağından, bu davanın tasarrufun iptali davasının sonucunu beklemesi gerekmez. Anılan hususlar ve bu haliyle, Dairemizin bozma ilamı doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılarak verilmiş olan mahkeme kararının onanması gerekirken, yukarıda belirtilen gerekçeyle bozulması maddi hataya dayalı olduğundan davacı ... vekili ile birleştirilen dava davacısı ... vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile hükmün onanması gerekmiştir....
Dava, TBK 19 maddesinden kaynaklanan muvazaaya dayalı tasarrufun iptali davası olup, bu tür davalar sonucu verilen hüküm ve kararları inceleme görevi, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, Hukuk Daireleri arasındaki iş bölümünü belirleyen ve 01/09/2020 tarihinden itibaren uygulanması gereken, Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun 25/06/2020 tarih ve 564 sayılı kararı uyarınca, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, 1. Hukuk Dairesi'nin görev alanına girdiği anlaşıldığından, aşağıdaki şekilde görevsizlik kararı verilmiştir. HÜKÜM:Yukarıda Gerekçesi Açıklandığı üzere; Tire 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/580 Esas 2018/300 Karar sayılı dava dosyasından verilen, 19/07/2020 tarihli kararına yönelik istinaf incelemesinin, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, 1.Hukuk Dairesine ait olduğundan, dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE, dosyanın görevli daireye GÖNDERİLMESİNE, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK'nın 352. maddesi gereğince kesin olarak, oy birliği ile karar verildi....
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde toplanan deliller, hükmüne uyulan bozma ilamında sergilenen gerekçeler karşısında davanın kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkemenin gerekçesinde dayandığı hususlara göre, davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir. 2-Dava İİK 277 ve devamına dayalı olarak açılmış tasarrufun iptali davasıdır. İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır....
Somut olayda Mahkeme hükmünde tasarrufun iptaline ilişkin gerekçe yazılmamıştır. Böyle bir karar, davanın tasarrufun iptalini hangi nedene dayalı olarak karara bağlandığı hususunu da içermediğinden Anayasa’nın 141/3, 388/3-5 (HMK’nın 297/1-c) maddelerine aykırı olduğu gibi HUMK’nun 428. (HMK’nın 369.) maddesi gereğince Yargıtay denetimi olanağını da ortadan kaldırmaktadır. Mahkemece yapılacak iş yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda muvazaaya dayalı tapu iptali ve tescili davasının koşullarının oluşup oluşmadığının ayrı ayrı irdelenmesi,ortaya çıkacak duruma göre gerekçeli olarak bir karar vermek iken yazılı olduğu gibi gerekçesiz olarak hüküm tesisi doğru değildir. 2-Bozma neden ve şekline göre davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir....