Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda, yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün tüm davalılar vekili tarafından verilen dilekçe ile istinaf edilmesi üzerine istinaf talebinin esastan reddine dair verilen kararın temyizi tüm davalılar vekili tarafından istenilmekle, dosyadaki kağıtlar okundu gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili; davalı ... ’den vergi borcundan kaynaklı alacaklı olduğunu, davalı borçlu aleyhine takip yapıldığını, davalının mal kaçırma kasdı ile adına kayıtlı gayrımenkulü kızı olan diğer davalı ...’ya devrettiğinin tespit edildiğini beyan ederek, davalılar arasındaki tasarrufun iptalini talep ve dava etmiştir. Davalılar davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre davanın kabulüne hükmedilmiş, hüküm tüm davalılar vekili tarafından istinaf edilmiş, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9....

    Dava 6183 sayılı Yasa'nın 24. ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davacı vekilinin aşağıda yazılı bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-6183 sayılı Yasa'nın 25.maddesinde tasarrufun iptali davasının borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılacağı belirtilmiştir. Ayrıca, borçlu ile hukuki işlemde bulunan kişi, borçludan aldığı malı üçüncü bir kişiye devrederse, alacaklı kötü niyetli dördüncü kişi veya mirascıları hakkında da iptal davası açılabilir. 31.maddesine göre ise iptal davası üçüncü kişinin elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taalluk ediyorsa, bu değer nisbetinde üçüncü kişi nakten tazminata mahkum edilir. Somut olayda, dava konusu 911 ada 13 parsel 12.03.2010 tarihinde davalı ...'...

      Mahallesi 746 ada 1 parselde tapuya kayıtlı taşınmazda yapılan keşif sonrasında alınan bilirkişi raporunda dava konusu işlem tarihi itibari ile değerinin 222.049,00 TL olduğunun belirtildiği bu yerin işlem tarihi olan 28.09.2007 tarihinde 86.000,00 TL bedelle satışa konu olduğu görüldüğü bu durumda bu taşınmazlara ilişkin yapılan işlerde tapuda gösterilen satış değeri ile keşfen saptanan gerçek bedeli arasında fahiş fark olması, yapılan bu tasarrufun İİK.nun 278/2 maddesi gereğince iptali gerektiğinden bahisle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm davalıların tümünün vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 6183 sayılı Yasanın 24 ve devamı maddesinden kaynaklanın tasarrufun iptali davasına ilişkindir. 1-HMK'nin 33. maddesine göre Hakim, Türk hukukunu resen uygulamak zorundadır. Bir davada olayları belirtmek ve açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme Hakime aittir. Bu nedenle tarafların hukuki nitelendirmeyi doğru yapmak zorunluluğu yoktur....

        Ancak dava 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir....

          Dava 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanunun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Bu tür davaların görülebilmesi içinde borçlu hakkında 6183 sayılı yasaya göre bir takip yapılmış ve kesinleşmiş olması gerekir ancak aciz belgesine gerek olmayıp borçlunun borcunu ödeyememe durumunun gerçekleşmiş olması yeterlidir. Öte yandan 6183 sayılı Yasa’nın 28/1 maddesine göre üçüncü dereceye kadar kan hısımları ile eşler ve ikinci dereceye kadar (bu derece dahil) sıhri (kayın) hısımları arasındaki tasarruflar bağış niteliğinde olup iptali gerekmektedir....

            Hukuk Dairesi'nin 18.03.2019 tarihli ve 2016/12063 Esas, 2019/3126 Karar sayılı ilamı ile; "...6183 sayılı yasaya dayalı tasarrufun iptali davalarında, diğer dava koşullarının yanında iptali istenilen işlemin borcun doğumundan sonra yapılmış olması gerekmektedir. Borcun doğumundan kasıt ise borçlu hakkında başlatılan takibin tarihi değil, takibe esas olan borcun doğduğu tarihtir....

              Dava, 6183 Sayılı Yasanın 24 ve devamı maddelerine göre açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. Anılan yasada öngörülen nedenlere dayalı olarak iptal davasının açılabilmesi için öncelikle kesinleşmiş ve muaccel hale gelmiş bir kamu alacağının bulunması gerekir. Bir başka anlatımla ödeme emrinin borçluya tebliğ edilmiş olması ve bu ödeme emrinin kesinleşmiş olması gerekir. Somut olayda ödemeye çağrı mektubu ve ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu tarafından İdare Mahkemesine bu belgelerin iptali istemiyle davaların açılmış olduğu ve davaların kabulüne ilişkin İstanbul 6. İdare Mahkemesince 2006/2548-2008/306 sayılı ve İstanbul 8....

                nın sorumlu olduğu vergi asıl ve cezaları ile birlikte toplam kamu borcunun belirlenmesi ve miktarla sınırlı olarak iptale karar verilmesi gerekirken aksi düşüncelerle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu, 1136 sayılı Avukatlık Kanunun 168.maddesinde değişiklik yapan 5904 sayılı Yasanın 35. maddesi “6183 sayılı Yasanın uygulanmasından doğan her türlü davalarda vekalet ücreti tutarı maktu olarak belirlenir” hükmü gereğince taraflar yararına maktu vekalet ücreti takdiri gerekirken nispi vekalet ücreti takdiri doğru olmadığından bahisle bozulmuş bozmadan sonra mahkemece, borçlu...’nın 02.09.2010 tarihinde sorumlu olduğu borç miktarı 70.020,61 TL ile sınırlı olarak tasarrufun iptaline karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                  Mahallesi, 215 ada, 8 nolu parselde kayıtlı gayrımenkul ile ilgili tasarrufun iptaline, davacıya bu hisseler üzerinde güncel vergi borcu ile sınırlı olmak üzere cebri icra yetkisi verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı ...'in aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, karar vermek gerekmiştir. 2-Dava 6183 sayılı Yasa'nın 24. ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir. Davacı tarafından dosyaya ibraz edilen mükellef borç listesinde alacağın dayanağının 2005-2008 vergilendirme dönemine ilişkin olduğu, ödeme emirlerinin bir kısmının ilanen tebliğ edildiği, bir kısmının da 18.11.2014'de tebliğ edildiği anlaşılmıştır....

                    Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/30 D.iş sayılı dosyası ile tespit yaptırdığını ve davalı ...'a karşı Beykoz 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde 2004/591 E sayılı dosyası ile tapu iptali tescil davası açtığını, davanın müvekkili lehine sonuçlanacağını anlayan davalı ...'ın müvekkilinin kaba inşaat olarak bedelini ödediği değer üzerinden tapuda müvekkili adına taşınmazı sattığını, müvekkilinin taşınmazı 11/05/2001 tarihinde satın aldığını, dolayısıyla 6183 sayılı Kanunun 24. maddesindeki 2 yılın bu davada ileri sürülemeyeceğini, müvekkilinin davalı ... ile hiç bir bağlantısı ve hiç bir ilişkisi olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur....

                      UYAP Entegrasyonu