Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda, davacı vekili dava dilekçesinde ve yargılamanın tüm aşamalarında taleplerinin 6183 sayılı Kanunun 24 vd. maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali olduğunu beyan etmiştir. Yerel mahkemece 07.02.2017 tarihli duruşma zaptında “HMK 320/2 maddesi uyarınca taraflar arasındaki uyuşmazlığın, 6383 sayılı yasanın 24 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali davası olduğu görülmüştür.” şeklindeki tespite rağmen 2 numaralı ara kararda “Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, "Mirasın hükmen reddinin iptali" davası olduğunun tespitine, HMK 140/3 maddesi uyarınca tahkikatın bu tutanak esas alınarak yürütülmesine” denilmiştir....

    Dava dilekçesindeki açıklamalardan, davacının talebinin mirasın reddine ilişkin tasarrufun iptaline yönelik olduğundan, dava konusu mirasın reddine ilişkin tasarrufun 6183 sayılı Yasa’nın 24 ve devamı maddeleri gereğince iptale tabi olup olmadığının değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, borçlunun eşinden boşanma olayının gerçekliği üzerinden değerlendirme yapılarak davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 14.10.2020 gün ve 2019/6435 Esas-2020/5675 Karar sayılı onama kararının kaldırılarak hükmün BOZULMASINA 07/10/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili davalılardan ...’ın müvekkiline olan vergi borcunu ödemediğini ancak kendisine ait taşınmazı aynı yer nüfusuna kayıtlı diğer davalılara sattığını öne sürerek yapılan tasarrufun iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalılardan ... davaya karşı cevap vermemiş, diğer davalılar satışta muvazaa bulunmadığını, vergi borcunun kesinleşip kesinleşmediğini bilmediklerini savunarak davanın reddini istemişlerdir. Mahkemece satış işleminin muvazaalı olmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava 6183 sayılı yasanın 24 devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir....

        Şti., ... ve... vekili ve davalı ... vekili davanın reddini savunmuştur. Diğer davalılar usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara gelmemiş ve davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, davanın 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanun’un 24 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu ve 5 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği, davalı ... hakkındaki takip miktarının belli olmadığı ve davalı borçlu hakkında borca yetecek malı bulunmadığına ilişkin belge sunulmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 6183 Sayılı AATUHK'nun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Mahkemece yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş ise de yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir. Davalıların sanık olarak yargılandıkları İstanbul 12....

          ve ... vekili ve davalı ... vekili davanın reddini savunmuştur. Diğer davalılar usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara gelmemiş ve davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, davanın 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanun’un 24 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu ve 5 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği, davalı Erol hakkındaki takip miktarının belli olmadığı ve davalı borçlu hakkında borca yetecek malı bulunmadığına ilişkin belge sunulmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 6183 Sayılı AATUHK'nun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Mahkemece yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş ise de yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir. Davalıların sanık olarak yargılandıkları ... 12....

            Dava 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanunun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere ve davanın 6183 sayılı Yasa'nın 24.maddesine göre açıldığından hukuki değerlendirmenin anılan yasa hükümleri çerçevesinde yapılması gerekirken, İİK'nun 278 ve devamı maddelerine göre değerlendirme yapılması hatalı ise de sonuç itibari ile karar doğru olduğundan davacı vekilinin aşağıda yazılı bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.2-1136 Sayılı Avukatlık Kanunun 168.maddesinde değişiklik yapan 5904 Sayılı yasanın 35.maddesi “6183 sayılı Yasanın uygulanmasından doğan her türlü davalarda vekalet ücreti tutarı maktu olarak belirlenir” hükmü gereğince taraflar yararına maktu vekalet ücreti takdiri gerekirken nispi vekalet ücreti takdiri doğru görülmemiştir.Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirir...

              Davalı ...,....plakalı aracı kullanmak için satın aldığını ve ve halen kullandığını borçluyu tanımıdığını belirtmiştir. Diğer davalılar, cevap dilekçesi sunmamışlardır. Mahkemece, borçlu ile sadece davalı ... arasında iş ilişkisinin olduğunu, diğer davalılarla bir ilgisinin olmadığı, salt iş ilişkisinin olmasının borçlunun borcunu bilmesini gerektirmediğini, satış bedelleri arasında fark bulunduğu ancak yaşam deneyimleri içerisinde harç nedeni ile böyle bir uygulamanın yapıldığını, davalıların kötü niyeti ispatlanmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... idaresi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 6183 Sayılı Yasa’nın 24 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Dava dayanağı vergi borcu 2003 yılı döneminde yapılan usulsüzlüklere ilişkin olup tasarruflar bu tarihten sonra yapılmıştır....

                in satın almadan vazgeçtiğini ve hissesini devrettiğini ve taşınmazın daha sonra ...'e satıldığını belirtmiştir. Davalı ... vekili,dava koşullarının oluşmadığını ve müvekkilinin iyiniyetli olarak bedelini ödemek sureti ile satın aldığını davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, dava konusu taşınmazın davalı ... ve ... tarafından 2007 yılında birlikte satın alındığını, bu tarih itibari ile ...'in böyle bir borçtan sorumluluğu doğacağına dair bir öngörüde bulunmasının beklenemeyeceği, 2007 yılında ...'nın arkadaşının hissesini satın almasının kötü niyeti olduğunu göstermeyeceği, bedeller arasında fahiş fark olmadığı ve davalıların kötü niyetli oldukları ispatlanmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 6183 sayılı Yasanın 24 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir....

                  Dava,alacaklının 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere ve 6111 sayılı yasanın uygulamasında, yapılandırmanın, davacı tarafça açılmış tasarrufun iptali davalarını durduracağı ya da ertelemesini sağlayacağı yolunda bir hüküm bulunmamasına göre davalıların aşağıda yazılı bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 168.maddesinde 16/06/2009 tarihinde ve 5904 sayılı Kanun’un 35. maddesi ile yapılan değişiklik sonucu hazırlanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarının maktu olarak belirlenmesi gerekirken nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi de isabetsizdir....

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı resen yetkisizliğine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı Hazine vekili, davalı borçlu ... aleyhine icra takibi yaptıklarını, borcu karşılayacak malı bulunamadığını ileri sürerek borçlunun, dava konusu taşınmazlarını diğer davalılara satışına ilişkin tasarrufun iptalini talep etmiştir. Davalı borçlu vekili davanın reddini savunmuştur. Diğer davalılar usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara gelmemiş ve davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, taşınmazların bulunduğu yer nazara alınarak resen yetkisizlik kararı verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava 6183 sayılı Kanun’un 24 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir....

                      UYAP Entegrasyonu