Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

a devrettiğini, bu nedenle haciz bildirisine itiraz ettiklerinin anlaşıldığını, borçlunun emekli maaşının 1/3'üne haciz konulduğunu, başkaca bir mal varlığına da rastlanmadığını, borçlunun malı bulunmadığını beyan ettiğini, 6183 Sayılı Yasanın 24 ve devamı maddeleri uyarınca tasarrufun iptali şartlarının oluştuğunu, borçlunun mevcudunu eksilttiğinin ... Asliye Hukuk Mahkemesinin... Esas sayılı dosyasında görülen davada kendisine miras kalan taşınmaz ile ilgili müteveffa babanın saklı payına yönelik tasarrufuna rıza gösterdiğini ve kendisinin de pay sahibi olduğu taşınmazın ... vakfına tesciline imkan sağlamasıyla anlaşıldığını, bu tasarrufun iptali yönünde de ... Asliye Hukuk Mahkemesinin ... Esas sayılı dosyasında da taraflarınca açılmış dava bulunduğunu, borçlu ... ile aralarında tasarruf bulunan ... arasında akrabalık, arkadaşlık ya da iş ortaklığının mevcut olma durumunun söz konusu olduğunu belirterek kurum borçlusu ...'...

    Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve toplanan delillere göre davanın kabulü ile davalının 77.528,49 TL'yi 7.5.1998 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte dava dışı 3.kişi konumunda bulunan ... Nak. Taah. San ve Tic. Ltd. Şti'nin Körfez Vergi Dairesine olan vergi borcu aslı ve ferileri karşılığı olarak davacıya ödenmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava 6183 Sayılı AATUHK'nun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.Anılan yasanın 26.maddesinde İİK 284. maddesine parelel biçimde kamu alacağından dolayı açılan tasarrufun iptali davasının tasarrufun yapıldığı tarihten itibaren beş yıl içinde açılması öngörülmüştür. Anılan dava açma süresi hakdüşürücü süre niteliğinde olduğundan mahkemece davanın süresinde açılıp açılmadığının res'en incelenmesi gereklidir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Tasarrufun iptali istemine ilişkin olarak açılan davada Kütahya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi ile Kütahya İş Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, davalı şirketin borçları nedeniyle davacı tarafından başlatılan takipte hesapların blokeli olması nedeniyle haciz işlemi yapılamaması ve davalının davaya konu taşınmazını diğer davalıya devrettiği iddiasına dayalı tasarrufun iptali davasıdır. Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın davacı SGK tarafından 6183 sayılı Kanuna göre açılan tasarrufun iptali davası olduğu ve 5510 sayılı Kanunun 88/19 fıkrası uyarınca iş mahkemesinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir....

        Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü: Dava, 6183 sayılı Kanunun 24 ve devamı maddeleri uyarınca tasarrufun iptâli istemi ile açılmış, mahkemece davalılar hakkında usulen takip yapılmadığından ve dava şartı oluşmadığından dolayı davanın reddine dair verilen karar davacı vekilince temyiz edilmiştir. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 10. maddesi, 6183 sayılı Kanuna 4108 sayılı Kanunun 11. maddesi ile eklenen mükerrer madde 35'e göre tüzel kişilerden tahsil edilemeyen amme alacaklarının kanunî temsilcilerinden tahsili gerekmektedir. Dava konusu olayda vergi borcu davalıların ortağı bulunduğu anonim şirkete ait olup bu borcun ödenmemesi sebebiyle kanunî temsilcilerin sorumluluğu ortaya çıkmaktadır....

          Davalı borçlu, duruşmalara katılmamış ve cevap dilekçesi sunmamıştır. Mahkemece, davalı ...'un dava konusu taşınmazı satın almak için kredi aldığı, satış değerleri dikkate alındığında satışın muvazaalı olduğu sonucuna varılmadığından bahisle davanın reddine karar vermiş; hüküm, davacı vekili ve vekalet ücretinin daha fazla olması gerektiği iddiası ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davalı ... vekilince karar temyiz edilmiş ise de, 06.01.2013 tarihli temyiz dilekçesinin temyiz esas defterine kaydı olmadığı gibi temyiz harcı da yatırılmadığından usule uygun olmayan temyiz dilekçesinin reddi gerekmiştir. 2-Dava 6183 sayılı Yasa'nın 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Anılan Yasanın 28/1.maddesinde ”Üçncü dereceye kadar (bu derece dahil)kan hısımlarıyla, eşler ve ikinci dereceye kadar (bu derece dahil) sıhri hısımlar arasında yapılan ivazlı tasarrufların bağışlama hükmünde olduğu belirtilmiştir....

