Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir....

    Mahkemece, iptali istenilen tasarrufun borcun doğumundan sonra yapılması gerektiği, dava konusu olayda vergi borcunun tahakkuk tarihinin 25.03.2011 ve sonrası olduğu tasarrufun ise 30.09.2010 tarihinde yapıldığından davanın ön koşul yokluğundan reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vergi idaresi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 6183 sayılı Yasa’nın 24 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir. 6183 sayılı Yasa'nın 37.maddesi 2.fıkrasında özel kanunlarda ödeme zamanı tesbit edilmemiş amme alacaklarının maliye vekaletince belirlenen usule göre yapılacak tebliğden itibaren 1 ay içinde ödenmesi gerektiği, 54.maddesinde ödeme müddeti içinde ödenmeyen amme alacağının tahsil dairesince cebren tahsil olunacağı yine anılan yasanın 55.maddesinde ise amme alacağının vadesinde ödemeyenlere 7 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları için ödeme emrinin tebliğ edileceği belirtilmiştir....

      Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre davalıların amca yeğen olması nedeniyle dava konusu tasarrufun 6183 Sayılı AATUHK'nun 30.maddesi gereğince iptale tabi olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabul kısmen reddi ile dava konusu taşınmazın davalılar arasındaki satışına ilişkin 28.10.2009 tarihli tasarrufun iptaline, davacının dava konusu taşınmazın borçlu adına tesciline ilişkin talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava 6183 sayılı AATUHK'nun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Bu tür davaların dinlenme koşullarından biri de iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olmasıdır. Eldeki dava davalı borçlunun ........Vergi Dairesine olan borcu nedeniyle açılmıştır....

        Şti'nin vergi borçları nedeniyle konulan haciz işleminin yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiş olup, İİK 277 md gereğince tasarrufun iptali davası açılabilmesi için davacı tarafın elinde muvakkat veya kati haciz vesikası bulunması gerekli olup, usulüne uygun yapılmış haciz işlemi bulunmadığı, yapılan haciz işleminin Vergi Mahkemesi kararıyla iptal olunduğu, bu nedenle aciz vesikasının varılığından bahsedilemeyeceği hususu dikkate alınarak şartları oluşmayan davanın reddine karar verilmiş hüküm süresi içerisinde davacı vekili ve davalı asil ... tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dava 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanunun 24 ve devamı maddeleri ile 35. md. gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Bu tür davaların görülebilmesi içinde borçlu hakkında 6183 sayılı yasaya göre bir takip yapılmış ve kesinleşmiş olması gerekir ancak aciz belgesine gerek olmayıp borçlunun borcunu ödeyememe durumunun gerçekleşmiş olması yeterlidir....

          Davalı ... vekili aciz vesikasının bulunmadığı ve 5 yıllık hak düşümü süresinin geçtiğini ifade ederek davanın reddini savunmuştur. Davalı ... satışların başka borçların ödenmesi maksadıyla yapıldığını ve gerçek satış olduğunu belirtmiş, diğer davalılar duruşmalara gelmemiş, davaya cevap vermemişlerdir. Mahkemece, dava 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali davası olduğu değerlendirilerek aynı yasanın 26. maddesi uyarınca dava tarihi ile tasarruf tarihi arasında 5 yıldan fazla süre geçtiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

            Dava 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel sağlık Sigortası Kanunun 88/19 maddesi uyarınca kurumun prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanunun uygulamasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde kurumun alacaklı biriminin bulunduğu yer iş mahkemesi yetkilidir. Somut olayda davacı kurumun alacağı prim borcundan kaynaklanmaktadır. Bu durumda iş mahkemesi görevli olduğundan mahkemece davanın esasına girilerek tarafların delillerinin toplanması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme sonucu görevsizlik kararı verilmiş olması doğru bulunmamıştır. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 11.1.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Dava, 6183 Sayılı Yasa’nın 24 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Dava konusu taşınmaz, borçlu tarafından 01.03.2005 tarihinde davalı ..'dan satın alınmış ve aynı gün ..Bankası tarafından 200.000,00 TL kredi için taşınmaz üzerine ipotek konulmuştur. Aynı taşınmaz borcun doğumundan sonra 22.12.2005 tarihinde borçlu tarafından yine ipotekli olarak 22.000,00 TL'ye davalı Süleyman'a satılmıştır. Bu olgularla davalı ..'ın borçluyu tanıdığı ve mali durumu hakkında bilgi sahibi olduğu, davalıların ifadelerinde de kabul edildiği üzere teyid edilmiştir. Bu durumda, mahkemece 6183 Sayılı Yasanın 30.maddesine göre tasarrufun iptaline karar verilmesi gerekirken aksi düşüncelerle davanın reddie karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....

                Gıda Tur.Tic.Ltd.Şti'nin ortağı ve yetkili temsilcisi olması nedeniyle kendisi adına da ödeme emri gönderildiği ve Hasan yönünden de kamu alacağının kesinleştiği, bu bağlamda davalı ...'ın iş yerindeki hissesini aynı şirkette ortağı olan diğer davalı ...'e devretmesi kamu borcunu ödememek amacıyla ve alacağın tahsilini semeresiz bırakmak saikiyle yapıldığı ve bu bağlamda İİK 278/2 ve 280/3 madde gereğince tasarrufun iptaline karar vermek gerektiğinden bahisle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddesinden kaynaklanın tasarrufun iptali davasına ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere ve ivazlar arasında önemli bir oransızlık olmamakla birlikte davalı borçlu ......

                  Dava 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası kanununun 88/19. maddesinde “Kurumun prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanunun uygulamasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde Kurumun alacaklı biriminin bulunduğu yer iş mahkemesi yetkilidir.” denilmiştir. Somut olayda daha önce iş mahkemesi sıfatıyla verilen karar Yargıtay .....Hukuk Dairesinin 07.02.2013 tarih 2011/13883- 2012/1388 sayılı ilamı ile görev yönünden bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyulmuş ve dava dosyası Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmiştir. Ancak, görev hususu kamu düzenine ilişkin olup, kamu düzeni ile ilgili hususlarda usule ilişkin kazanılmış hak oluşmaz (HGK.nun 29.3.1995 tarih 14/855-242 sayılı kararı)....

                    Dava 6183 sayılı Yasa'nın 24. ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davacı vekilinin aşağıda yazılı bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-1136 Sayılı Avukatlık Kanunu'nun 168.maddesinde değişiklik yapan 5904 Sayılı Yasa'nın 35.maddesi “6183 sayılı Yasanın uygulanmasından doğan her türlü davalarda vekalet ücreti tutarı maktu olarak belirlenir” hükmü gereğince taraflar yararına maktu vekalet ücreti takdiri gerekirken nispi vekalet ücreti takdiri doğru görülmemiştir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirir nitelikte görülmediğinden, 6100 Sayılı HMK'nin geçiçi 3/2.maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK'nin 438/7.maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu