Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatları ve kanun metninde öngörülen şartların dava konusu açısından gerçekleştiğini, öncelikle taraflar arasında yapılan tasarrufun iptaline, bu iddiaların kabul olmaması durumunda ise terditli olarak satış işleminin muvazaalı olduğunun tespiti ile muvazaalı işlemin iptaline, davanın kabulüne tasarrufun iptaline karar verilmesini talep ve beyan etmiştir. GEREKÇE: Dava İİK m. 277 ve devamı gereğince açılan Tasarrufun İptali davasıdır....

    Hal böyle olunca, dosyadaki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığına, ayrıca Dairece verilen kaldırma kararı doğrultusunda yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde takip konusu kredi alacağının, davalı borçluya 10/09/2014 tarihinde kullandırılan 54.110,00- TL tutarlı krediden kaynaklandığı, iptali istenen tasarrufun yapıldığı 05/05/2011 tarihinde herhangi bir risk mevcut olmadığı anlaşıldığına ve özellikle davalı borçluya 10/09/2014 tarihinde kredi kullandırılırken tasarrufun iptali isteğine konu taşınmazın davalı borçlunun mal varlığında bulunmadığının belirgin olmasına ve daha da önemlisi gerek İİK'nın 277 ve devamı madde hükümlerine dayanılarak açılan tasarrufun iptali davalarında, gerekse TBK'nun 19.maddesine dayalı iptal davalarında; iptali istenen tasarrufun borcun doğumundan sonra yapılmış olmasının dava ön şartı niteliğinde bulunması nedeniyle böyle bir davada; dava ön şartlarının...

    TBK'nın 19. maddesine göre muvazaa nedeniyle açılan iptal davalarında davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek olmadığı gibi, bu davalarda hak düşürücü süre de uygulanmaz (Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2020/2277 E. ve 2021/605 K. sayılı kararı). Somut uyuşmazlıkta dava dilekçesinde açıkça muvazaa hukuksal nedenine dayanılmış olup bu durumda davanın niteliği itibariyle TBK'nın 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptali istemine ilişkin olmasına göre bu davalarda aciz vesikası sunulması dava ön şartı uygulanmayacağından davanın esasına girilmek gerekirken yanılgılı değerlendirme ile İİK'nın 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılmış tasarrufun iptali davalarında öngörülen aciz vesikası önşartı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur....

    Dava, ileri sürülüş biçimine göre İİK'nun 277 ve devamı madde hükümlerine, olmadığı takdirde de TBK'nın 19.maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayanılarak açılmış muvazaalı olarak başlatılan icra takibinin iptali isteğine ilişkin bulunmaktadır. İhtiyati tedbir kararı, ancak dava konusu hakkında verilebilir. (HMK. m. 389/1). Diğer yandan, gerek 6098 sayılı TBK. m.19'da düzenlenen muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davaları ve gerekse İİK. m.277 ve devamı hükümlerinde düzenlenen tasarrufun iptal davaları; tasarrufa konu şeyin aynı ile ilgili olmayıp; alacaklıya, alacağını temin imkanı sağlayan nispi nitelikte bir dava türüdür. Tasarrufa konu mallar üzerine ihtiyati haciz konulabileceği ise, yasada ayrıca ve açıkça düzenlenmiştir. (İİK. m.281/2)....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tasarrufun iptali (İİK 277 ve devamı) K A R A R Mahkemenin, İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince tasarrufun iptali olarak nitelendirerek verdiği kabul kararı Yargıtay 2.Hukuk Dairesi'nin 28.06.2012 tarih 2012/12445 Esas 2012/18048 Karar sayılı ilamı ile aynı nitelendirmeye göre yapılan temyiz incelemesi sonunda bozulmuş, Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiştir. Red kararı üzerine davalı vekili dava konusu 266 ada 9 parsel üzerindeki ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını istemiş, Mahkemece 17.06.2013 tarihli ek karar ile tedbirin kaldırılması isteğinde reddine karar vermiştir. Hüküm, davacı vekili tarafından esasa yönelik olarak temyiz edilmiştir....

      1/4 hissesini diğer davalıya muvazaalı devrettiğini, amacın alacaklılara zarar vermek olduğunu ve yapılan işlemin iptale tabi olduğunu beyanla yapılan tasarrufun iptali ile ihtiyati haciz kararı verilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava, İİK 277. maddesine dayalı açılan tasarrufun iptali talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekilinin istinaf itirazları ve HMK'nın 355. maddesi doğrultusunda yapılan inceleme sonucunda; İİK.nun 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarının dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması, borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması ve davanın 5 yıllık hakdüşürücü süre içinde açılmış olması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır....

      ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 04/11/2021 NUMARASI : 2020/42 ESAS, 2021/274 KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 ve Devamı,TBK 19 ) KARAR : Tokat 1....

      Dairemizce verilmiş olan 09/01/2020 tarih ve 2019/2802 esas 2020/25 karar sayılı kararımız " Davacı vekilinin istinaf itiraz başvuru dilekçesi ile iddia savunma ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, 1- TBK 19 ve İİK 277 Ve Devamı maddesine göre tasarrufun iptali davası, Davacı, alacağının tahsilini engelleyen bir işleme karşı, takip yapılmamış olması halinde veya İİK. 284. maddedeki hak düşürücü sürenin geçmiş olması gibi durumlarda 6098 sayılı T.B.K 19. (818 sayılı BK 18.) maddeye dayalı olarak bir dava açabileceği gibi aynı işlem için koşulların varlığı halinde İİK. 277 vd maddelerine göre bir tasarrufun iptali davası açması da mümkündür. Davacının bu seçimlik haklarından BK 19. maddeye dayalı iptal yolunu seçtiği veya davanın İİK 277 vd maddelerine dayalı iptal istemine ilişkin olduğuna dair husus tespit edilememesi halinde, HMK'nin 33.maddesine göre Hakim, Türk hukukunu resen uygulamak zorundadır....

      Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere mahkeme kararının gerekçesinde ve değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve salt bedel farkının BK'nun 19.maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptali için yeterli olmadığı ancak İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak tasarrufun iptali davası yönünden iptal nedeni olduğu, davacının bu davadaki hukuki sebebini BK'nun 19 maddesi olarak belirlediği ve mahkemece nitelemenin bu şekilde yapıldığı, ancak davacının süresi içinde İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak tasarrufun iptali davası açma hakkının bulunmasına göre davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanunun uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 8,20 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına 16.01.2018 günü oybirliğiyle karar verilmiştir....

        UYAP Entegrasyonu