            Uyuşmazlık 6183 sayılı Yasa’nın 24 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir. Mahkemece, bozma ilamına uygun olarak dava konusu taşınmazı üçüncü kişiden satın alanlar davaya dahil edilmiş ise de, bu kişilerin kötü niyetinin ispatlanmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi isabetli olmamıştır. 6183 sayılı Yasa’nın 31.maddesinde "– 27, 28, 29 ve 30 uncu maddelerde sözü edilen tasarruf ve muamelelerden faydalananlar elde ettiklerini, elden çıkarmışlarsa takdir edilecek bedelini vermeye bu kanun hükümleri dairesinde vermeye mecburdurlar. Bunlar karşılık olarak verdikleri şeyden dolayı alacaklı amme idaresinden bir talepte bulunamazlar." hükmüne yer verilmiştir. Davalı ... dava konusu taşınmazlardan 1 nolu bağımsız bölümü 25.12.2008 tarihinde ve 3 nolu bağımsız bölümü de 6.3.2012 tarihinde dahili davalı ...’a satış yoluyla devretmiştir. Bu halde, 1 nolu bağımsız bölüm için kamu ......

              Mahkemenin, davanın kabulüne ilişkin kararı, Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 09/02/2016 tarih 2016/1353 Esas 2016/1353 Karar sayılı ilamı ile 6183 sayılı AATUHK'nun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılan davaların dinlenme koşullarından birinin de iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması olduğu, davalı ... vekilinin temyiz dilekçesine eklediği Saburcu Vergi Dairesi Müdürlüğü yazısından davalı borçlunun 28/10/2009 tasarruf tarihine kadar ilgili Vergi Dairesi Müdürlüğüne borcunun bulunmadığı şeklinde cevap verildiği, dosyada mevcut ödeme emirlerinin de 2010 ve 2011 dönemlerine ilişkin borca yönelik olduğu anlaşıldığından, Mahkemece Saburcu Vergi Dairesi Müdürlüğüne müzekkere yazılarak davalı borçlunun tasarruf tarihi olan 28/10/2009 tarihine kadar olan döneme ilişkin vergi borcu bulunup bulunmadığı sorularak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuş, bozmadana sonra tasarruf tarihinden önce borçlunun vergi borcu olmadığı gerekçesi ile davanın...

                Mahkemece, davalının 6183 sayılı Yasa'nın 24 ve devamı maddeleri gereğince tasarrufun iptali davası açması gerektiği, davacının kötü niyetinin ispatlanmadığından bahisle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 6183 sayılı Yasa'nın 66.maddesine dayalı olarak istihkak davasına ilişkindir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı alacaklı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanunun uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 2,75.TL kalan onama harcının temyiz eden davalı alacaklıdan alınmasına 3.5.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  Dosya kapsamından davalı T4 Şt'ne ait kamu borcu nedeniyle VUK 10. md.si ve 6183 sayılı kanunun 35. md.sinden kaynaklanan borçlu olduğu, davalı borçlunun davaya konu üç taşınmazı 19.12.2014 tarihinde satın aldığı ve 06.07.2017 tarihinde davalı kurumun yasal temsilcisi ve tek ortağı Burak Varlı'nın kardeşi olan ve 2016,2017,2018 yıllarında davalı kurumun sigortalı çalışanı olarak görülen T3 sattığı anlaşılmıştır. Tasarrufun iptali davalarının konusu, alacaklıdan mal kaçırma saiki ile yapılan tasarruflardır. Bundan dolayıdır ki İİK'nın 281. maddesinde tasarrufun iptali davalarında daha özel bir geçici hukuki koruma tedbiri öngörülmüştür. Buna göre mahkemece alacaklının talebi üzerine iptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında 08/04/2021 tarihli tensip ara kararı ile ihtiyati tedbir kararı vermiştir. İhtiyati tedbir talebinin kabulü için tüm dava şartlarının gerçekleşmesine gerek bulunmamaktadır....

                  DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE Esas ve birleşen davalar 6183 Sayılı AATUHK'nun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 6100 Sayılı HMK'nın 297/1- 2 maddeleri gereğince mahkeme kararında; hüküm sonucunun, taraflara yükletilen hak ve sorumlulukların şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde ayrı ayrı ve açıkça gösterilmesi gerekir. HMK'nın 166. maddesine göre ise birleştirilen dava dosyaları birbirlerinden bağımsız ayrı birer dava olup, birleştirilen her dava hakkında usul hükümlerine göre ayrı ayrı hüküm kurulması, harç ve diğer yargılama giderlerinin ayrı ayrı gösterilmesi gerekir. Somut olayda davacı vekili Kırıkkale 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2010/290 Esas sayılı dosyası ile davalı borçlu Can Turizm Nakliye Oto İnş. Petrol Giyim Emlak Tic. Ltd....

                  UYAP Entegrasyonu