Tefrikine karar verilen dava 34 XX 151 plakalı aracın satış işleminin öncelikle muvazaalı olduğunun tespiti ile boşanma ve mal rejiminden kaynaklı alacakları nedeniyle İİK.nun 283. maddesinin kıyasen uygulanarak aracın haciz ve satışını isteyebilmeleri, İİK.nun 227 vd maddeleri gereğince tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Mahkemece tefrik kararı sonrası görevsizlik kararı verilmiş, bu karar davacı vekilince istinaf edilmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Uyuşmazlık, İcra İflas Kanunu'nun 277 ve 280 maddesinden kaynaklı muvazaalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 17. Hukuk Dairesinindir. Ancak 11.04.2015 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 2797 Sayılı Yargıtay Kanunu'nun 6644 sayılı Kanun ile değiştirilen 60. maddesinin üçüncü fıkrası gereğince dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na gönderilmesine, 06.06.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Asliye Hukuk Mahkemesi, "davanın "tasarrufun iptali" talebine ilişkin olduğu, dava konusu taleplerin Aile Hukuku kaynaklı olması nedeniyle, davanın aile mahkemesi görev dahilinde kaldığı, görevin dava şartı ve kamu düzenine ilişkin olup re'sen gözetilmesi gerektiği" gerekçesi ile görevsizlik kararı vererek dosyayı görevli gördüğü Silifke Aile Mahkemesi'ne göndermiştir. Silifke Aile Mahkemesi, "İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali davasında görevli mahkeme Asliye hukuk Mahkemesi" olduğu gerekçesi ile karşı görevsizlik kararı vererek dosyayı merci tayin talebi ile Dairemize göndermiştir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 27.12.2022 (Ara Karar) NUMARASI : 2022/409 ESAS (DERDEST) DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (TBK 19. Madde Uyarınca) KARAR : Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması esnasında ihtiyati haciz talebinin reddine dair ara kararına karşı davacı vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK'nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi. TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekilleri 19.12.2022 tarihli ihtiyati haciz istemli dava dilekçesinde özetle; Yapı ve Kredi Bankası A.Ş. ile davalı borçlu Yaşar Fidan arasında kredi sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeden kaynaklı borcun ödenmemesi üzerine borçlu aleyhine Trabzon 3. İcra Müdürlüğü'nün 2013/3999 Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, bu sırada dava dışı Yapı Ve Kredi Bankası A.Ş.'...
Bu tür davalarda davanın kabulü halinde takip konusu alacak ve ferileri ile sınırlı olarak tasarrufun iptaline karar verilir. Tasarrufun iptali davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nisbi nitelikte yasadan doğan bir dava olup tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin yerleşik uygulamalarına göre, tasarrufun iptali davalarında uygulanacak olan ihtiyati haczin, davacının alacağına kavuşması açısından getirilmiş bir uygulama olduğu ve verilen ihtiyati tedbirin ihtiyati haciz mahiyetinde olduğunun kabul edilmesi gerektiği belirtilmektedir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2018/1293 E.2020/2526 K. Yargıtay 17.H.D.nin 2018/600 E. 2019/8865 K.) İhtiyati haciz/ihtiyati tedbir kararları esas hakkında kesin bir kanaat oluşmadan ve tam bir ispat aranmadan verilen geçici nitelikte hukuki korumaya ilişkin kararlardır....
Bu duruma göre borcun doğum tarihinin tasarruftan önce doğduğu ispatlanamadığından davanın tasarrufun iptali isteminin ön şartlarından ret edilmesi gerekiyor ise de davacı taraf aynı zamanda TBK 19 maddesi gereğince iptal isteminde bulunmuştur. Muvazaalı işlemin iptali için TBK 19 maddesi gereğince iptali için salt bedel farkı yeterli olmayıp işlemin iki tarafınında fikir ve hareket birliği içinde olması gerekir. Somut olayda salt davalı borçlunun mal kaçırma amacı ile hareket etmesi yeterli olmayıp, davalıların da borçlunun bu amaçla hareket ettiğini bilen veya bilmesi lazım gelen şahıslardan olduğunun ispatlanması gerekir....
Davalı ... vekili; dava konusu yerin davalı borçlu kardeşlerin babası tarafından kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile kooperatife yaptırıldığını, taşınmazın 2003 tarihinde muristen satın alındığını ancak kooperatif ve tapudan kaynaklı karışıklığın daha sonra düzeltildiğini, iyi niyetli olduklarını, tasarrufun iptali şartlarının oluşmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur. Alacaklı tarafından birden fazla davalı hakkında tasarrufun iptali davası açılması ve taraflar arasındaki hukuki ve fiili bağlantının bulunmaması gerekçesiyle mahkemenin 2014/713 E. sayılı dosyası üzerinden her bir tasarruf yönünden davaların tefrikine karar verildiği anlaşılmaktadır....
Davalı ... vekili; dava konusu yerin davalı borçlu kardeşlerin babası tarafından kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile kooperatife yaptırıldığını, taşınmazın 2003 yılında muristen satın alındığını ancak kooperatif ve tapudan kaynaklı karışıklığın daha sonra düzeltildiğini, iyi niyetli olduklarını, tasarrufun iptali şartlarının oluşmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 15/10/2021 NUMARASI : 2021/166 ESAS, 2021/551 KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (TBK 19. Maddesine dayalı ) KARAR : Çarşamba 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 15/10/2021 tarih, 2021/166 esas 2021/551 karar sayılı kararına karşı, davacı vekili tarafından süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Çarşamba 2....
İSTİNAF SEBEP VE GEREKÇESİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkemece verilen kararın hatalı olduğunu, eldeki davanın İİK 227 vd gereği tasarrufun iptali davası değil TBK md 19'a dayalı muvazaa nedenli tasarrufun iptali davası olduğunu, dava dilekçesinde açıkça YArgıtay kararları doğrultusunda İİK md 277 vd maddelerinden aykırı düşmeyenlerin kıyasen uygulanması talep edildiğini, eldeki davanın TBK md. 19 uyarınca muvazaa nedeniyle tasarrufun iptali davası olduğunu, yüksek mahkeme kararları gereğince muvazaalı işlemlerde esasen ortada satış işlemi ve iradesi olmadığından satış bedeli ödenmediğinden yapılan işlemin alacaklılardan mal kaçırma ve kredi temini için göstermelik olarak gerçekleştirildiğinden gerek hak düşürücü süre gerekse de zamanaşamı süresine tabi olmaksızın iptal kararı verilebileceğini, Yargıtay kararlarından da anlaşıldığı üzere davanın TBK md 19'a göre dayandığından yerel mahkemenin i2 ve 5 yıllık sürenin geçtiğine dair kabulünün yerinde olmadığını...