Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2023/976 KARAR NO : 2023/931 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : VAKFIKEBİR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 01.03.2023 (Ara Karar) NUMARASI : 2023/87 ESAS (DERDEST) DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı ve TBK 19. Maddesine Dayalı) KARAR : Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması esnasında ihtiyati haciz talebinin reddine dair ara karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK'nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi....

D)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, TBK 19.maddesi uyarınca tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir....

Mahkemece, davanın alacağın tahsil edilememesi sebebiyle alınan aciz vesikasına dayanılarak açıldığının anlaşıldığı, İİK m.277 hükmünde belirtilen tasarrufun iptali davası olduğu, davanın 21/06/2016 tarihinde açıldığı, iptali istenen tasarrufun ise 20/04/2011 tarihinde gerçekleştiği, davanın tasarruf tarihinden itibaren İİK madde 284'de göre 5 yıl içerisinde açılmadığından bahisle hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar davacı vekili ile davalılar ... ve ... vekilleri tarafından istinaf edilmiştir. İstinaf mahkemesince, davalı ... vekilinin istinaf başvuru dilekçesinin HMK'nın 352/1-c maddesi uyarınca süre yönünden reddine, dava konusu taşınmazın, davalı ...'...

    HMK'nun 362/1- a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi....

    Özellikle vurgulandığı gibi tasarrufun iptali davasında ya da somut olayda olduğu gibi TBK’nın 19. maddesi gereğince ve İİK’nın kıyasen uygulanması istemli olarak açılan davalarda alacaklı ile borçlu taraflar arasındaki ticari nitelikteki alım satım ya da banka alacağını oluşturan ticari ya da genel kredi sözleşmeleri görevin belirlenmesinde dikkate alınamayacaktır. Ne tasarrufun iptali davası, ne de TBK m. 19 gereğince İİK’nin 283. Maddesinin kıyasen uygulanması istemli muvazaa davası TTK’nın 4. maddesinde belirtilen mutlak ya da nispi ticari dava niteliğine haiz olduğundan 6100 sayılı HMK’nin 2. maddesi gereğince genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görev alanında kalmaktadır....

      İSTİNAF NEDENLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Dava, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nun 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali ile terditli olarak BK 19. Maddeye göre muvazaaya dayalı tasarrufun iptal istemine ilişkindir. İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyi niyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır....

      Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 17/03/2021 tarihli 2018/1228 Esas 2021/289 Karar sayılı kararının HMK.nun 353/1- a.6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 2.Davanın yeniden görülmesi için dosyanın MAHKEMESİNE İADESİNE, 3.İstinaf yargılama giderlerinin yerel mahkemece nihai kararda nazara alınmasına, 4.Kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 6100 sayılı HMK.nun 353/1- a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 10/02/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, TBK 19.maddesine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Tasarrufun iptali davaları 6098 sayılı TBK 19'a ve İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılabilir. Somut olayda; davacı vekilinin, davalılar arasında yapılan tasarrufun iptalini talep ettiği, yerel mahkemece yapılan yargılama sonunda iptali istenen tasarrufun sözleşmeden önceki bir tarihte gerçekleştiği görülerek davanın reddine karar verildiği, verilen kararın davacı vekili tarafından istinafa taşındığı görülmüştür. Muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek yoktur. Çünkü İİK 277 ve izleyen maddelerinde iptal davasına konu tasarruflar özünde geçerli olmasına rağmen kanunun icra hukuku yönünden iptaline imkan verdiği tasarruflardır. Muvazaaya dayalı iptal davasında ise davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir....

      HMK'nın 355. maddesine göre istinaf nedenleri ve kamu düzeni ile sınırlı olmak üzere mahkemece verilen 25/11/2022 tarihli ihtiyati hacze itirazın reddi ara kararının usule, yasaya ve dosya içeriğine uygun olup olmadığı ile sınırlı olmak üzere yapılan inceleme sonucunda: Dava, TBK m.19 ve İİK'nın 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali istemine dayanmaktadır. Davalılar tasarrufa konusu taşınmazları elden çıkartıklarından davacı İİK'nın 283/2.maddesi gereğince tazminat talep etmiştir. Bu halde İİK’nın 283/2 maddesi gereğince iptal davası, üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taalluk ediyorsa, bu değerler nispetinde üçüncü şahıs nakden tazmine (davacının alacağından fazla olmamak üzere) mahkûm edilmesi gerekir. Tasarrufun iptali davasında ihtiyati haciz talebi üzerine İİK'nın 281/2.maddesine göre, iptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında alacaklının talebi üzerine ihtiyati haciz kararı verebilir....

      Dava İİK'nın 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olup, iptal davaları için yasada özel bir düzenleme öngörülmediğinden davanın HMK'nın 6. maddesi gereğince davalının davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesinde açılması gerekir. Aynı Kanun’un 7/1. maddesi gereğince de davalı birden fazla ise dava bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir. İptal davaları ayni hakka değil kişisel hakka dayanan davalardan olduğundan davanın konusu taşınmaz bile olsa HMK'nın 12. maddesinin uygulanma imkanı yoktur. İİK'nın 282. maddesi gereğince davalı borçlu ile doğrudan veya dolaylı işlem yapan 3. kişiler arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan ve zorunlu dava arkadaşları usul işlemlerini birlikte yapmak zorunda olduklarından yetki itirazının davalılarca birlikte ileri sürülmesi yasa gereğidir. Yalnız bir davalı tarafından ileri sürülen yetki itirazı hukuki sonuç doğurmaz....

        UYAP Entegrasyonu